Kör Bıçak Yoktur
14 Şubat 2012 Salı, 00:38
Türkiye'den ayrılırken bavuluma dört tane tırtırlı bıçak koymuştum. Bıçaklar birbirinin eşi, süper kesiyorlar. Dört yıldır her şeyi sadece onlarla kesiyoruz, kesme tahtası değil cam kullanıyoruz, bana mısın demiyorlar. Ben habire sayıyorum bunları kaybolmasınlar diye. Yalnız, biraz boyları kısa. Olsun, ben nereye onlar oraya.
Mutfakta iyi kesmeyen bıçak kadar can sıkıcı bir şey var mıdır? Eh, iyi çalışmayan bütün aletler can sıkıcıdır tabii. Ama benim şahane yılbaşı hediyem Wüsthof bıçağım can sıkıcı olamaz! Hiçbir zaman da olmayacak çünkü bıçak bilemenin süper bir yolunu öğrendim. Denedik, gerçekten de işe yarıyor. Neden bıçak bileyici satan siteye koymuşlar bilinmez ama işte: Bıçak bilemenin en iyi yolu! Videoda gösterildiği gibi, bıçağı seramik bir kupanın altındaki sırsız bölüme sürtmek yetiyor.
İyi çalışan aletler demişken, Hollanda'daki ilk evimizdeki limon sıkacağını da unutamıyorum. Bir daha hiç onun gibisiyle karşılaşmadım. Evin demirbaşı olmadığını maalesef taşındıktan sonra öğrendim. Hala onu çantaya atmadığıma hayıflanıyorum.
[Yersen] | Gönderen: nergis | Yorumlar (4)
|
Kabak Çekirdeği
11 Şubat 2012 Cumartesi, 18:20
Bu sene epeyce kabak tatlısı yaptık. Aldığımız bal kabakları Türkiye'deki gibi tombalak Haloween tipi değil de, uzun tip. Halka halka kesip öyle satıyorlar. Soyması, dilimlemesi çok kolay oluyor. İçinden çıkan çekirdekleri de kurutup çitliyorduk. Biraz zor oluyor: kabuğu kırılıyor, ayıklamak gerekiyor. Geçen yine balkonda kurutuyordum, Helga gördü. "Kavuruyor musun?" diye sordu. Yok dedim ama aklıma düştü, dün akşam tavaya azıcık zeytinyağı koydum, biraz da sarımsak tozu ektim, kurumuş çekirdekleri attım içine. Şöyle kaşıkla çevirirken patlamaya başladılar! Patlayıp kabukları açılıyor. Bazıları sağa sola sıçramaya başlayınca üstünü kapattık, altını söndürdük. İçleri de patlak olmuş, yastık gibi şişmişler. Biraz nazik çitlemek gerekiyor yoksa kabukları kırılıveriyor ama benim çok hoşuma gitti. Sarımsak tozu gereksiz olmuş, bir dahakine koymam. Acaba yağ da koymasak olur mu?
Helga Avusturyalı. Orada kabak çekirdeğinin yağını çıkarıyorlarmış. Koyu kıvamlı bir yağ. Bal kabağı çorbası yaptığımızda (birlikte yemek pişiriyoruz bazen), tabakların üstüne gezdirip süslemişti. Çok şık bir sunum olmuştu. Benzeyen bir resim aradım, şunu bulabildim ancak:
(http://food.lizsteinberg.com/2008/11/28/coconut-pumpkin-soup/)
Rengi ve kıvamı anlaşılıyor. Çekirdeklerle de süslenebilir demişti ama bence biz çitleyelim onları.
[Yersen] [Bask Elleri] | Gönderen: nergis | Yorumlar (2)
|
Bayram Yemeği
1 Eylül 2011 Perşembe, 01:30
Yemeği meşhur bir yerde yaşıyoruz ama herkesin ağız tadı kendine göre. Bayram gelmiş, şöyle ağzımıza layık bir sofra kuralım deyince bir sürü malzeme eksiğimiz çıkıyor. Peki biz ne yapıyoruz? İmkanları zorluyoruz tabii ki...
Mesela, süzme yoğurt mu lazım oldu? Yoğurdun meyvesiz ve şekersizini zor bulmuşuz zaten. Aşağı sokakta açılan 'artizanal' dükkanda yarım kiloluk dev(!) kutuda bildiğimiz yoğurda benzer yoğurt bulduk diye sevinmişiz. Ama süzme yoğurt arayacak kadar da saf değiliz. Ne yapıyoruz? Kasenin üzerine süzgeci yerleştirip bir küçük kutu yoğurdu süzgece döküyoruz. Bütün yoğurt -süzgece bana mısın demeden- şapırt diye kaseye boşalınca, baştan başlıyoruz. Bu sefer süzgecin üstüne tülbent, bez mendil bir şey serip yoğurdu öyle boca ediyoruz. Biraz bekleyince yeşil yoğurt suyu kasede birikiyor, kalan süzme yoğurt tarife girmeye hazır!
Böyle ben icat etmişim gibi anlatıyorum ama muhtemelen süzme yoğurt zaten böyle yapılıyordur.
Peki, bayram tatlısı illa ki tel kadayıf olsun diye kafaya taktık diyelim. Hollanda mı burası, kadayıf ne arasın? Yufka bile zor bulunuyor, Yunan hamuru diye bir şey alıyoruz. Fena değil, dokusu benzemese de tadı benziyor. (Şeklinin kare oluşu başta garip gelmişti ama düşününce, tepsiye döşemek için kare yuvarlaktan daha uygun aslında.) Her yerde de bulunmuyor ama madem kadayıf yapılacak, binip otobüse büyük markete gidiyoruz. Yunan yufkasını alıyoruz. Eve gelince mutfak makasını kapıyoruz, o kare yufkaları kıymık kıymık kıymık kesiyoruz. Oldu mu bize kadayıf? Eeh, tam da olmadı ama tadı benzedi. Bunu bulamayan da var canım...
Yaptık yani bayramımızı, bir şeyimiz eksik kalmadı. Çocuğun eline şekerlikle kolonya şişesini verdik ikram etsin diye, "Hangisini seçersiniz?" diye sordu yazık, bilemedi. Sonra el öptürdük, harçlık verdik. Harçlığıyla gitti saçma sapan Winx dergisi aldı, ona bile sesimizi çıkarmadık. O da onun bayram kıyağı olsun...
[Ece Böcee] [Yersen] [Bask Elleri] | Gönderen: nergis | Yorumlar (0)
|
Tostadas de Carnaval
15 Mart 2011 Salı, 00:59
Geçen yazıda dediğim gibi, karnavalın resmi içeceği sıcak çikolata. Resmi yiyeceği ise 'tostadas de carnaval'. Karnaval zamanı herkes evinde mutlaka yaparmış bundan. Paskalya'ya kadar sık sık yenirmiş. Dünyaca meşhur Bask mutfağının (evet evet, meşhur gerçekten) en zayıf olduğu konu tatlı. Tatlı fukarası diyebilirim, ne görünüş ne de lezzet olarak cazip hiçbir şey yok bence. İçine dışına krema basılmış, albenisi olmayan tatlılarla dolu pastanelerin vitrinleri. Nerede bizim çeşit çeşit sütlüler, şerbetliler, pastalar... Tatlı sevmez geçinirim, hiç aramam, bir parça bitter çikolata beni günlerce idare eder; buna rağmen eksikliğini hissediyorum.
Karnaval tatlısını da söylediler, tarif ettiler ama ben yapmadım. Bizim ekmek balığının (çook) tatlı olanı işte. Tarifini yazayım, özellikle bizim bölgenin spesiyalitesiymiş, Bask tatlısı yapasınız gelirse diye.
Pastaneler bu tatlı için özel ekmek çıkarıyorlar. Francala genişliğinde, baget uzunluğunda, poğaça görünümünde tatlı bir ekmek:
Ama olmasa da olurmuş, evdeki normal bayat ekmek de aynı işi görürmüş.
1 litre süte 5 çorba kaşığı şeker ekleyip içine yarım çubuk tarçın atıyorsunuz. Kısık ateşte 10 dakika kadar ısıtınca tarçın aromalı sütünüz oluyor. Sonra tarçını çıkartıp (eğer evde "Yaşasın, ağaç kabuğu! Yiyebilir miyim?" diye sevinen biri yoksa) atıyorsunuz. Ekmekleri 2 parmak kalınlığında dilimleyip kokulu süte bandırıyorsunuz. Fazlasını akıtıp çırpılmış yumurtaya daldırıyorsunuz, oradan da hop kızgın yağa. Kızaranları çıkarıp kağıt havluların üstünde yağını aldıktan sonra toz şeker ve toz tarçın karışımına buluyorsunuz. Ça-çaam! Sonra sıcak sıcak yiyorsunuz -yanında sıcak çikolatayla tabii ki. Herhalde yanında içilecek sıcak çikolatayı da artan sütten yapıyorlardır, buncacık ekmek bir litre sütü emecek değil ya...
Ortaya şöyle bir şey çıkacak:
Ne kadar tabağa kararmış yapma çiçekler koyup absürd bir arkaplana yerleştirseniz de, görüntü bu. Hile yapıp toz şeker ve tarçına bulamadan önce çekmişler bunu üstelik.
On egin! Afiyet olsun!
[Yersen] [Bask Elleri] | Gönderen: nergis | Yorumlar (4)
|
Cafe con Hielo
24 Ağustos 2010 Salı, 00:38
Türkçesi 'buzlu kahve' ama kelime anlamını bilmek ne olduğunu anlamaya yetmiyor.
Dün Ece'nin arkadaşı Emma, annesi Sofia ve dedesi İsa Amca (Jesùs yani) ile Bilbao festivalinin çocuk aktivitelerinden birini izlemeye gittik. Oraya vardığımızda geçit töreninin başlamasına yaklaşık bir saat vardı. Hep birlikte Sofia'nın bildiği bir bara gittik. Burada kafe diye bir şey yok, hepsine bar deniyor. Çay (denen içeceği sofistike bir şey sanıyorlar, havalı dükkanlarda satıyorlar. Barlarda da ya olmuyor, ya en dandik sallamayı kahvenin iki katına içiyorsunuz.) zaten ihtimal dışı -artık sormuyorum bile. Cappuccino gibi olmayacak bir şey isterseniz de garip garip yüzünüze bakıyorlar. O yüzden kahve sevmez bünyemin fincanın dibini görebildiği tek seçenek olan 'cafe con leche' yani sütlü kahve istedim ben. Emre de normal kahve istedi, asimile oluyor yavaş yavaş! Arkadaşlarımız 'cafe con hielo' istediler. Birazdan garson kız önlerine birer küçük fincan kahveyle içi buz dolu birer su bardağı bıraktı. Baba kız fincandaki sıcak kahveyi buzlu bardağa döktüler. Oldu bize buzlu kahve! "İspanya'da var sadece, mmh nefis..." diye diye içtiler. Sofia (Paris'te yaşıyorlar) "Fransa'da buzlu kahve isteyince cafe frappé getiriyorlar, bunu hiç bilmiyorlar. Ben de bir kahve bir de buz dolu bardak istiyorum." diye dert yandı.
Şimdi afiyet olsun da, gerçekten buranın adeti mi yoksa babasından öyle gördüğü için mi öyle biliyor çok emin olamadık. Pek inandırıcı gelmedi açıkçası. Google'a sorayım dedim, meğer doğruymuş. Yapım aşamalarını gösteren bir fotoğraf bile buldum:
İşte size İspanyol usulü buzlu kahve. Que aproveche!
[Yersen] [Bask Elleri] | Gönderen: nergis | Yorumlar (3)
|