Çiçek Güncesi / Nergis

Ana Sayfa || giriş

Anıtlar Günü/Openmonumentendag 2 - Gizli Kilise
9 Ekim 2009 Cuma, 01:14

Cumartesi günü gittiğim gizli kiliseden ev sahibemiz sayesinde haberdar olmuştum. O gün açık olacağını da o haber verdi, ben de bir göreyim dedim.

Hollanda'da pek çok şehirde olduğu gibi Delft'te de bir 'Bagijnhof' Sokağı var. Burada eskiden rahibe olmayan ama kendini dine adamış Katolik kadınlar (yani Begijnler) bir arada yaşarmış. Sokağın iki başında yer alan kapılar akşamları kapatılır, erkeklerin (çocuk bile olsalar) içeri girmesine izin verilmezmiş. Bu 'Bagijnhof'ların en meşhur ve korunmuşu Amsterdam'daki. Turistik güzergaha dahil olmasına rağmen sadece bir kısmını gezmeye izin veriyorlar ve akşam 17.00'den sonra kapıları kapatıyorlar. Delft'teki ise şöyle:



Delft'in en eski sokağı olan Oude Delft'e bir kapısı var. Bunun tam karşısında yer alan kapı, taşıtların içeri girebilmesi için kaldırılmış ama söküp atmamışlar, bir yan sokağın başına yerleştirmişler. Kapıdan geçince bir avlu etrafına sıralanmış evler görülüyor.



Avluda şu anda küçük bir otopark ve bir çocuk oyun alanı yer alıyor. Oyun alanıyla otoparkın arasında bir heykel var. Kitabına sıkıca sarılmış bıyıklı bir amca, sanki bize darılmış... Başını çevirmiş başka bir yere bakıyor.



Nereye mi bakıyor?



Şimdi adamcağızın gözlerinden binaya doğru kesik çizgi çizmeye gerek yok herhalde... İşte şu ortadaki, diğerlerinden bir farkı olmayan, Delft şartlarında 'alelade' diye nitelendirebileceğimiz binaya...




1500lerde halk, Delft'in yöneticisi Willem van Oranje'nin desteğiyle o zamanki hükümdar İspanya'ya inat protestan olduğunu ilan edince, (kanlı olaylar gelişmiş vesaire, en sonunda) Katolikler gizlenmek zorunda kalmışlar. 1743'te, dışarıdan bakıldığında yanındaki konutlardan hiçbir farkı olmayan bu binanın arkasına bir kilise yapmışlar. Önce eve giriyorsunuz, sonra arka tarafta bir kapıdan kiliseye geçiliyor ki; yaldızıyla, orguyla, süsü püsü ve kendi çapındaki ihtişamıyla (zira Barok) kayda değer bir kilise.


http://www.essentialvermeer.com/delft/delft_today/catholic_church.html


Şimdi dışarıda kapının üstünde bir haç var ve duvardaki tablette açıklaması yazıyor. Zamanında da bilen biliyormuş zaten, ipucu vermek için heykelin başını o tarafa çevirmemişler. Heykel çok sonra, 1962'de yerleştirilmiş.

Bu arada; kırmızı-beyaz-mavi renkli bayraklarına rağmen Hollanda'nın milli renginin turuncu olması Willem van Oranje'nin 'Oranje'sinden kaynaklanıyor. Aslanlı Hollanda arması da bu vatandaşa ait ve kraliyet ailesi onun soyundan geliyor. Delft'te yaşadığı ev şu anda müze ve sergilenen en önemli şey onu öldüren kurşunun duvardaki izi. Kraliyet ailesinden biri öldüğünde bizim yeni kiliseye, büyük dedesinin yanına gömülüyor.

Bizim küçük Delft'imiz de Hollanda için işte bu kadar mühim bir şehir...

[Delft'te] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (6)

Kahvenin Hası
20 Eylül 2009 Pazar, 00:13

Hollandalılar sütlü kahveye ('cafe latte'ye) 'koffie verkeerd' diyorlarmış, kelime anlamı: 'hatalı kahve'! Bir milletin kahve sevgisini bundan daha iyi ne anlatabilir?

Dutch Word of the Day, günün kelimesi ve haftanın deyimi başlığıyla her gün bir mail gönderiyor, çok eğlenceli. Yukarıdakini ve içinde kahve geçen daha bir sürü deyimi de oradan öğrendim.

[Yersen] [Delft'te] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (2)

Anıtlar Günü/Openmonumentendag*
15 Eylül 2009 Salı, 00:48





Geçen haftasonu Delft'teki anıt binalar bir ya da iki günlüğüne halka açıldı. Normalde biletle gezilen pek çok müze ve kiliseye giriş bedavaydı. Bunun yanında, anıt bina olan ancak şu anda şahsa ya da kurumlara ait olduğu için istediğiniz zaman girip gezemeyeceğimiz yapıları da gezmek mümkündü. Delft yukarıdaki fotoğrafta görünen yapılardan mütevellit bir şehir olduğu için anıt bina yönünden bayağı zengin. Program broşürü diye dağıtılan kitapçık insanın kolunu ağrıtacak cinstendi. Bir de "Aman anıt bu, ellemeyelim." demek yerine binaları çatır çatır kullandıklarından (böylelikle gayet bakımlı şeklide korunuyor) bugün merak ettiklerimi gezmek için güzel bir fırsat oldu. Cumartesi günü yeni kilise, city hall ve gizli bir katolik kilisesini gezdim. Pazar günü ise bir müze ve şimdi sular idaresi tarafından kullanılan bir saray yavrusunu ziyaret ettim. Müze kısmı kandırmaca olmuş, sadece bir odasını açmış, oraya da Delft'in arkeolojik geçmişini haritalar üzerinden anlatan bir sergi yerleştirmişlerdi. Saray yavrusunu ise rehber eşliğinde gezdiriyorlardı, bayağı detaylı olarak da anlatıyorlardı ama cehaletin gözü çıksın, sadece Hollandaca olduğu için ben kendi kendime odalara girip çıktım, binanın özgünlüğünü bozmadan nasıl da işe yarar hale getirdiklerine bir örnek daha görmüş oldum ve üşüye üşüye eve döndüm.

Cumartesi günkü gezim daha güzeldi. Yeni kiliseye bir kere girip kulesine tırmanmıştık ilk geldiğimiz sene. Biraz zorlu bir tırmanış olmuştu -özellikle kucağında hareket halindeki bir ağırlıkla tırmanan Emre için- sonra içini gezecek halimiz kalmamıştı. Bu sefer rahatça gezdim. İç düzenlemesi çok ilginçti. Klasik kilise planında ama transeptten sonrasını mozolelere ayırmışlar. Geriye kalan kısımda da orta nefi enine kullanmışlar. Sonradan protestan olunca mı değiştirdiler acaba bilmiyorum, uydurmayayım ama o yüksek sütunların, karanlık tavanın ve camlardaki vitrayların arasında çok samimi bir ortam oluşmuştu. Şuraya planını koydum. Meydanın diğer ucundaki city hall'ü gezerken, kendisinin tam karşıdan havalı bir kartpostal fotoğrafını çekebildim:









O üst kısım bizim sandığımız gibi bir yangın sebebiyle kararmamış. Belçika taşından yapılmış. Meğer Belçika taşı (neyse artık) çok kir tutarmış, bu taraf da Delft'in hakim rüzgarına maruz kaldığından kirlenmiş.

Aşağıdaki de eski kilise, onu daha önce gezmiştim. Aslında yeni kiliseden sonra tamamlanmış ama yapımına daha önce başlandığı için adı eski kilise diye kalmış. Kulenin eğik gittiğini yaparken farketmişler ve üst kısımlardaki külahları yere dik yapmışlar. Ama görüldüğü gibi, görünüşü kurtaramamışlar. Bir ara devrilecek diye korkup gölgesinin düştüğü evleri boşaltmışlar ama biraz inceleyince eğik ama sağlam olduğunu, öylece durduğunu görmüşler ve kendi haline bırakmışlar. Bu sokaktan daha bir belli oluyor ne kadar eğik olduğu:












* Open Monuments Day

[Delft'te] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (0)

Çocuk Çiftliği - Kinderboerderij
11 Eylül 2009 Cuma, 23:21

Yok, çocuk beslemiyorlar tabii ki. Çocuklar için düzenlenmiş çiftlikler bunlar. Çiftlik hayvanları etrafta salınıyor; çocuklar da kuzuları seviyor, midillilerin üstüne tırmanıyor, tavuskuşlarını kovalıyor, samana pisliğe bulanıp hem eğleniyorlar hem de hayvanları doğal ortamlarında görüyorlar. Hemen bizim evin arka tarafındaki yapay gölün yanında var bir tane, birkaç kere gitmiştik Ece'yle. Ev sahibimiz de torununun kamp için gittiği bir çiftliği çok beğenmiş, geçen hafta bizi de götürdü. Zoetermeer'de bir keçi çiftliği, 't Geertje.

"Hey, nereye gidiyorsunuz, geri gelin!"



Gerçek bir çiftlik; süt, peynir yapıp satıyorlar. Sahipleri içinde oturuyor, aynı zamanda çocuklar gezsin diye halka açmışlar çiftliklerini. Okullar günübirlik ziyaret edebiliyorlar, hemen bitişiğinde ayrılmış kamp alanında kamp yapabiliyorlar. Keçiler sağılırken kucağa çıkan çocuklar, ağızlarını açıp sağan kişinin nişan alma marifetiyle taze süt bile içebiliyorlar! Bizim gittiğimiz gün süt sağma günü değildi, o yüzden ılık keçi sütü içemedik ama onun yerine biz biberonla oğlakları besledik.

    

Ece'nin çok hoşuna gideceğini düşünmüştüm ama o "Neden bu kadar açlar? Neden annelerinin yanında değiller?" diye üzülüp kapıları açmaya, oğlakları annelerinin yanına göndermeye çalıştı.

Ben tekeler boynuzlu olur, dişiler boynuzsuz sanıyordum. Oradaki görevlinin dediğine göre genetikmiş. Yani boynuzlu cinsse dişisi de erkeği de boynuzlu oluyormuş. Buradaki oğlaklar büyüyüp de sürüye katılacakları zaman birbirlerine zarar vermesinler diye (varsa eğer) boynuzlarını kesiyorlarmış.

Çiftlik geyikleri













Hollanda'da geyikler çiftlik hayvanı sayılıyor, neden bilmiyorum. Hemen hemen her çiftlikte bir geyik ailesi de oluyor. Bir şeyinden faydalanıldığını sanmıyorum, acaba kesip yiyorlar mı?


Bunlar da çiftliğin sakinlerinden; İngiliz görünümlü koyun ve kapıyı açmaya kalkınca karizmayı dağıtan at:

  Açın kapıyı!

Ortalıkta kabararak dolaşan horozların, pis kokulu domuzların ve miskin miskin uyuyan tavşanların dışında bir de çocuk bahçesi vardı ki, bütün çocukları en çok oyalayan yer orasıydı. Çocuklar doğayla içiçe olsunmuş da, hayvanları yakından görsünmüş de, onların hiç umurlarında değil gibi sanki. Boş yere akşama kadar hapşurup bir makina dolduracak çamaşırla eve dönmeye değmez. Koy dandik bir araba bahçeye, akşama kadar itişip dursunlar direksiyonu ben çevireceğim diye...


[Pusetle Seyahat] [Delft'te] [Natur] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (2)

Hayvanat Bahçesi
20 Temmuz 2009 Pazartesi, 22:23

Geçen seneki kartopu çarpmış reklamlarından sonra, bu sene de Rotterdam Hayvanat Bahçesi'nin afişleri otobüs duraklarında yerlerini aldı, bizi merak ettirdi ve işte bulundu:

devekusu zurafa antilop


Aynı firma hazırlamış yine, zaten belli oluyor da, linkini kaybetmeyeyim diye yazıyorum buraya. Tıpkı geçen seneki gibi, yalnız artan bir utanç içerisinde Google Translate'e soruyoruz, "Ne diyor bu anacığım?" diye. Diyormuş ki: "You can not come closer." Yoksa kaptırırsınız şununuzu bununuzu, bizden söylemesi...

Savan alanı açılmış, onu haber veriyorlar. Birkaç bölümden oluşan bu alanın en dikkat çekici yapısı 'Savannah House'. Yükseltilmiş bir platform üzerinde dolaşan ziyaretçiler zürafalarla gözgöze gelebiliyorlarmış. Şurada projeyi anlatıyor; projelendirme, malzeme seçimi, uygulama, hepsi heyecan verici.


Savannah House


Gözgöze geleceğiz madem, hemen bir gezi ayarlamalı...

[Delft'te] [Natur] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (0)

Takvim

2009

Ara

P

S

Ç

P

C

C

P

27

28

29

30

31

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

Bağlantılar

Karalamalar
Epigraf
Baking Fairy
Ece'nin fotoları
Seksen Günde Devri Alem
Her Telden Bir Blog
Sütlü Kahve
Yaşam, Evren ve OBM Hakkında Her Şey

Resim Galerisi

Arama

Arşiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Bır bır bır
Okur Yazar
İş, Güç!
Ece Böcee
Lay lay lay
Yersen
Pusetle Seyahat
Delft'te
Natur
Bask Elleri
Çocukla Seyahat

Sonraki->