Başka türlü bir yer,
9 Haziran 2008 Pazartesi, 18:41
Geçenlerde Efe'lerle muhabbet açıldı. Nereden açıldı, nereden bu konuya geldi hatırlamıyorum şimdi. Başıma gelen bir olayı anlattım. Birkaç yıl önce gece uykumdan keskin bir acı ile bağırarak uyandım. Tam ayılamadım ama ilk farkettiğim ortamdaki kan oldu, her tarafım kıpkırmızı, etrafta bayağı payını almış. Yatağımdaki yaylardan biri yerinden kurtulup yatağın kumaşını delmiş, ve bacağıma saplanmış. Oldukça derin bir kesik, ve başımı döndürecek kadar kan kaybediyorum. Zaten pijamam paramparça, yırttım yaranın hemen üstüne bası uyguladım. Annemi uyandırdım, kanamayı durdurdu, dikişe gerek kalmadı ama neredeyse 10 yıl geçmesine rağmen üstünden bacağımda hala izini taşıyorum o yaranın, ana damarlara korkutucu derecede yakın üstelik.
Aslında bu yazı yalnız yaşamanın beklemediğim zorlukları üzerine olacaktı.
Neden, dün akşam başıma gelen bir olay yüzünden.
Akşam üstü bir sesle irkildim. Ceryandan yukarıdaki yatak odamın kapısı çarpmış.
Oldukça normal. Normal olmayan, çarpmanın şiddeti ile kapının kolu yerinden çıkmış ve düşmüş. Kapı kolunu ters takmış yapanlar, demiri sabit kol kapının dış tarafında. Kapının açılış yönü ve masif yapısı hesaba katılınca içerde kalırsanız kapıyı kırmak da dahil yapabileceğiniz pek birşey yok. Ancak yardım çağırabilirsiniz. Tabi bulunduğum mekan nedeniyle "Kimden?" ve "Nasıl?" soruları geliyor hemen akla. Verebileceğim tatminkar bir cevap yok henüz.
Bir an öyle birşey olsaydı da kapı üstüme kapansaydı nasıl çaresiz hissedeceğimi canlandırmaya çalıştım gözümde.
İşin kötüsü pek de iyi canlandıramadım. Yukarda anlattığım olay da dahil sürüsüne bereket olay geçmişim sağolsun genelde önlemlerini ya önceden almış, ya da bir şekilde çözüm üretebilir durumda oluyorum başıma birşey geldiğinde. Geri kalanlarında ise ya şanslı oluyorum, ya da en nihayetinde gerçekten çaresiz. Bu durumda da başucumda duran isviçre çakım ile gerekirse kapıyı küçük küpler haline getirebilirdim mesela.
Bak hatırladım şimdi Efe ile konuşmanın nereden başladığını, paranoyaklık üzerineydi muhabbet.
Bazı insanlar benim paranoyaklık derecesinde kuşkucu olduğumu söylüyor.
Bilmem, belki de haklılar.
Umarım birgün ihtiyacım kalmaz.
[Şundan Bundan] | Gönderen: obm | Yorumlar (3)
|
Yorumlar |
uzman gorusu :)) [Yaseminy, 10 Haziran 2008 Salı, 12:09]
Kapi ustune kapanip da kup kup dograrsan sorun yok...
Bu kapi bana mi bakiyor diyip de dograrsan iste o zaman paranoya oluyor :))
|
hmm.. [-, 10 Haziran 2008 Salı, 13:28]
Portal diye bir oyun oynuyorum su siralar.
Onda bir kup var, bolum boyunca tasimaniz gerekiyor.
Arada da mekanik bir hatun sesi anons yapiyor.
"Unlike common belief, the companion cube is an inanimate object, and can not talk. If it talks however, we strongly advise you to disregard what it is saying"
Hehe..
|
Küp küp [Bengü, 10 Haziran 2008 Salı, 23:47]
"...kapıyı küçük küpler haline getirebilirdim..."i ne kadar komik bulduğumu yazmak için yorumlara girdim ve Yasemin'in yorumuna güle güle öldüm.
Ömürsünüz...
|
|