Deminden beri (özenerek) hazırlamakta olduğum (özenmekten çok kolay olsun diye embed edeyim birşeyler dedim aslında) "2011'de gelecek ilgi çekiçi gözüken filmler ve diziler " listem nedense kayıplara karıştı.
Aklımda kalan, iyice ilgimi çekenleri Şöyle bir yapıştırayım, sonra devamını bulurum yine
Bir yerlerde izlemiştim. İsmini hatırlamıyorum şimdi. Bir çocuk vardı. Sevdiği bir arkadaşını soruyordu sağda solda. Kaçamak cevaplar. Israr edince buluyordu, şans eseri, gözünün ucuyla, aynı yerdeymişler ama nedense farketmemiş.
Ama nedense arkadaşı hatırladığı gibi değil, durgun.
Ertesi gün hepten yok oluyor.
Kimse varlığını hatırlamıyor bile, sorduğu insanların garip bakışları altında eziliyor.
Arkadaşı hiç varolmamış gibi.
Daha sonra arkadaşının "ruhunun yenildiğini" ve bu kaybın dengeyi çok şiddetli sarsmaması için yerine bir "geçici" konulduğunu, bu "geçici"lerin amacının ruhu yenilen insanın varlığını hafifçe soluklaştırmak olduğunu öğreniyor.
Eh, japon çizgifilmi olunca ne beklersiniz, alıyor eline büyük dededen kalma kılıcı, başlıyor ruh yiyen başı boş kalmış eski zaman tanrıların kafasını koparmaya.
Evet, Temmuz ayından beri bisiklet birincil ulaşım aracım olmuş durumda.
Toplam 870 Kilometre binmiÅŸim.
İlk 30-40 kilometre en acısıydı. Daha sonra alışıyorsun, insan nelere alışıyor zaten.
Maksimum hızım 43.4 km/s
Ne büyük hızmış yahu. Bisikletin üstüne tam yattım, saldım kendimi yoldan aşşağı. Uçma hissine en yaklaştığım andı benim için.
Ortalama 17 km/s
Neden, yokuş çıkarken 5 km/s 'ı aşamıyorum da o yüzden. Normal yollarda ortalama 26 km/s, iyi günümdeysem 30 km/s averajım.
Öyle işte. Alışkanlık yaptı meret. Geçenlerde 'üşenip' otobüsle gideyim dedim de, hakikaten çok aradım. Dur, bir ara fotoğrafını çekeyim de koyayım. Anı olsun.