Çok teknik (geek,nerd) bir yazıdır lütfen okumayın
2 Ocak 2010 Cumartesi, 12:02
Ne hayallerle geldim ama işte yine bilgisayarın başındayım, bir haftadır anlamsızca detaylara koşturuyorum şimdi de bilgisayarın karşısında aptal aptal işler yapmakla meşgulüm.
Yazalım bakalım aptal aptal işlerimizi.
Yeni yıl hediyesi olarak Garanti Bankasından bir Blackberry 9500 (Storm 1) kazandım. Karizmatik bir paket yapmışlar, içine de iç karartıcı garanti emeklilik logolu bir kum saati koymuşlar. Merakıma yenik düşüp açtım, baktım, şık ama kullanışsız geldi (neden: Wi-Fi si yok), nerdeyse bir günümü harcayıp satmaya çalıştım, 500 TL den fazla veren yer bulamadım (ki bu amcalar sıfırını 1200'e bu durumda kullanılmışını da 800 civarına satıyorlar) Beleş gelmesine rağmen istisnasız her mağazada "ayak üstünde masal okuma" tavrına sinir olup satmaktan vazgeçtim.
Anneme kullandırtmaya çalıştım. "Yeni telefona falan alışamam ben şimdi" dedi, ilgilenmedi.
Kısaca elimde patladı.
Dur bakalım ne yapabiliriz diye internette aramaya başladım.
Şimdi bu Blackberry denilen alet öyle bir melem ki, otomatik tuş kilidi bile parayla satılıyor. Görüşme yaparken mesela yanağınıza telefonu fazla dayarsanız başkasını arıyor vb.
Ama neti biraz kurcalarsanız beleş çözümler bulunabiliyor. Şimdilik bulduğum en iyi site Blackberry storm wiki
Burada stormlocker ve autolock diye iki uygulamadan haberim oldu. İlkini kurdum, ikincisi için aletin registrysi ile uğraşmak gerekiyormuş, uğraşmadım.
İkinci sürprizi de italyan hattımı takınca yaşadım, bu alet meğerse turkcell tarafından kilitlenmiş, sadece turkcell simlerini kabul ediyormuş.
Onun da çaresini biraz google sonucunda öğrendim (bkz). Seçenekler->Gelişmiş seçenekler->Simkart menüsüne gidiyoruz, normalde hiçbirşey göstermiyor, oyun hilesi modunda mepd tuşluyoruz, çıkan menüde mep2 yazınca bir şifre istiyor, bu şifre doğru girilirse telefon kullanıma açılıyor.
Peki bu şifreyi nasıl elde edebiliriz: 1) İnternetten para bayılarak 2) Turkcelle temasa geçerek. Ben doğal olarak ikincisine yöneldim. Açtım, derdimi anlattım, tamam dediler, ancak henüz imei numaram sisteme geçmemiş geçince yardımcı olacağız dediler. Bakalım, umarım Salı günü bu sözlerini unutmazlar.
Sonuçta bu cihazı şu andaki bozuk ipodum yerine kullanmaya karar verdim.
Apple firmasına sempatimi iyice bitiren bu ipod alındıktan hemen bir yıl sonra kulaklık girişinin bozulmasıyla ve tamir için sıfırından %15 daha az bir para talep edilmesiyle uzun süredir sadece e-kitap okuyucusu olarak kullanılmaktaydı. Vaktinde en sevdiğim özelliği ise kitap okur gibi film izleyebilmemi sağlamasıydı, hala özlediğim bir özellik. İtiraf etmem lazım, müzik konusunda da daha iyisini hala görmedim. Ama Apple antipatim bu kadar artmışken artık idare edeceğiz.
İlk adım, hemen "beleş" bir e-kitap okuyucu kurdum, mobipocket reader. Bu amazon'un e-kitaplarını çeşitli platformlarda satmak için hazırladığı bir program aslında, blackberry de desteklenen platformlar arasında. Tek kötü tarafı beleş olan kısmı sadece amazon'un kendi formatını okuyabiliyor, ve kendi dönüştürücüleri sadece windows destekliyor.
Annem'in Mac'ını kullanmaya inat ettim, Stanza diye birşey buldum. Bu da iphone/ipod için yine bedava, ama kapalı kaynak kodlu, apple store üzerinden dağıtılan bir kitap okuyucymuş. Masaüstü ayağı Mac uyumlu, ve çoğu e-kitap formatını başka formatlara çevirebiliyor. Kafka'dan gidiyorum bu sıralar,,Project Gutenberg'den bir tane indirdim, çevirdim, blackberry'deki karta attım, okumaya kaldığım yerden devam ettim. Öyle alıiştığım fbreader modu rahat değilmiş, ama idare eder.
Şimdi film denemelerimi yapmaktayım.
Bu arada hazır elim değmişken annemin Mac'ına clamXav ile bir virüs taraması yaptım, buldu birşeyler, sildim, genelde browser java exploitleri, çok önemli değil, firefox yamalamıştı zaten.
Bende de güzel IBM'im kırıldığından beri (evet hayvanım ben, titanyum kasalı notbukları kırıyorum) "Acep macbook alsam nasıl olur" düşünceleri içerisindeydim, kurcaladım annemin Mac'ini biraz. Bu MacOs denilen şeyi hala pek beğenmiyorum, windows bile etek altından bu kadar su yürütmüyor, veya nereden nasıl yürütüyor öğrendiğimden daha hakimim diyelim. Üstelik de yavaş, annemin Mac'i benim laptopa göre hayli güçlü olmasına rağmen 10.4 ün ve benim Vista'nın kullanılır hale gelmesi aynı süreyi alıyor, durmadan da HD'den swapliyor, artık niyeyse. Tabi yeni macbooklar gezegendeki en güçlü laptoplar arasında olduklarından çok önemli olmaz bu mesele herhalde. Ana mesele Linux'le uğraşmak istemiyorum artık, zevkli olmasına rağmen çok vakit kaybı, Windows'da terminal konusunda pek kullanması eğlenceli bir işletim sistemi değil. Kısacası oldukça kararsızım bu konuda şimdilik. Ocak ayında Apple süper düper bir duyuru yapacakmış, ondan sonra kararımı veririm.
Öyle işte, buyrun son birbuçuk günüm budur.
Hamiş: Bir arkadaşımın tespiti var bu konuda, "Sen aslında kendini yeterince değiştiremediğinden hissettiğin boşluğu böyle elektronik zımbırtılarla dolduruyorsun" Aslında benim konu hakkında yorumum daha farklı, ne zaman canım sıkılsa kendimce hazmedemediğim/halledemediğim bir konuyla karşılaşsam en iyi bildiğim şeye yöneliyorum, o da sevgi-nefret ilişkim olan teknoloji. Bunun farkında olmadığım zamanlarda kendimi çok kullandırttım, sağa sola çok koşturdum, bu birinci çıkarımı daha da çok besledi, sonuçta teknisyen bozması birşey oldum çıktım. Üstelik gördüğüm kadarıyla çocukça umduğumun aksine minnet ve teşekkür yerine elime geçen sadece "aptal bu" damgası oldu. Eh, sonuçta haksızlar diyemiyorum.
[Şundan Bundan] | Gönderen: obm | Yorumlar (0)
|