Diplomatik Temaslar
6 Şubat 2012 Pazartesi, 01:07
Geçen hafta 22 Şubat Perşembe gecesi resmi bir davete icabet ettik. Türkiye'nin İspanya büyükelçisi Bask Bölgesi'ne ziyarete gelmiş. Türkiye'nin Bilbao fahri konsolosu, gönüllerimizinse gerçek sultanı Carmen, büyükelçi şerefine bir resepsiyon düzenlemiş. Ehem, bizi de davet etmiş. Önce konser, ardından kokteyl, kokteyl sırasında da Şükrü Karakuş'ın resimleri sergilenecekmiş. Gece hayatımız biraz sönük, böyle davetiye filan görünce gözlerim döndü benim. Emre de sağolsun balele demedi, hemen planları yaptık. Ece'yle kalmaya Tiria geldi, biz de (artık ne bulduysak) giyindik kuşandık, yollandık.
Konser için Gülcan Altan'ı çağırmış Carmen. İki gitar bir perküsyondan oluşan ekibiyle İstanbul'dan gelirken soyadı yanlış yazıldığı için perküsyoncusunu almamışlar uçağa. Carmen de yoğun program nedeniyle çok meşgul olduğundan bana telefon numaraları verdi, arayıverdim. Ertesi gün de otelde, konser için sahne düzenlemesi, ses sistemi ayarlanması gibi işler için 'orta seviyenin ilk yarısı' sertifikalı İspanyolcamla çevirmenlik yaptım. (Dos guitarras, cinco microfones por favor.) Sonra Güzel Sanatlar Müzesi'ni gezdirdim onlara, bir de Lourdes'ten öğrendiğim Bask restoranını gösterdim. San Sebastian otobüslerine nereden bineceklerini tarif ettim. Aman bir işe yaramak ne yüce bir duyguymuş!
Konser sırasında da çekim yapmamı rica ettiler. Kayıtları seyredince pişman olmuşlardır eminim çünkü çekimler baş döndürücü olmuş! Gerçek anlamda! Kamera sürekli sallanıyor, zum delice gidip geliyor, seyircilerle sahne arasında geçiş yapınca odak bozuluyor filan. Neyse, birkaç video hazırlayabilmişler YouTube'e koymak için. Konser sonundaki teşekkür faslında Gülcan beni de saymasın mı? Çok havalıydım canım... Emre de konserden kokteyle geçiş karmaşasında kendini CD standının başında buluverdi!
Gecenin bombasını daha söylemedim: Mado'dan su böreği ve baklava getirtmişler! Baklava tabağının sonuna yetiştik ama su böreği tepsilerinin önünü tam dört kere kestik! Hem de ısıtmışlar, sıcak sıcak... Şibe'nin kulaklarını çınlattık, Ankara'dayken bize gelirken hep o su böreklerinden getirirdi. Canım Şibe.
İşte böyle; resmi toplantılar, diplomatik temaslar derken, çok yoğunduk son günlerde... Şimdi gideyim de biraz camambert yiyeyim. Oruvuaar!
[Bask Elleri] | Gönderen: nergis | Yorumlar (1)
|
Yorumlar |
dip not [Bengü, 12 Şubat 2012 Pazar, 01:33]
'Bizimkiler'in yaz versiyonu 'Yazlıkçılar'da emekli diplomat iki kardeş vardı. Köyün bakkalında camambert yok diye şikayet ederlerdi. Oradan geldi bu camambert fakat Emre hatırlamadığına göre çok anlaşılmaz olmuş diye düşünüp buraya yazayım dedim.
|
|