Benn Yapıcammm!!!
7 Ocak 2008 Pazartesi, 23:59
Eğer konuşabilseydi, son zamanlarda en çok duyduğumuz şey bu olacaktı. Konuşamadığı için, başını arkaya atıp bir elini hayır anlamında kaldırıyor, diğer eliyle göğsüne vurup "Ede Ede" diyor. Kendi yemek istiyor, kendi giyinmek istiyor, merdivenlerden kendi inip çıkmak istiyor. Biz de tabii ki izin verip -ne de olsa gelişiminin bir parçası- (merdiven gibi tehlikeli durumlarda atılmaya hazır panter pozisyonu da alarak) dehşetle ya da gülmemeye çalışarak izliyoruz! Beresini önündeki resme bakarak giydiğinden, hep ters giyiyor. Bacaklarını tişörtünün kollarına sokmaya çalışıyor, bir kolunu yakadan çıkarıp, öbürüne yer ararken düğüm oluyor. Yalnız yeleğini bir kere güzelce giydi, çok da beğendi yaptığını, kasım kasım kasılarak bana geldi sırtı önüne gelmiş yelekle.
Yemeğini kendi yiyebilmesi çok güzel bir şey; mesela mama sandalyesine oturtup ikindi kahvaltısını önüne koyunca, o uğraşıp didinirken ben başka bir iş yapabiliyorum. İşte, özgürlük bu değil mi? Değil mi? Sanki böyle bir şeydi, gerçi hayal meyal... Kendi yediği yemeğin sonrasında Ece'yi yıkamak, üstünde ne var ne yoksa (ve benimkilerin de bir kısmını) mutlaka önce bir takım işlemlerden de geçirerek yıkamak, yerleri süpürmek, masayı, mama sandalyesini, yerleri, bazen duvarları silmek, tek suçu o anda masa üstünde bulunmak olan her türlü tuzluk, biberlik, ekmek kutusu, nihale, oyuncak, kavanoz, cep telefonu vb.yi temizleyip yeniden çalışır hale getirmek de o 10 dakikalık özgürlüğün bedeli oluyor, e, olacak artık o kadar. Zaten yeni koşullarımızda bunlar pek sorun teşkil etmiyor. Ankara'daki evimizde mesela Ece'nin mama sandalyesinin altına eski bir banyo perdesi seriyordum kazalara karşı, burada öyle bir önleme ihtiyaç duymuyorum, ortama hemen uyum sağladım. Koridorda bir tane ortak kullanım için elektrik süpürgesi var, o bize ait gibi bir şey, her gün -hatta bazen günde bir kaç kere- bizim eve giriyor, başka kimse de kullanmadığı için sorun olmuyor. Perşembe günleri de temizlik günümüz; Miranda geliyor, ayakkabılarıyla giriyor, süpürüyor, siliyor, sağolsun, pırıl pırıl. Şengül'cüğümün kulakları çınlasın, hey gidi günler!
[Ece Böcee] [Delft'te] | Gönderen: nergis | Yorumlar (3)
|
Yorumlar |
Başlıksız [Dee, 8 Ocak 2008 Salı, 01:08]
Hihohayt! Süpersiniz ailecek :)
Ede Hanım büyüyüp bunları okuyunca bize ne diyecek çok merak ediyorum.
|
Kirlenmek güzeldir. (Bir deterjan reklamından...) [Ande, 8 Ocak 2008 Salı, 11:23]
Miranda July mı? ;)
|
Kirlenmek değil,temizlenmek güzeldir.(Dedem,o reklam hakkınd [Bengü, 11 Ocak 2008 Cuma, 23:17]
Bize gıcık olmak için bir nedeni daha olur işte :)
:) Miranda July bizim kapıya gelse, "Size son yazdığım hikayeyi getirdim." dese, elinden hikayeyi alır, kapıyı çotank diye kapatırım. O da orada kıpırdamadan uzun müddet bekler tahminimce, sonra Emre gelince görür, ısrar eder alalım eve diye. Yani büyük söylemeyeyim ama hayatta evime sokmam ben onu. Neyse uzatmayayım. Bu başka Miranda. :)
|
|