:(
6 Temmuz 2007 Cuma, 14:09
"Güce tapan bir kültürde büyüdüğümüz için ve yaya arabadan daha güçsüz olduğu için bütün trafik mantığımız arabalara göre, onlara öncelik vererek tasarlandı.
Trafik kültürümüz de böyle: Araba geliyorsa yaya koşmak zorunda mesela. (...) Güçlü olan, uyanık olan kazansın mantığı..." demiş bugün Ece Temelkuran. Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Hatta ne zamandır yazacağım, tatsız şeyler yazmayı canım istemediği için yazamıyorum. Bir takım uyanıklar yüzünden, hakkımız olan şeyleri almak için bile mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Ekmek alırken, karşıdan karşıya geçerken, kredi kartının aidatını öderken(!), yani en basit işlerde bile.. Eğer mücadele etmezsek daha çok para veriyoruz, daha kötüsüne sahip oluyoruz, daha azıyla yetinmemiz gerekiyor. Sinirleniyoruz, çantamızda levye taşımaya niyetleniyoruz, düzeltmek için hiçbir şey yapamıyoruz çünkü başkaları çantalarında hayali levyeler değil, bıçak, tabanca, kılıç, yumruk, küfür taşıyor. Bize de ancak "Ne zaman gideceğiz?" diye düşünüp beklemek kalıyor.
[Bır bır bır] | Gönderen: nergis | Yorumlar (2)
|
Yorumlar |
:( [Ande, 8 Temmuz 2007 Pazar, 15:20]
Ooof of ki of!
|
Başlıksız [Gürer, 16 Temmuz 2007 Pazartesi, 22:24]
Efendim inanın levyeyle çözülmez bu sorunlar. Sayıları o kadar çok ki o insan müsveddelerinin, ancak eliniz yorulduğuyla kalır.
Biz gene sakin olalım, güler yüzle, iyilikle çözmeye çalışalım sorunları. Olmuyorsa da güzel tarafından bakalım, dalga geçelim.
Ölüm robotlarımız hazır olup, o tabanca ve küfürler çaresizlik içinde kaçışmaya başladığında son gülen biz olmayacak mıyız nihayetinde?
:)
|
|