Kendinden Karıştırmalı Tencere
17 Ocak 2007 Çarşamba, 22:53
Böyle yazınca Zihni Sinir Pirocesi gibi görünüyor ama, hayır! Çok ciddi ve aslında çok basit bir fikir. Neden kimse yapmıyor acaba? Mutfakla mecburen fazla haşır neşir olduğum şu günlerde, o kadar çok lazım oluyor ki.. Birisi yapsa da kullansak. Tarhana çorbası, muhallebi gibi sürekli karıştırmak gereken yemekler için tencerenin kenarına bir kaşık takılacak sadece. Yalnız, içinde pervane şeklinde olmaz, dışardan bir kola takılacak. Tencerenin dibine değecek ve spiral bir hareketle tüm yüzeyi tarayacak. Ve tabii ki, işi bitince bütün parçalar çıkacak ve bulaşık makinasına koyulabilecek. Bu kadar işte. Tencere başında boş boş beklemeye son! Hatta her tencereye uyabilecek bir karıştırma aparatı olsa daha hora geçer. Tencerenin çapına göre ayarlanabilen bir kelepçe mesela. Kaşığı da, çelik ve teflon tencereler için iki çeşit olmalı. Eh, bu kadar anlattık, geriye birleştirmesi kaldı. Haydi tencere ar-gecileri, iş başına!
[Bır bır bır] | Gönderen: nergis | Yorumlar (1)
|
Yorumlar |
hmm... [-, 18 Ocak 2007 Perşembe, 23:07]
Kıskanma ama kimyacıların var öyle bir icadı,
aslında dediğin gibi değil, çelik tencerede zor, ama amacına gore çok daha kullanışlı.
Cam (veya plastik durumuna gore) bir kapsulun icine miknatis
koyuyorlar, pişirdikleri kimyasalın altına atıyorlar bunu,
altta da hem ısıtma işini yapan, hem de mıknatısı döndüren bir aparat var, hem pişirip hem karıştırıyor.
Tabi sıradan bir ev kaşığının HCl içinde göstereceği tepkiyi düşünürsek oldukça mantıklı.
Mesela güçlü bir motoru bulyon kabı kadar bir kutuya sığdırıp su (çorba) geçirmez hale gettirip, bir de motorun içine ekzantrik ağırlık katıp tencerin dibinde dönmesini sağlayabilirsin, titreşimde cep telefonu gibi. Bir kere yaptıktan sonra pilini değiştirene kadar açman gerekmez, ama yüksek ısıda pil patlayınca ne olur, orasını bilemem, belki pil yerine yüksek ısı kapasitor daha iyi olur düşününce.
Ece hanım büyüyor, yakında karıştırmak gerekmese bile ocak açıksa yanında durmak gerekecek gerçi...
Bu arada Ece hanım demişken, sabah burada İtalyan genç bir çift vardı, küçük birde çocukları, babası garson bayana göstermek amaçlı (çatapat anladığım kadarıyla) nasıl diyorsun? hadi söyle mam-ma pap-pa diye çırpınıyordu. Evrenselmiş demek ki, baba çırpındıkça çocukta "niye bana bakıyorlar ki" modunda etrafına rasgele bakınmakla yetindi, ağzından da tek kelime çıkmadı. Sonunda kös kös ayrıldı aile.
|
|