Madurodam
23 Haziran 2008 Pazartesi, 01:29
Geçen pazar Miniaturk'un (neden Minyatürk değilse..) Hollanda versiyonu olan Madurodam'a gittik. 1:25 maketler; 10 cent atınca bazılarının ışığı yanıyor, minik laterna şarkı çalıyor, atlıkarınca dönüüyor dönüüyor, filan... Arkadaşımın dediğine göre Polonya'da da varmış aynısından. Meşhur yerlerin cücelerini bir arada görmenin ne anlamı var bilmiyorum, turist şeysi işte. Gerçi buranın bütün geliri çocuklarla ilgili kurumlara aktarılıyormuş. Bayağı da ciddiye almışlar, maketlerin çevre düzenlemesini küçük bitkiler ve mini ağaçlarla yapmışlar. Herhangi bir bina değiştiğinde, yenilendiğinde ya da mesela Schipol havaalanı büyüdüğünde buradaki maketi de hemen aslına uygun şekilde yeniliyorlarmış. Biz gittiğimizde Avrupa Kupası nedeniyle maket evlerden bazılarına Hollanda bayrakları asmışlar, minik kafelere turuncu dekorasyonlar yapmışlardı. İyi de nedir yani, girişte eline bir kitapçık tutuşturuyorlar, nerelerden yürüyeceğini de işaretlemişler zaten; baka baka ve hepsinin üstüne çıkmaya çalışan küçük Godzillalar'ı tuta tuta geziyorsun. (Aslında onlardan sadece bir tane vardı koca Madurodam'da, neyse bu konuya hiç girmeyelim.)
Çocukları da pek cezbetmiyor sanırım; eli kalem tutanları için ayrı bir kitapçık hazırlamışlar, güzergah üzerinde çeşitli yerlere bulmacalar koymuşlar. Bir de aylardır her yerde reklamını yaptıkları Susam Sokağı pavyonu vardı ki, çocuk(lu)lar için asıl hayat kurtarıcı olan oydu. Koca bir alan dolusu aktivite: oyuncaklar, resim köşeleri, karakterlerin evleri... Program değişiyormuş ama biz gittiğimizde her saat başı Edi ile Büdü çıkıp bir tur atıyor, çocukları seviyor, fotoğraf çektiriyordu. Ece de seviyor onları. Önce peşlerinden koştu, tokalaştı, sonra gitti babasına sarıldı, başını koydu -bir çeşit duygu yoğunluğu yaşadı herhalde, sonra fotoğraf çektirdi. Ama en çok biz sevindik! Edi'yi öyle çizgili kazağıyla filan kocaman karşımızda görünce acayip neşelendik. Bkz. aşağıdaki fotoğraf. Fotoğraf çektirirken Edi Emre'nin başını sevdi, Emre habire anlatıyor! Biz iki kere rastladık bu geçit törenine, böylece hem Emre'nin hem de benim arkadaşlarla çekilmiş bir resmimiz oldu.
Efendim? Fotoğrafta bir gariplik mi var? E tabii, onların içinde başka insanlar var, bizi de ağızlarının içindeki göz deliklerinden görüyorlar, ondandır...
[Bır bır bır] [Delft'te] | Gönderen: nergis | Yorumlar (1)
|
Yorumlar |
Tarih yazanındır... NIET! [Emre Sururi, 23 Haziran 2008 Pazartesi, 02:02]
Efendim, tarihi gerçekleri saptırıyorsunuz, eksik bilgi veriyorsunuz: Edi sadece başımı okşamakla kalmadı, resimde de alenen görülebileceği üzere, omzuma da elini koydu (kıskanç Büdü'nün bu duruma hayreti yüzünden de okunabilir). Ayrıca resimlerde Araplar gibi çıkıyorum ki, bu da neyse.
|
|