Araf
23 Ocak 2008 Çarşamba, 01:44
"İsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir - bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer - ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamanın birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır."
Elif Şafak'ın Araf'ını okumaya başladım, onun kapak yazısı bu da. Daha kitap hakkında bir şey diyebilecek kadar ilerlemedim ama burda çok doğru söylemiş teyzemiz. Ben de adamlara "'to run' gibi söylüyceksiniz, aynen öyle, hani mastar halindeki fiil gibi." diyorum ama anlamıyorlar, inatla "türeeeeennn" diyorlar. Ağızlarının ortasına bir tane çakacaksın, öğrenecekler insan gibi teleffuz etmeyi ya neyse.
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (2)
|
For the Heart I Once Had...
21 Ocak 2008 Pazartesi, 03:31
Nightwish'in son albümünden... Yeni solistlerinden iş çıkmaz diyordum ama hoş şarkıymış; zaten solist gitti diye bestelerin kötüleşmesine gerek yok, di mi?. Gerçi Ithaka'da, bulutlu havalarda böyle şeyler dinlemek ruh sağlığı için pek iyi olmayabiliyor sanırım ama olsun, daha dönem ortası bunalımları başlamadı, biraz daha dinleyeyim.
Bir bileeeet istiyoruuuuummmm, sadece gidiş olsuuuuuun; çocukluğun saflığınaaaaa dönüp ordaaaaa yaşamaaaaam gereeeeeek...
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
SoÄŸuk
21 Ocak 2008 Pazartesi, 00:51
Kar yağmadı bugün, hatta güneşi bile görebildik bulutların arasından. Ama hava -11 derece idi, hissedilense -22. Rüzgarı kemiklerinizin içinde hissediyorsunuz.
Evet, donacağım...
Aslında geçen yüzyılın sağlam fizikçilerinden olan ama fizikçiliğinden çok geyikliğiyle nam salan Feynman, önce benim burada başlamış hocalığa. Ama kısa süre sonra (rivayetlerden birine göre tekerlerine zincir takarken) canına tak etmiş, CalTech'e, yani Kaliforniya'nın güneşine ve sıcağına kaçmış.
En başta saçma geliyordu bana ama haksız da değilmiş yahu adam...
[Ansiklopedik/İşe Yaramaz Bilgi] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Gurbet Halleri
20 Ocak 2008 Pazar, 00:19
* Önce bizim Subway'de sandviçin yanında verirlerken gördüm, bugün de markette gördüm ve aldım: Kuru üzümü küçük (tam olarak 42 gramlık) kutulara doldurmuşlar, satıyorlar. Alıyorsunuz, atıyorsunuz çantaya bir tane okula giderken, çikolata yerine bundan yiyorsunuz canınız tatlı isteyince. Güzel bi'şi', öneririm.
* Kızmayın, biliyorum; hiçbir şey çikolatanın yerini tutamaz.
* Laf çikolatadan açılmışken: Ritter Sport en iyisi. Lindt Lindt diye yırtınırdı insanlar, ben bir numarasını göremedim. Bizim Ülker ondan iyidir derim.
* "Kolay gelsin"in ve "İyi işler"in İngilizcesini bulamadım, bulursanız iletin lütfen.
* Epeydir mutfak yazısı yazmıyorum. Ivır zıvır şeylerle uğraşıyorum bu aralar zaten. En büyük başarım birkaç kere makarnayı yakabilmek oldu buraya geldim geleli. Yakında uranyum zenginleştirme programımı tekrar uygulamaya koyacağım, huzurlarınıza "Chocolate Meltdown" ile dönmeyi planlıyorum.
* Bu arada gelirken buraya güllaç, ıhlamur ve sahlep getirdim yapmak için.
* Kuru üzümün İngilicesi 'raisin'miş bu arada. Adamlar işi gücü bırakıp her şey için yeni bir kelime uyduruyorlar heralde.
* Tez hocası bulamadım ben kendime hala, iki adama saplanıp kaldım, ondandır. Adam gibi araştırmıyorum ki...of. Son zamanlarda bunu pek sık yapar oldum, mesela gitmek istemiyorsam bavul toplamayı erteliyorum sürekli. Bu da öyle, işin stresini çekmemek için erteliyorum sürekli...de nereye kadar?
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (3)
|
Tatilin sonu...
9 Ocak 2008 Çarşamba, 23:03
Tatil bitti. 36 saat içinde uçağa binmek için erken kalkmamla son bir aydır ilk defa keyfi olmayan bir şey yapmış olacağım; sembolik olarak tatilin sonu bu. Kısa bir özet geçelim şimdi:
* Daha önce de söylemiştim, burda hayat bensiz de devam ediyormuş. Herkes özlediği iddiasında olsa da yokluğuma alışıldığı kesin. Eh; ben bile herkesin yokluğuna birden alışmak üzereysem bu da normal tabii.
* Ayrı ayrı 2-3 kişi blogda zaman zaman acayip depresifleştiğimi söyledi...bu kadar kötü olduğunun farkında değildim. Her şeyden car car car şikayet ederken bazen abartıyorum sanırım. Yakından tanıyanların bu tip şikayetlerimi yoksaymaya alıştıklarını zannediyordum; o kadar da alışmamışlar demek ki.
* Tatil çoooooook hızlı geçti. Nerdeyse bir ay burda kaldım, gelirken aklımda yapacağım/edeceğim dediğim onlarca şey vardı ve belki de yarısını bile yapmadım. Görmediğim insanlar, verip tutmadığım sözler var...ama olsun; hakkaten plan yapmadan 30 gün geçirdim, oh be, dünya varmış. Son 2.5 yıldır yaptığım en uzun ve en hakiki tatil oldu kesinlikle. (Hoş mastırın kendisi kocaman bir tatildi ya neyse.)
* Lisanstaki ders danışmanım (tanıyanlar için soyadı tersten netkök olan hocamız) 40 küsür yaşlarında ve de öyle acayip enseye şaplak muhabbetimiz olmayan bir hanımdı. Kapısının önünden geçerken bir uğrayayım dedim. Nasıl oldu bilmiyorum ama muhabbetin sonunda bana kız arkadaş bulmamın gerektiğinden falan bahsetmeye başladı. Yok yok, ben getirmedim valla muhabbeti oraya. Ama artık o bile bu lafları etmeye başladıysa üzerinde düşünülmesi gereken bir durum var demek ki.
* Güya dönem arasında linux kuracaktım, o da yalan oldu. Neyse artık 'eve' dönünce orda kurarım. Dersler başlayana kadar birkaç günüm var.
* Dönünce bir ara şu yeterliliği de aradan çıkarmam lazım. Yeterlilik sınavı diğer bölüm ve okulların aksine bizim orda sözlü ve çoook çerez. Gene de stres yapıyor tabii... Feynman'ların son bölümlerini okuyorum bu aralar hazırlanmak için.
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|