Araf
23 Ocak 2008 Çarşamba, 01:44
"İsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir - bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer - ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamanın birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır."
Elif Şafak'ın Araf'ını okumaya başladım, onun kapak yazısı bu da. Daha kitap hakkında bir şey diyebilecek kadar ilerlemedim ama burda çok doğru söylemiş teyzemiz. Ben de adamlara "'to run' gibi söylüyceksiniz, aynen öyle, hani mastar halindeki fiil gibi." diyorum ama anlamıyorlar, inatla "türeeeeennn" diyorlar. Ağızlarının ortasına bir tane çakacaksın, öğrenecekler insan gibi teleffuz etmeyi ya neyse.
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (2)
|
Yorumlar |
shame on you two run [Bengü, 28 Ocak 2008 Pazartesi, 01:51]
Biz de 'too run' gibi söylüyoruz, yanlış mı oluyor?
Ayrıca, "teyzemiz" derken biraz ayıp olmuyor mu?
|
to two too [Turan, 28 Ocak 2008 Pazartesi, 18:17]
Aslında ben de bilmiyorum too mu to mu demek lazım diye. İki söyleyiş de Türkler arasında yaygın; araya yumuşak g sokmadıkça too run da eşit derecede gayet doğru sanırım.
Teyzemiz lafını da sözün gelişi etmiştim. Baktım, 71 doğumluymuş, evet teyze lafını hak etmiyor belki; emin değilim.
|
|