Seksen Günde Devri Alem

Ana Sayfa || giriÅŸ

An Ancient Muse
27 Eylül 2006 Çarşamba, 20:44



An Ancient Muse


Loreena McKennitt'den e-posta gelmiş bugün. Uzuuun zamandır beklediğimiz yeni albümü kasımda çıkıyormuş. Hastasıyım ben bu hatunun. 1999'daki konser albümünü saymazsak son olarak 1997'de birşeyler çıkarmıştı. Ben ise kendisini adam akıllı dinlemeye ancak 2001 gibi başladım. Geçen sene bu zamanlar çıkacaktı bu albüm güya, biraz gecikti ama olsun. Son sınıftayken kurduğum hayallere göre Kanada'daki Waterloo'da mastera başladığım sıralarda odamın penceresinden karlı manzarayı seyredip bu yeni albümü (ve de eskilerden 'Snow' şarkısını) dinleyecektim. Sonuçta Waterloo da kabul etmedi beni zaten. Aslında reddetmiş de sayılmaz - zira cevap vermeye bile zahmet etmemişlerdi. Neyse, konudan uzaklaşmayalım.

Evanescence'in de yeni CD'si geliyor ekimde. Ne kadar dinlerim bilmem ama Blind Guardian da patlatacak birşeyler (belki patlatmıştır bile). Şimdi oldu olacak Nightwish tekrar bir araya gelse, Tolkki depresyondan çıksa da Stratovarius adam gibi birşeyler yapsa, İlhan İrem ilahi söylemeyi bıraksa, daha ne isteyebilirim ki ben bu fani irademle?

Bu arada malzeme toplamak için bizim karadeniz bölgesini de gezmişti Loreena Abla, bakarsınız bir horon falan çıkabilir şarkıların arasından, şaşırmayın.

[Genel/Geyik] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Hayyam - 2.
25 Eylül 2006 Pazartesi, 21:47

Hayyam fi tarihinde yazmış, Sabahattin Eyuboğlu da çevirmiş:

Hep bir çember, dolanıp durduğumuz!
Ne önümüz belli, e sonumuz.
Kim varsa bilen, çıksın söylesin:
Nerden geldik? Nereye gidiyoruz?


Bahsi geçen konudaki bilgisizliğimizde o zamandan bu zamana bir değişiklik olmadığı aşikar sanırım. Haliyle, şu anda bizim üzerinde düşünmemiz gereken iki soru var: 1) Bu bilgisizliğimizin ilerde değişmesi mümkün görünmekte midir? 2) Eğer hakkaten umutsuz durumdaysak bunu kafaya takmamız bize bir şey kazandırır mı?

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Kadayıf.
24 Eylül 2006 Pazar, 19:52

Geçen sene bu zamanlar mutfakta ilk denemelerimden birini güllaç ile yapmıştım. Bu sene de hazır ramazan gelmişken bir tane patlatıyım istedim ama markette denk gelmedim, onun yerine hazır kızarmış kadayıf satılıyormuş ondan bir tane aldım.

Teorikte oldukça kolay yapması. 1 kg (5 su bardağı) şeker ile 1 lt (o da 5 su bardağı) suyu 'kıvamına gelene kadar' kaynatıyorsunuz. 'Kıvamına gelmek'ten kastedilenin tam olarak ne olduğunu bilemesem de, valide sultandan bir iki tavsiye aldım - kaldı ki daha ilk deneyimim yahu bırakın kıvamını da tutturmayayım. Neyse. Paketin üzerinde yazdığına göre daha sonra bu şerbetin içine bir kaşık tereyağı ve biraz da limon suyu katıyormuşuz. Gazetelerin verdiği yemek kitaplarının reklamlarında hep gram yerine kaşık ya da bir tutam gibi ölçülerin kullanılmasının daha iyi olduğunu söyleseler de benim analitik bünyem böyle 'biraz' gibi kelimelere hiç gelemez. Hadi tereyağını bol koymak zaten ustalığın şanındandır deyip bol kepçe doldurdum ama bu limonun ölçüsünü nasıl tutturucaz? 'Biraz'mış! Acaba bir limondan ne kadar su çıkar? Biraz mı? Yoksa biraz çok mu?

Cevap veriyorum: 'Biraz çok'muş. O kadar da sulu olmayan bir limonu alıp, çekirdeklerinden kurtulduktan sonra tamamını sıktım şerbete. Şerbetin tadının limonataya benzemesinden şüphelenmiştim zaten ama kadayıf bayağı bayağı ekşi oldu yahu... Neyse. Bol fındık (maalesef cevizimiz yok) ve kamufle etmek için de biraz süt kullanırsanız yenilebiliyor.

[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (4)

Arap Saçı.
22 Eylül 2006 Cuma, 10:34

Bazı şarkılar vardır, siz küçükken acayip popüler olmuştur ya da çok daha önceden klasikleşmiştir, haliyle de ömrünüzün önemli bir kısmı bu şarkıları sağda solda dinleyerek geçmiştir; artık kabak tadı gelmiştir, içiniz bayılmıştır. Sonra bir gün biryerlerden elinize geçince bunların mp3'ü, "İşi gücü bırakıp hakkaten dinliyim şu şarkıyı." der, sesi açar, sözlere dikkat ederek falan ilk defa dinlersiniz. Ve de aslında yıllardır hiç dinlememiş sayılmanız gereken o şarkı bu sefer acayip sarar, zaten hafızanızda çoktan yer etmiş melodisi dilinize dolanır, Winamp'ınız tekrar tekrar aynı şarkıyı çalmaya başlar. Mesela Sezen Aksu'nun çoğu şarkısı bana bunu yapmıştır; Gülümse'yi, Küçüğüm'ü gerçekten keşfedeli bir iki sene ya oluyor ya olmuyor. (Onno Tunç'a neden büyük adam dediklerini biraz geç anladım yani.)

Son zamanlardaki takıntım Erkin Koray'ın 'Arap Saçı'sı. Marmaris'ten beri, beni benden çalarak kaybolup giden yıllara şarkı söyleyip duruyorum. Başlarda iyi ve güzeldi ama artık rahatsızlık vermeye başladı, arap saçına döndüm; bir şekilde çözebilecek olan varsa tavsiyelerini dinlemek isterim.

(Okuyucudan gelmesi olası bir yanıt "Çivi çiviyi söker." olabilir, di mi?)

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Göz.
19 Eylül 2006 Salı, 18:08

Bilmeyenler için söylüyorum, bendeniz henüz kör derecesinde olmasam da gözlüksüz sokakta kolay kolay dolaşamayacak kadar miyopum. İleri derecede miyop olan insanlarda, gözdeki deformasyona bağlı olarak retinada (gözün algılayıcı hücreleri barındıran arkadaki tabakası) zarar oluşması mümkün ve muhtemeldir derler, ben de inanırım. Haliyle de düzenli olarak kontrollerime gidiyordum ama 'o gün'ün geleceğine pek ihtimal vermiyordum.

Dünkü kontrolümde doktorum uzak okuma becerimi test ettikten sonra gözüme o soğan doğramaktan çok daha fazla acı veren damlayı damlattı ki göz bebeklerim kafam kadar büyüsün ve de göz diplerimi rahatça inceleyebilsin. Bilenler bilir, "Güneş'e çıplak gözle bakmayın gözünüzden alevler çıkar!" diyen o göz doktorları retina kontrollerinde gözünüze parlak mı parlak bir ışık tutarak bakarlar. Bundan amaçları hakkaten daha iyi inceleme yapmak mı yoksa normale dönene kadar etrafa gözlerini kırpıştırarak komik komik bakan hastalarla dalga geçmek midir bilmiyorum. Neyse. Pek sevgili doktorum geçen kontrolde de birkaç oluşum farkettiği sağ gözümde bu sefer bir 'at nalı' buldu. Müdahale edildiği takdirde kesinlikle tehlikeli bir şey değilmiş. Müdahale dediğimiz de lazeeeeeeeeer... Yani şu Uzay 1999'da ya da Uzay Yolunda (gerçi orda adı fazer'di) uzaylıları buharlaştırmak için kullandıkları şey. Makus talihime boyun eğdim; randevu falan da gerekli değilmiş, 15 dakika 'lazer sırası' bekledikten sonra 30 saniyede falan işimi hallettiler. Bu sırada aletten bakan öğrenci bir kızı retinamın güzelliğiyle oldukça etkiledim sanırım. Yalnız lazerin kendisinden midir yoksa o anda birden ilahi nura mı ulaştım bilmiyorum, yeşil ve aşırı parlak bir ışık gördüm - ki bu yüzden olsa gerek, operasyondan sonra 30 saniye kadar sağ gözüm her şeyi mor gördü. Eğlenceliydi, ama denemenizi önermem. Şimdi iyiyim, rahatım (sanki önceden değildim). Bir süre ağır kaldırmamam lazım ama onun dışında hiçbir etkisi yok.

Bu da böyle bir sağlık maceramdı işte. Demem o ki siz siz olun, en azından yılda bir falan gözlerinizi adam gibi kontrol ettirin; hele hele miyopsanız.

Aslında benim aklımda hep azı dişlerimden birinin gayet felsefi macerasını ve de bana öğrettiği derin şeyleri yazmak vardı ama kısmet gözümeymiş...

Not: Bu arada elbette önemli bir şey bu operasyon sırasında kafanızı - gözünüzü oynatmamanız. Ben bunu bir kere yaptım. Bir şey olmadı gerçi ama "Sarı noktayı yakmadım, değil mi?" diye espri yapmaya çalıştığım doktorum "Heh heh heh," diye güldükten sonra "hiç komik değil." diyerek beni acayip bozdu.

[Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (2)

Takvim

AÄŸu

Eylül2006

Eki

P

S

Ç

P

C

C

P

28

29

30

31

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

1

Bağlantılar

Epigraf
Karalamalar
Çiçek Güncesi
Sakız Kağıdı
Godot'yu Bekledim

Resim Galerisi

Arama

ArÅŸiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Genel/Geyik
Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri
Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi
Hayat/Sürünme Tecrübeleri
Sanat/Manat/Edebiyat

Sonraki->