Kadayıf.
24 Eylül 2006 Pazar, 19:52
Geçen sene bu zamanlar mutfakta ilk denemelerimden birini güllaç ile yapmıştım. Bu sene de hazır ramazan gelmişken bir tane patlatıyım istedim ama markette denk gelmedim, onun yerine hazır kızarmış kadayıf satılıyormuş ondan bir tane aldım.
Teorikte oldukça kolay yapması. 1 kg (5 su bardağı) şeker ile 1 lt (o da 5 su bardağı) suyu 'kıvamına gelene kadar' kaynatıyorsunuz. 'Kıvamına gelmek'ten kastedilenin tam olarak ne olduğunu bilemesem de, valide sultandan bir iki tavsiye aldım - kaldı ki daha ilk deneyimim yahu bırakın kıvamını da tutturmayayım. Neyse. Paketin üzerinde yazdığına göre daha sonra bu şerbetin içine bir kaşık tereyağı ve biraz da limon suyu katıyormuşuz. Gazetelerin verdiği yemek kitaplarının reklamlarında hep gram yerine kaşık ya da bir tutam gibi ölçülerin kullanılmasının daha iyi olduğunu söyleseler de benim analitik bünyem böyle 'biraz' gibi kelimelere hiç gelemez. Hadi tereyağını bol koymak zaten ustalığın şanındandır deyip bol kepçe doldurdum ama bu limonun ölçüsünü nasıl tutturucaz? 'Biraz'mış! Acaba bir limondan ne kadar su çıkar? Biraz mı? Yoksa biraz çok mu?
Cevap veriyorum: 'Biraz çok'muş. O kadar da sulu olmayan bir limonu alıp, çekirdeklerinden kurtulduktan sonra tamamını sıktım şerbete. Şerbetin tadının limonataya benzemesinden şüphelenmiştim zaten ama kadayıf bayağı bayağı ekşi oldu yahu... Neyse. Bol fındık (maalesef cevizimiz yok) ve kamufle etmek için de biraz süt kullanırsanız yenilebiliyor.
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (4)
|
Yorumlar |
Kadayıfın Kaderi [Bengü, 25 Eylül 2006 Pazartesi, 22:55]
Ev hediyesi olarak gelen Borcam’ın kutusundan almıştım ben de tarifi. Bir heves, ilk bayram, misafirlere ikram ederiz, Emre de sever diye yapayım dedim. Aldım yufkacıdan kadayıfları, uÄŸraÅŸtım karıştırdım, didikledim. Ben de yemek konusunda pek yetenekli ve meraklı olmadığımdan, tarife (bakmadan yapamam zaten) hastalıklı bir özen gösteririm. Seksen kere yaptığım ÅŸeylerde bile yine tarife bakarım ve bir sürü kaşık, bardak kirletirim. Göz kararı filan mümkün deÄŸil. Neyse fazla uzatmayayım, tarifte 1/2 limon suyu yazıyordu, ben de güzelce sıktım ve ekledim. PiÅŸti, ÅŸerbet filan tamam, koydum tezgahın üstüne, görünüş gayet iyi.. Emre’ye verdim, annemler geldi, uÄŸrayan arkadaÅŸlar hep yediler. Herkes eline saÄŸlık diyor ama kimse bir parça daha istemiyor! Sonra kim söyledi hatırlamıyorum, “Biraz ekÅŸi gibi sanki..” dediler. Ben tatlı sevmem pek. Pek deÄŸil hiç sevmem. Tadına bakmak için bile bir lokmacık yemediÄŸim için fark etmemiÅŸtim ne kadar ekÅŸi olduÄŸunu. Sonradan öğrendim ‘biraz’ yani sadece birkaç damla limon sıkmak gerektiÄŸini.
"Olsun, böyle daha hafif olmuş." diyen nazik bir eşin ve kibar arkadaşların varsa sorun değil, ikinci denemenin gayet başarılı olmaması için hiçbir sebep yok. Kolay gelsin:)
|
Why not? [Emre Sururi, 25 Eylül 2006 Pazartesi, 23:02]
Yahu, siz bir klüp çatısı altında birleşip, hain tarif vericilere karşı savaş verseniz ne iyi olur... Turan, bir ara geldiğinde önceden haber ver de, sana benim "pek bir özel" örgü tatlımdan yapayım, gerçi son yapışımın üzerinden 5 sene geçti ama, bakalım... 8)
|
1-2 damla [Selma, 26 Eylül 2006 Salı, 11:55]
cok güldüm ben burda onu yazayim dedim bi de mutlaka bi güllac tarifi ve nasil oldugunu ben yapmadan önce senden duymak istiyorum :)
|
Kadayıf, eş ve güllaç. [Turan, 27 Eylül 2006 Çarşamba, 20:47]
Evet, nazik bir eşin çok şeyi çekilebilir hale getirdiği eminim doğrudur. Biz yine de 'Birazdan Anlamayan Tatlı Meraklıları' sendikasını kuralım isterseniz.
Güllaç da gelecek, az sabredin; daha kadayıfı bitiremedik...
|
|