Çiçek Güncesi / Nergis

Ana Sayfa || giriş

Defol Kedicik
10 Eylül 2011 Cumartesi, 00:15

Bakın söylüyorum, tekin değil o hayvan. Kafasındaki kurdeleye aldanmayın. Mimiksiz yüzü bir şey çaktırmıyor ama evde ölsek kalsak maazallah, çekmecelerden dolaplardan arkadaşlarıyla sürü halinde çıkıp yer bizi. Ağzı da yok, nasıl yiyecek? Elimizi yüzümüzü paralar ancak. Boş boş bakan ifadesiz suratıyla her yeri işgal etmiş zaten. Üstünde resmi olmayan bir tane çocuk kıyafeti bulmak mesele. Kırtasiye malzemesi, çanta, gözlük, tabak çanak, sadece çocuklar için değil nedense büyükler için de akla gelen her şey...

Aferin teyze.

Dün Hello Kitty'li tuvalet fırçası gördüm! Bir klozetin yanında eksikti mendebur hayvan... Pisst!

[Bır bır bır] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (2)

İdealizm Karın Doyurur mu?
26 Temmuz 2011 Salı, 23:58

İnsan gençken daha idealist oluyor. Sevdiği - sevmediği, istediği - istemediği şeylerin çok önemli olduğunu düşünüyor. Yaş ilerleyince halbuki, seçenekler çoğalıyor bir kere. Bağımsızlaşıyoruz; inandırıcılığımız ve ikna kabiliyetimiz artıyor. Başkalarını takmaz oluyoruz, üstümüze düşenler de azalıyor. Ama ne oluyor: istemediğimiz şeyleri yapıyoruz, beğenmediğimiz işlerde çalışıyoruz, beş para etmez diye düşündüğümüz insanları idare ediyoruz. O sevmediğimiz patlıcanı yemekle kalmıyoruz, kendi ellerimizle pişiriyoruz bir de...

Peki idealist genç ne yapıyor? Öldüm desen ağzına bir lokmacık koymuyor. Zehir zıkkım sanki!

"Yenecek o patlıcan!!"   ...diye dövüşmüyorum ben de.   Amaan, yemeyiversin ne olacak?

[Bır bır bır] [Ece Böcee] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (4)

Karşıdan Karşıya
5 Mayıs 2011 Perşembe, 23:33

Şimdi, karşıdan karşıya geçerken, yürüme efektli yeşil adam son yedi saniyede koşmaya başlıyor ya...
Kırmızı adam hiç kıpırdamadan ööyle dikiliyor. O da sabırsızlansa halbuki, tek ayağını tap tap yere vursa mesela. Boulder Dash gibi filan.
Sıkılmasak biz de beklerken...

[Bır bır bır] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (0)

Neydim, Ne Oldum...
11 Mart 2011 Cuma, 01:17

Anne çöp kutusu değildir: Sümüklü mendil, yapış yapış şeker kağıdı, çeneden akan dondurmanın silindiği peçete annenin eline tutuşturulup kaçılmaz.

Anne müneccim değildir: Doralı çorabınızın tekinin, bebeğinizin pembe çiçekli eteğinin nerede olduğunu bilemez. Nerede çıkardıysanız oradadır.

Anne define avcısı değildir: Boyunuzun yettiği her deliğe çiğnenmiş peçeteler, top haline getirilmiş yapışkanlar, erimiş sabun parçaları sokuşturmayın.

Anne non-stop animatör değildir. Öyle olsa karnınız doymaz, pislik içinde otururdunuz.

Karnınızı doyuruyor olması dünyanın en iyi aşçısı olduğunu göstermez tabii ki ama "Mmmhh... Okulda ıspanak yedim bugün, çok nefisti; sen pişirme hiç güzel olmuyor, seyymiyorum." denmez. Anne yemeği denen bir şey var, daha da önemlisi ayıp denen bir şey var!

[Bır bır bır] [Ece Böcee] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (7)

Kızların Yüz Karası
1 Aralık 2010 Çarşamba, 00:12

Gezdiğim onlarca mağazada gördüğüm yüzlerce çift ayakkabının hepsi çirkin olabilir mi gerçekten?

Galiba sorun bende...

[Bır bır bır] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (9)

Takvim

Aralık2012

Oca

P

S

Ç

P

C

C

P

28

29

30

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

Bağlantılar

Karalamalar
Epigraf
Baking Fairy
Ece'nin fotoları
Seksen Günde Devri Alem
Her Telden Bir Blog
Sütlü Kahve
Yaşam, Evren ve OBM Hakkında Her Şey

Resim Galerisi

Arama

Arşiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Bır bır bır
Okur Yazar
İş, Güç!
Ece Böcee
Lay lay lay
Yersen
Pusetle Seyahat
Delft'te
Natur
Bask Elleri
Çocukla Seyahat

<-Önceki || Sonraki->