Çiçek Güncesi / Nergis

Ana Sayfa || giriş

Kutu Kutu Pense
10 Mart 2010 Çarşamba, 01:05

Benim haberim olalı neredeyse 20 sene oluyor. Baktım şimdi, 1982'de piyasaya çıkmış CD'ler. Kendisi iyi, güzel, üstelik dekoratif ama kutuları bir felaket... Neden kaset kapağı mantığında ısrar ediliyor hala anlayabilmiş değilim. O kapağı gövdeye bağlayan ince parça küstüm çiçeği gibi -sanki el değdiğinde kırılsın diye yapılmış. Hele ortadaki kıymık kıymık göbek... CD'yi her alıp koyuşta çıtırdayıp dökülüyor. Zarfta satılsa bundan iyi. Ya da karton olsa artık bütün kapaklar... Sanki and içmişler CD başka kutuda satılmaz diye. Bari bir geliştirin; yaylı yapın, vidalı yapın, bir şey yapın 30 sene olmuş artık!

Yok, dışına sardıkları jelatine bir kolay açma yeri yapmayı bile akıl edemediler ki kutuya sıra gelsin...

[Bır bır bır] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (2)

Dans Gösterisi
30 Mart 2010 Salı, 01:10

Pazar günü bir okulda dans gösterisi izlemeye gittik. Hafta içi Ece'nin okulunda davetiye dağıtmışlardı. Pazar günleri buralarda atraksiyon bulmak az rastlanır bir durum; okul da bize yakınmış, haydi gidelim dedik. Anladığım kadarıyla, "göçmenlere ayrımcılık yapmayın, bakın onlar burada ne kadar mutlu, neşe içinde dans ediyorlar" temalı bir gösteriydi. Bahçedeki 'İspanya'da kimler var' tabelasında ise Türkiye yoktu. Dünyanın her yerinde Türk vardır diyenler utansın; üç beş uyduruk dönerci var, onlar bile Türk değil. Niye buralara ilgi göstermiyor vatandaşlarımız acaba?

Neyse biz göçmen değil misafiriz zaten, dansımıza bakalım, değil mi? Çıktık Bask havasında şıkkıdı şıkkıdı oynadık kızımla. Aslında bir çeşit halay çektik. Düğünde dernekte filan hayatta halay çekmem ben, hiç sevmem. Ama dünyanın her yerinde insanlar el ele tutuşup halka olup dönüyorsa bir hikmeti vardır herhalde, değil mi? Bunlarınki pek kolay mesela: sadece tek ayağını sallıyorsun ileri geri sonra da yanındakilerle popo çarpıştırıyorsun. Emre'yle de konuştuk, bizim Karadeniz halk oyunları ekiplerinin her yerde birincilikler alması hiç de şaşılacak bir şey değil.

Önce Filipinlilerin çok ritmik danslarını seyrettik.



Dans bittikten sonra izleyicileri denemeye davet ettiler. Tabii ki kamber fırlayıp gitti:



Arkada sıralarını bekleyen kırmızı etekliler Bask dansı yapacaklarmış. O kat kat elbiselerle kim der ki bunlar İspanya'da yaşıyor... Zaten kendileri de demiyor: İspanyol değiller, Basklılar. Aman ha!

Önce el ele tutuşup dönüyorlar. Erkek çocukların (özellikle de belli bir yaştan sonra) pek ilgisini çekmiyor herhalde ki, üç tane ufaklıktan başka bulamayınca küçük bir kızcağızı da mavili giydirip aralarına almışlar.



Zaten biraz sonra onları da kenara iteleyip kendileri daha hareketli bir hava oynamaya başladılar.




Bu sırada kurtlular da yerinde duramıyordu:



Bu durumda dans bitip de izleyiciler sahneye davet edilince, gitmemezlik edemedik:



Neyse ki ben çocuğu gerçek Basklı bir taneyle değiştim, oh, keyfime baktım.
Bu arada, o arkada görünen kırmızı üstüne beyaz artı yeşil çarpı Bask bayrağı oluyor.

Sırada Lilo'nun ülkesi vardı.



Hawaiililere de Aloha dedikten sonra, kurtlarımızı dökmenin ve göçmenlerle kaynaşmanın huzuruyla evimize döndük.

[Bask Elleri] | Gönderen: nergis |  Yorumlar (0)

Takvim

Şub

Mart2010

Nis

P

S

Ç

P

C

C

P

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

2

3

4

Bağlantılar

Karalamalar
Epigraf
Baking Fairy
Ece'nin fotoları
Seksen Günde Devri Alem
Her Telden Bir Blog
Sütlü Kahve
Yaşam, Evren ve OBM Hakkında Her Şey

Resim Galerisi

Arama

Arşiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Bır bır bır
Okur Yazar
İş, Güç!
Ece Böcee
Lay lay lay
Yersen
Pusetle Seyahat
Delft'te
Natur
Bask Elleri
Çocukla Seyahat