Dua
27 Ocak 2010 Çarşamba, 00:32
Küçük hanım uyumadan önce dua ediyor:
"... Annem ölünce biz babamla her gün abur cubur yiyelim..."
Amin de demiş bulundum sonunda, iyi mi?
Allahım sen duanın o kısmını kabul etme, pis pis şeyler yemesinler.
Amin.
[Ece Böcee] | Gönderen: nergis | Yorumlar (7)
|
Issız Ada
25 Aralık 2009 Cuma, 10:31
Çok uzun zaman geçince nereden başlasam diye düşünüyor insan. Zaten devamlılığı olan bir blog olamıyor benimki; havadan sudan, günlük şeyler işte… Bazen unutmayayım diye, bazen ayrı ayrı mail yazacağıma bir sefer anlatayım, herkes okusun diye. Az kaldı gitmemize, orada anlatacak yeni şeyler olacak, yarım yamalak yazıp taslak halinde bıraktığım yazıları yollamazsam bir anlamları kalmayacak. Hazır vakit varken bitireyim diyorum. Bu seferki eski değil ama, gayet taze:
TRT Çocuk’ta bir programda çocuklara “Bir adaya gitmeniz gerekirse yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu?” diye sormuşlar. Bizim evdeki televizyonla konuşan kız da “Mavi bilgisayarım.” diye yetiştirmiş cevabını. Akşam annem anlatınca ben de sordum Ece’ye aynı soruyu. Çok ciddi bir şekilde düşüne taşına şöyle dedi:
-Mavi bilgisayarım, yiyecek, kısa kollu pembe tişörtümle eteğim. Dört oldu, ben dört tane götüreceğim.
Kızım ilk anket sorusunu cevaplamış oldu böylece. Şimdi yorumlamaya çalışırsam; birinci madde Emre’nin de ilk sıradaki tercihi olurdu, orada şüphe yok. İkinci madde de annesi gibi gerçekçi ve sağlamcı olduğunu gösterebilir. Peki bu kız kime çekti de böyle süslü oldu?
[Ece Böcee] | Gönderen: nergis | Yorumlar (5)
|
bir disney yapımı..
29 Ağustos 2009 Cumartesi, 21:13
(Anne, Baba ve Çocuk hava almak üzere çıkmışlardır, dolaşmaları bittikten sonra markete uğrarlar, çıkışta Çocuk, Anne'ye "Sen bizimle gelme, biz babamla eve gideceğiz, ikimiz gitmek istiyorum, sen gelme!" diyerek, grubu ikiye ayırır. Anne de biraz kendi başına gezmek istemektedir zaten. Böylelikle Baba ile Çocuk el ele tutuşmuş bir durumda evlerine doğru giderlerken, Anne'ye hoşçakal derler, öpücük atarlar. Biraz daha ilerleyince Çocuk şöyle der:)
- Onu çok özleyeceğim.
[Ece Böcee] | Gönderen: sururi | Yorumlar (1)
|
Sinema Macerası
16 Temmuz 2009 Perşembe, 23:37
Bugün Ece ilk defa sinemaya gitti. 'Het Geheim van Mega Mindy' filmin adı; 'Mega Mindy'nin Sırrı' demekmiş. Ben de uzun zamandan beri ilk kez gittim aslında. (Şimdi hesapladım, dört yıl olmuş.) Mega Mindy burada televizyonda gösterilen bir çocuk dizisi. Şimdi, -Superman misali- Mieke diye pısırık bir polis kızcağız var. İş arkadaşı tipsiz Toby'ye aşık. Bu Mieke'nin mucit büyükbabası bir alet icat etmiş; Mieke içine girdiğinde maskeli, pespembe naylon giysili, bol makyajlı ve süper güçlere sahip Mega Mindy'ye dönüşüyor. Şapşal hırsızları yakalıyor, tam Toby ile öpüşeceklerken (Toby de Mega Mindy'ye aşık tabii ki ve ikisinin aynı kız olduğunu anlayamayacak kadar 'saf'.) enerjisi bitiyor, mecburen kendini büyükannesinin şekerci dükkanına geri ışınlıyor. Birkaç da klibi var, Toby Toby mesela son derece romantik, Mega Mindy Tijd nasıl değiştiğini filan gösteriyor. Müzikler, çocuğun sabahtan beş dakika seyretmesinin ardından, ebeveynin beyninin arka planında gece yatana kadar tekrar edecek şekilde tasarlanmış. Böyle anlatınca hiç sevmiyormuşum gibi göründü ama aslında iyi kız, filmde de komik yerler vardı.
Sinemamızı da görmeniz lazım... Bunca zaman önünden geçip gittikten, ara sıra afişlere bakıp iç çektikten sonra, nihayet içini de görebildiğim için mutluyum. Zaten adı 'Must See'. İçeride gelecek program 'Must Wait', filmler hakkındaki bilgiler de 'Must Read' başlıkları altında asılı. E, bu da beklenen bir şey o zaman:
Benden 9,20, el kadar çocuktan 8 Euro alan sinema işletmecilerinin, vicdan azaplarını biraz azaltmak için içeride dağıttıkları maskeyi takıp havaya giren; dışarı çıktığımızda bir yumruğu ileride sağa sola lazer şeysi fırlatarak son sürat kaçan; Ece diye seslenince değil ancak Mega Mindy diye seslenince cevap verdiği için, ben de sokağın ortasında "Mega Mindyyyy, geri döönnn!" diye bağıramadığım için (Yalan, bağırdım.) bir türlü bulamadığım, düşmüş mü diye kanala bakarken insanların "Maskeli küçük kızı arıyorsanız şu tarafa koşuyordu." diye gösterdikleri; en sonunda "Annesi nerede?" diye endişeli gözlerle bakınan iki teyze tarafından kuşatılmak suretiyle yakalanan küçük şey de bu:
[Ece Böcee] [Delft'te] | Gönderen: nergis | Yorumlar (5)
|
Sevecen
9 Temmuz 2009 Perşembe, 00:29
İspanya anısı:
Emre günün kimbilir kaçıncı seminerinde ter dökerken biz de Lekeitio kumsalında keyif yapıyoruz. Ece denizde oturuyor, hemen kıyıda, yüzü denize dönük. (Kolluklardan nefret ettiği için ben de hemen arkasında nöbetteyim.) Arada dalgalar geliyor, o da kumları avuçluyor, suya filan vurup oynuyor. Birden büyükçe bir dalga gelip onu gafil avlıyor. Hanımefendi sinirlenip kalkıyor, bana da şikayet ediyor: "Dalga yüzüme saldırdı!"
Sevecen yavrum benim...
[Ece Böcee] | Gönderen: nergis | Yorumlar (0)
|