Etiket
23 Ocak 2009 Cuma, 17:25
Herkes işini 'etiket dikiciler' kadar ciddiye alsaydı, dünya çok daha güzel bir yer olurdu, eminim. "Lcw Woman M" dünyanın dönüş şifresi mi kardeşim, niye bu kadar sıkı sabitlemek gerekiyor? İlla ense kökümüze ya da kuyruk sokumumuza batacak şekilde ve mümkünse naylon iplikle filan dikiliyor ki, sürekli hatırlatsın kendini, asla aklımızdan çıkmasın! Hah ha, siz öyle sanın... İzi bile kalmadı!
[Bır bır bır] | Gönderen: nergis | Yorumlar (8)
|
Ik Haat Hondenpoep! *
6 Aralık 2008 Cumartesi, 00:54
"If you have been living in the Netherlands for a while, you have undoubtedly taken a slip over hondenpoep -dog poop. Rather than enjoying the beautiful architecture of the Dutch cities, you find yourself staring at the sidewalks, navigating your way around the deposits of our furry friends. How can it be that this nation of clean, hygienic, well-educated people can live with sidewalks pockmarked with hondenpoep? If we had an answer, we'd tell you. There is, however, an ongoing campaign to have dog owners train their dogs to leave their mess in the gutters (watch out when stepping out of the car!) and dog owners pay taxes for their hounds. This tax used to be a 'corporate' tax, but now levied on private dog owners, the proceeds of which are used to create areas within the cities and towns that can be considered public dog toilets. This is the only pet-related tax there is, so maybe there is some justice after all."
Benim gibi alıntıları okumaya üşenenler, diyor ki: "Bu pirüpak millet neden köpek kakası temizlemiyor, hayret! Aman siz bastığınız yere dikkat edin. İçiniz rahat olsun, biz onlardan köpek vergisi alıp, o paralarla da ellerini sürmeden, köpeklerine rahat rahat kaka yaptırabilecekleri parklar düzenliyoruz." Bir de üstteki sevimsiz levhayı dikiyorlar, tamam. Çözüme bak! O serbest alanlardan biri de bizim evle hemen önümüzdeki kanalın arasından geçen yürüyüş yolu. Bütün çim alanlar ve ağaç dipleri serbestçe kullanıldığından, yürüyüş sırasında dikkat gerektiriyor. Aslında yasak işaretini hemen hemen hiç görmüyorum, ancak şu resimdeki gibi bazı evlerin pencerelerinde oluyor: "Anladık her yere yaptırıyorsunuz da bari bizim pencerenin önündekini alıverin."
* "I hate dog poop" demiş olmalıyım.
[Bır bır bır] [Delft'te] | Gönderen: nergis | Yorumlar (0)
|
UGG
6 Kasım 2008 Perşembe, 23:38
Geçen sene bir bunlar, bir de Marilyn'in (NX) botları çok modaydı burada. Şimdi baktım, Marilyn'in hiç çizmeli resmini bulamadım ama şu kısa topuklu, renkli (yeşil, mavi, sarı filan yani), ucu sivri-yuvarlak karışımı eski moda burunlardan, kısa ve geniş konçlu (ki pantolonumuzun boyumuzdan 10 santim daha uzun olan paçasını içine sokabilelim) botlardan bahsediyorum. Botları henüz fazla görmedim etrafta ama bu UGGlar ve benzerleri her yerde! Bu resimdekiler klasik modeliymiş. Yani ben şunu çizsem patrona gösteremem yeni model diye! Bir de yürürken o arka tarafı bükülüyor, eciş bücüş oluyor -resimdeki giyilmemiş çiftte bile belli zaten. Zavallı kızcağızlar içe içe basıyorlar. Dikişler de dışarda kalmış... Görünüşe bakınca Eskimolar için yapılmış gibi geliyor bana, ya da Kanada'da kapının önündeki karı küremek için çıkarken ayağa geçirivermek için, ya da Marilyn giysin, yuvarlana yuvarlana işe gitsin diye. Derken, önümden geçen otobüsü boydan boya kaplayan reklamı gördüm ve çok şaşırdım. Benim İgloo ustaları için yapıldığını sandığım çizmeler meğer Avustralya malı değil miymiş! Çöller, koalalar, tropikal yağmur ormanlarıyla dolu bir ülkede, içi iki parmak müflonlu çizmeyi ne yapıyorlar ki? Dışı da süet zaten, ıslanır bir güzel, öyle kara yağmura gelmez. The Big Bang Theory'de Penny askılı bluz ve bir karışlık şortunun altına giyince bir gariplik olduğunu anlamıştım zaten... Meğer bunları Avustralyalı sörfçüler denizden çıkınca giyiyorlarmış! Kışın çıplak ayağa giyince sıcak, yazınsa serin tutuyormuş. Allah'ın Avustralyalı sörfçüsü soğuktan bu terlik kadar anlar işte:
Şöminenin önüne sermek için post, tüylü yastıklar ya da resimdeki garip şapkalardan almak isterseniz şurada; hepsi son moda ve eminim ki "Ççokk rahaat yanee!"
[Bır bır bır] | Gönderen: nergis | Yorumlar (10)
|
Sanki Dünyanın Tozu Kiri Benim Saçıma Yapışıyor
17 Ekim 2008 Cuma, 22:51
Buraya gelmeden önce hiç çamaşır kurutma makinası kullanmamıştım. Eski evimizde çamaşır – kurutma makinaları ortak kullanılıyordu. Bizim ayrılmamızdan bir süre önce, bir uyarı listesi astılar çamaşırhaneye. Maddelerden biri de kurutma makinasının filtresini temizlememiz gerektiğiydi. Filtreyi bulmak zor olmadı da, üzerindeki en az yarım santim kalınlığındaki tabakayı kaldırırken ilk mouse temizliğim geldi aklıma. Mouseum iyi çalışmıyor, takılıyor dediğimde topunu çıkarıp içini temizlememi söylemişlerdi. Ben de açtım kapağı, topu çıkardım, temizleyecek bir şey bulamadım ama şüphelenip tekerlerin üstünü 0.5’in ucuyla hafifçe kazıyınca, etrafına sardıkları ‘kumaş’ parçasını kopardığımı sanıp epeyce endişelenmiştim!
Bu evde kendi çamaşır makinam olduğu için ne kadar seviniyorum anlatamam...
Eylül 2008
[Bır bır bır] | Gönderen: nergis | Yorumlar (1)
|
Pushing Daisies
12 Ekim 2008 Pazar, 00:51
Yahoo'ya bu resimle reklam vermişlerdi, orada gördüm. Sevindim sevindim başlıyor diye. Çıkınca hemen seyrettik ilk bölümünü, bugün de ikinci bölümü Psych'ın ardından ekranlarımıza geldi. Aslında ilk bölümden sonra, kavuşmanın sevinciyle yazacaktım bu yazıyı ama bir müddet geriden gideceğim ya burada, Pushing Daisies de nasibini aldı bu durumdan. Olsun, aynı sevinç devam ediyor hala! Tamam, biraz fazla tatlı olabilir ama hiç de boğazımızı yakmıyor. Ölüm temalı, her bölümünde cinayet işlenen bir dizi deyince akla gelebilecek en son şey. Yani şu dizi sadece kelime oyunları için bile sevilir bence... Komşu komşu hu huu, sana diyorum! Ayrıca üsttekini ararken bunları da buldum, atmaya kıyamadım, aynen yapıştırıyorum. Gözümüz gönlümüz açılsın. Hem bunlarda Digby de var:
[Bır bır bır] | Gönderen: nergis | Yorumlar (7)
|