Çok mu geç?..
23 Ekim 2005 Pazar, 23:38
Üniversiteye girmeden önce insanın meslek seçimi hakkında düşünmesi doğal; hatta bazı şeyleri sormaması yanlış olur. Okulun ilk yılında da tereddütler olabilir; "Acaba yanlış meslek mi seçtim kendime?" diye. Ama kişi pes edip meslek/okul değiştimiyorsa ilerleyen yıllarda kendine bunu daha seyrek soruyor demektir, değil mi?.. Değil! Ben hala neredeyse masaya her oturduğumda, bir formülden diğerine her geçemediğimde, kitabın birindeki bir cümleyi anlamak için İngilizcem her yetersiz kaldığında mide bulantısı eşliğinde kendi kendime soruyorum: Bunları bırakıp her şeye baştan başlamak için artık çok mu geç?
...ve de merak ediyorum; acaba 30 senelik profesörler de benimle aynı soruları soruyorlar mı kendilerine?
(Bitirmeden önce günün anlam ve önemine uygun bir şarkı öneriyorum: Stratovarius - Will My Soul Ever Rest In Peace)
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Kitap Önerisi
22 Ekim 2005 Cumartesi, 15:54
Tolstoy Amca'nın aforoz edilmesine neden olan kitabı, yakın zamanda Türkçe'ye çevrilmiş: "Tanrı'nın Egemenliği İçinizdedir". Aldım, daha okumadım ama güzele benziyor. Aslında aklımıza hep Gandhi'yi getiren pasif direniş fikrinin temellerinin bu kitapta atıldığı iddia ediliyor. Eğer gerçekten öyleyse okumaya değer. Gerçekten öyle değilse de her Tolstoy kitabı kadar okunmaya değdiği kesin... Bir de alıntı yapayım da kitaptan tam olsun:
"İnsanlığın yöneldiği amacın henüz uzakta olup olmadığını nasıl bilebiliriz, zira insanlığın ona doğru nasıl yürüyeceğini bilmiyoruz, yürümek ya da durmak, hareketini hızlandırmak ya da yavaşlatmak insanlığa bağlıdır."
Not 1: Kitabı Türkçe'de Kaos Yayınları (http://www.kaosyayinlari.com) başmış. Kendilerine buradan saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz. Çevirisi güzele benziyor.
Not 2: Tolstoy'dan bahsetmişken 'Yeniyetmelik' kitabındaki "Akıl, ruh etkinliğinin zavallı, beceriksiz bir yöneticisidir." sözünü hatırlatmamak olmaz sanırım. Onu da Cumhuriyet başmıştı; heralde hala vardır baskısı.
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/İşe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Bir ÅžehirleÅŸme Hikayesi
22 Ekim 2005 Cumartesi, 15:37
"Genç adam, kütüphanedeki araştırmasını tamamladıktan sonra aldığı kitapları kimliğindeki çipin yardımı ile kütüphaneciyle muhatap olmaksızın alır. Bir kez daha bölümüne uğrar. Polimer ve biyokimya araştımalarının yapıldığı katın bir altındaki fotonik, lazer, mikro-optik ve nano-üretim laboratuvarlarının önünden geçerek dışarı çıkar. Dünyanın en büyük metropollerinden birindeki evine gider. Şifreyi girerek apartman kapısını açar. Akşama belki banyo yaparım diyerek dijital termostatlı termosifonu ayarlar. Son model IBM Laptop'ının başına oturur, kablosuz bağlantı ile internete girer. Daha sonra hazır oturmuşken biraz çalışıyım diyerek geleceğin 'kuantum' bilgisayar teknolojisinde kullanılması muhtemel olan atomik iyon tuzakları hakkında birşeyler okur. Sonra ara verir, biraz hava almak için camı açar, ve manzarayı seyre koyulur...
...
...
...
...
...
...
...
...
İşte odamın manzarası ve arka bahçemde otlayan inekler. İronik, değil mi?
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (2)
|
Dönüş Bileti
13 Ekim 2005 PerÅŸembe, 10:42
İnsan, ömrünün neredeyse tamamını geçirdiği şehirden kalıcı olarak ayrıldığını; gidiş - dönüş otobüs bileti aldığında, bileti veren çocuğun üzerinde dönüş yazan zarfa yanlış bileti koyduğunu düşününce anlıyor sanırım...
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Öğretmenlik
6 Ekim 2005 PerÅŸembe, 12:36
Başlıkta adı geçen şey (öğretmenlik), kesinlikle göründüğü kadar kolay değildir. Özel ders vermek vs. nispeten kolay olabilir, ama 20 kişilik sınıfın karşısında insan ister istemez zorlanacaktır. Her şey bir yana, otobüste bile karşısındaki adamın kendisini süzmesinden rahatsız olan karakterler için, o kadar öğrencinin o kadar süre boyunca neredeyse aralıksız olarak kendisini süzmesi inanın sinir bozucu bir durumdur... Ama galiba ikinci dersten sonra kimi insan bireyleri buna da alışabilir.
Koridorda/kütüphanede birilerinin size "Merhaba hocam, iyi günler hocam..." diye selam vermesi ise biraz daha zor alışılacak bir durum gibi görünmekte şu anda yazarınıza.
Not: "...o kadar öğrencinin (...) neredeyse aralıksız olarak..." sözlerime itiraz kabul etmiyorum: Benim öğrencim dersi dinler, derste uyumaz; gözlerini hocasından ayırmaz!!!
[Genel/Geyik] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|