Seksen Günde Devri Alem

Havadaki Moleküllerin Ortalama Kinetik Enerjileri
19 Eylül 2007 Çarşamba, 03:09

İki gündür sabah kalkınca (7 gibi yani) ya ev sahibimin ya da benden önceki kiracılardan birinin camımın hemen dışına monte ettiği termometreye bakıyorum. Sıcaklık 40 derece civarında oluyor. 40 derece, bu metrik sistemden nasibini almamış gavurların memleketinde bizim 4-5 derecemize denk geliyor. Evden çıkarken de ilk nefesimi verince buharlar çıkıyor ağzımdan.

Yani hava soğuk anlayacağınız. Aşırı değil, ama soğuk işte. Çekeceğimiz var.

[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)

Doğumgünü
16 Eylül 2007 Pazar, 17:41

Ya oturup "Doğumgünümü şöyle kutladım, bunu yaptım, şöyle oldu." diye yazasım yoktu ama pek sevgili bazı arkadaşlarım (başta o Kutay zibidisi) "Ne kutlaması, sen asosyalsindir, daha kimseyle tanışmamışsındır zaten, bıdı bıdı bıdı..." diyince kendimi savunasım geldi. (Aslında adamın haklı da olma ihtimali sanırım biraz artırdı bu isteği.) Buyrun efenim. Doğumgünü toplantısından bir resim. Daha kalabalıktık aslında. Aynı tarihte iki kişinin daha doğumgünü varmış, ortaklaşa bir parti verelim dedik. Yani bir Türk, bir İzlandalı, bir de Danımarkalı beraber üfledik mumları. 24-30 yaş aralığındaki insanların yapabileceği gibi basit oyunlarla eğlendik. Geyik yaptık. Yedik yedik yedik. Danımarka'nın sıcak çikolatası gelenekselmiş, onun tarifini aldım. Başka kayda değer bir şey olmadı sanırım. Ortamdaki herkes yabancı olduğu için rahatça dedikodularını yapabileceğimi zannediyorsanız yanılıyorsunuz, Hollandaca/Türkçe tercümanlar bulup birbirimizin blog sırlarını ifşa etmekle ilgili tehditler havada uçuştuğu için tek kelime edemiyorum.

Not: Sen, sen; evet sen! Hakkaten bunları çevirecek birini buldun mu? İyiymiş!

[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (4)

Olmak ya da olmamak
2 Eylül 2007 Pazar, 04:56

To be, or not to be- that is the question:
Whether 'tis nobler in the mind to suffer
The slings and arrows of outrageous fortune
Or to take arms against a sea of troubles,
And by opposing end them. To die- to sleep-
No more; and by a sleep to say we end
The heartache, and the thousand natural shocks
That flesh is heir to. 'Tis a consummation
Devoutly to be wish'd. To die- to sleep.

Oturup Hamlet'i hatmetmedim elbette. Sadece o meşhur cümlenin devamını merak etmiştim, şöyle bir göz atayım dedim, sevdim, buraya aldım. İnternette de güzel bir Türkçe tercümesini aradım, bulamadım; kendim Shakespeare tiradı çevirecek yetenekte değilim; adamın tercümelerini bulabileceğim en yakın kütüphane de büyük ihtimalle birkaç bin kilometre uzakta. Özetlemek gerekirse adam bezmiş hayatından, Müslüm Gürses gibi "Allah'ın gücüne gider mi bilmem/verdiği bu candan ben bıktım usta...." diyor, ama ahlaki endişeleri olduğu için soruyor, "Dalında bir yaprak görmedim ama yine de kalıp bunlara katlanmak daha mı asil olur?" diyor. Bu kadar.

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)

Takvim

Ağu

Eylül2007

Eki