Mutfak.
3 Eylül 2006 Pazar, 11:35
Mutfakta 'level' aldım, artık sadece kek değil poğaça da yapabiliyorum. Pohaça ya da puhaça filan da yapıyor olabilirim, emin değilim. Sonuçta tuzlu hamur işlerine de el atmış oldum, bu iyi. Ayrıca ilk denemem olmasına rağmen yenilebilirlik sınırını aştığı gibi güzel de oldu denilebilir. (Yine de biraz düşünmek lazım tabii güzel demeden önce.)
Sıradaki hedefim kurabiye olabilir. Ya da belki mayalanmış bir çeşit çörek falan. Ama bi' dakka; benim şu sıralar pek de iyi gitmeyen 'bilimsel' çalışmalarım ve henüz ne üzerine olduğunu bile tam olarak anlamış olmadığım ama bitirmek için sadece 9-10 ayımın kaldığı bir tezim var. Evet. Mutfak zenginleştirme faaliyetlerimi süresiz olarak askıya almam sanırım şu an için diplomatik olarak doğru bir yaklaşım olabilir.
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Ä°ki ÅŸey.
5 Eylül 2006 Salı, 21:50
1) Blog yazmanın en iyi yanı nedir? Şüphesiz ki insanın kendini övmek ve istediği zaman istediği kadar gevezelik yapmak için limitsiz yeri olması. Peki ikinci en iyi yanı? Hiç beklemediğiniz bir yerde, hiç beklemediğiniz bir anda, hiç beklemediğiniz birisinin bloğunuzu okuğunu öğrenmenin verdiği şaşkınlık ve dünya üzerinde bir kişi daha tarafından farkedilmiş olmanın verdiği sevinç.
2) 2. sınıfta kuantum fiziği dersi aldım ilk olarak. 3. sınıfta iki tane kuantum mekaniği dersi, son sınıfta da iki tane yüksek lisans kuantum mekaniği dersi. Üstüne üstlük bu son sınıfta kuantumla ilgili 1,5 proje yaptım ve de master'a gelince bir daha kuantum mekaniği dersi verdiler. Son birkaç aydır da oturmuş tez için muhtelif kitaplardan yine kuantum ve kuantum çalışıyorum. Yani: Olur ya meslektaşımsanız ve bana konu ile ilgili bir soru sorduğunuzda 13 saniye içinde sorunun cevabını söyler ve gayet pedagojik bir şekilde çözümü anlattıktan sonra bir de sayfa bildirerek kitap referansı verirsem bilin ki ben ne zekiyim ne de inek: Sadece kader beni Sakurai ile gereğinden 'biraz' fazla bir araya getirdi...
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Fazla Çalışmak.
6 Eylül 2006 Çarşamba, 18:33
* Kuruyalı üç gün olmasına rağmen yıkadığınız çamaşırlar hala balkonda asılı bekliyorlarsa,
* Aynaya bakınca birden bire hem sivilcelerinizin arttığını hem de saçınızın (artık insandan çok maymuna benzemenize neden olacak kadar) uzadığını farkediyorsanız ve bunun sebebi aslında aynaya bakmayalı uzun zaman olmuş olmasıysa,
* Annenizi en son ne zaman aradığınızı hatırlamıyorsanız,
* Sizden başka 11 adamın daha olduğu ve sabaha kadar gerek koro gerekse solo olarak horladıkları bir odada deliksiz bir uyku çekebiliyorsanız;
evet, gereğinden fazla çalışıyorsunuz; ya da en azından gününüzün gereğinden uzun bir kısmı otobüsler gibi yorucu mekanlarda harcanıyor.
(Pek tarzım değildir ama Dido'nun bir şarkısı vardı "Life will pass you by if you move this quickly..." diye.)
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Gürsey Enstitüsü.
8 Eylül 2006 Cuma, 23:33
Feza Gürsey Enstitüsü diye bir yer var. Çengelköy - Kandilli gibi biryerlerde. Sadece teorik fizik üzerine toplanılan, konuşulan, çalışılan bir yer. Ben de çalıştay ayağına bir haftadır oralarda takılıyorum. Ayak mayak diyorum ama hakkaten çalıştırıyor adamlar; içimiz dışımız kuantum oldu gene. Ama yine de iyi. Kayda değer diğer noktalara gelince:
* Yandaki komşunun (Kandilli Rasathanesi) bahçesinden elma çalıp ya da arka bahçedeki asmalardan üzüm alıp yemek mümkün. Kendi kendine kaynak yaratan bilim dedikleri bu olsa gerek. (Diğer komşular olan gecekonduların tavukları da bizim bahçede eşeleniyorlar aslında, birini kesip bahçede çevirmek geçmiyor değil içimden.)
* Ortalama fizik eğitimi seviyesi yüksek lisansın üstünde olan bir grup ne konuşur, ne muhabbet eder diye merak edenler için yazıyorum: farklı bir şey yok. Para nasıl kazanılır (dersane mi açsak özel üniversite mi), bu memleket nasıl kurtulur, vs, vs... Bir de eski okuldaşlarla (aslında tek bir tane var ama) bol bol hoca dedikodusu yapılıyor tabii.
* Taksiciler "Feza Gürsey Enstitüsü" deyince bilmiyorlar ama "Haaaa, hep Erdal İnönü'nün geldiği yer." diye biliyorlar.
* Bu arada Feza Gürsey'in yaptığı işlerinden öneminden bahseden insanlara inanmayın. Adam çok derin şeylerle uğraşmış hakkaten, yani neyle uğraştığını anlayan bir fizikçiye rastlama ihtimaliniz çok yüksek değil aslında. (Son cümlenin meali: Adamın yaptıklarını ben bile anlamıyorum ve ben anlamadığıma göre kimse anlamaz. Zaten megalomanım.)
* Enstitünün yatakhanesi koğuş şeklinde, 12 kişi kalıyoruz aynı odada yanlış saymadıysam. Ama ilginçtir evdekinden daha iyi bile uyuyorum.
Unutmadığım bir şey yoksa şimdilik bu kadar. Aslında ilk bir iki günki derslere girer sonra kaçarım diye düşünüyordum ben ama iyi sardı, Marmaris'te ikinci yarısı başlıyor pazartesi günü, ona da katılacağım. "Oooo, Marmaris falan ne iş, tatil yaparsın ne güzel, zaten orda ne çalışması olurmuş?.." diyeniniz olursa şerefsizim döverim.
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Omnia disce!
8 Eylül 2006 Cuma, 23:49
"Omnia disce, videbis postea nihil esse superfluum." demiş St. Victorlu Hugh diye bir eleman. Tercümesi: "Herşeyi öğrenin, hiçbir şeyi fazla/gereksiz bulmayacaksınız."
Adamın zamanında bu kadar şey yokmuş tabii ömür tüketecek, car car konuşmuş işte. Ciddiye almamak lazım. (Bu arada aslında ne zaman yaşadığını bilmiyorum kendisinin ama klasik mekanik kitaplarının 200 sayfayı geçmediği zamanlarda olsa gerek.)
Bu arada bu sözü 'kuantum alan teorisi' (quantum field theory) kitabının girişine yazmış yazar bir amca; lüzumlu-lüzumsuz herşeyi öğrenme amacı olmayan kimsenin kitabını almayacağını farketmiş o da demekki...
[Genel/Geyik] [Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|