AteÅŸ.
31 Temmuz 2006 Pazartesi, 19:14
Eski zamanların bilim adamlarına derin bir saygı beslerim. Sebepleri muhtelif ve burada sayılmaları gereksiz. Ama bence çağımızdan ne bir Boltzmann ne bir Newton çıkması zor.
Benzer şekilde Aristo falan gibi ilk dönem filozoflarının da hastasıyımdır. Adamların ellerinde daha düşünecek kavram bile yokken yaptıklarına hayran olmamak mümkün mü?..
Şimdi bunları niye anlatıyorum: Geçen gün ufak bir mangal deneyimi yaşadık da, artık ateşi bulan taş devri insanına da hayranlık duymaya başladım. Yahu ne kadar zormuş iki odun parçasını yakmak...
Düzeltme: Yahu asıl yazmam gerekeni yazmayı unutmuşum. Eğer ormanda olsaydık etraftan çalı-çırpı toplardık ama evin balkondan bozma terasında nerden bulduk odunları? Çatı tamiratından artan keresteleri kestik. Hatta itiraf edelim, eğer bunlar yeterli olmasaydı kiremitlerin altındaki tahtalardan da biraz tırtıklayacaktık.
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Sandalye & Bilim
27 Temmuz 2006 PerÅŸembe, 13:05
Önemli bilimsel bir problemimiz var: Ofislerimize koydukları kırmızı sandalyeler üzerlerinde yaz kış demeden oturarak saatlerce çalışmamız sonucunda (ter bezlerimizin de katkılarıyla) pantolonlarımızı boyamaya başladılar. Bugün fizik ve kimya bölümleri olarak konsültasyon yapacağız bir çözüm üretmek için.
Kim demiş bu memlekette bilim ilerlemiyor diye; sandalyeler bile dayanamadı biz ne yapalım?..
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Küçüğüm.
26 Temmuz 2006 Çarşamba, 23:50
Küçüğüm, daha çok küçüğüm,
bu yüzden bütün hatalarım.
Övünmem bu yüzden,
bu yüzden kendimi özel, önemli zannetmem...
Küçüğüm, daha çok küçüğüm,
bu yüzden bütün saçmalamam.
Yenilmem bu yüzden,
bu yüzden kendime hala güvensizliğim...
Ne kadar az yol almışım,
ne kadar az: Yolun başındaymışım meğer.
Elimde yalandan, kocaman, rengarenk,
geçici, oyuncak zaferler...
Küçüğüm, daha çok küçüğüm,
bu yüzden bütün korkularım.
Gururum bu yüzden,
bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım...
Küçüğüm, daha çok küçüğüm,
bu yüzden sonsuz endişem.
Savunmam bu yüzden,
bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem...
Ne kadar az yol almışım,
ne kadar az: Yolun başındaymışım meğer.
Elimde yalandan, kocaman, rengarenk,
geçici, oyuncak zaferler...
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Nem & Leblebi
26 Temmuz 2006 Çarşamba, 23:43
Bozkır ikliminde ömrünü geçirdikten sonra deniz kenarına gelen bir garibim ben. Elbiseler zor kurur, hatta tam kurumadan dolaba koyarsan acayip küf benzeri bir koku oluşur üzerlerinde; alıştım. Yazın sıcak havalarda terlersin, terin buharlaşmaz, üzerinde kalır yapış yapış; alıştım. Ama leblebimden ne istiyorsunuz? Yani tamam deniz kenarında olduğumuz için havadaki nem oranının değişik etkilerine maruz kalıyor olabiliriz, ama İç Anadolu'nun o kıtır kıtır leblebilerinin yerini burada sanki suya düşmüş gibi dışı yumuşamış leblebilerin alması biraz fazla değil mi?
(Ya abartıyorsam şerefsizim; valla leblebileri ağza atınca aldığınız his bir değişik burda. Belki bu aldıklarımda bir sakatlık vardır bilemiyorum ama hakkaten öyleler yahu...)
Not: Soya soslu olanlarında bir sakatlık tespit etmedim henüz.
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Better Off Dead
25 Temmuz 2006 Salı, 21:59
"I'm sorry.
(...)
How could I know that you'd disapproved?
(...)
And I'll never make the same mistake.
The next time I create the universe
I'll make sure we communicate at length,
just in case."
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (2)
|