Tavuk Sote & Pirinç Pilavı.
19 Mart 2007 Pazartesi, 19:31
Epeydir yemek yazısı yazmadım, aslında epeydir yemek yapmadım. Hazır iki çeşide birden girişmişken yazayım şuraya birşeyler dedim.
1) Et, suyunu bırakır. Yani tencereye koyduğunuz et parçaları, nedendir çözemedim, ısınınca bir miktar su akıtırlar. Eğer siz de sazanlık edip "Şunun dibine biraz da suyu koyuyum da kavururken yanmasın." derseniz haşlama yemek ihtimaliniz yüksektir.
2) Pirinç pilavına 1'e 2 su konulur. Çok fazla göründüğüne aldanmayın, az koyarsanız 3 dakikada bir yeni su ilave edip sonunda ilginç bir faz geçişi yaşamış olan pirinçlerle baş başa kalabilirsiniz.
3) Daha lezzetli bir pilav için su konulmadan önce pirinçler bir miktar yağ ile kavrulabilirler. Ama kavurmak ile yakmak arasındaki fark biz acemiler için çoooook incedir. (Kararmış pirinçleri insanlara erişte diye yutturabilirsiniz belki, ama kendinize değil.) (Ya o şehriye miydi yoksa ya?)
4) Tereyağı güzeldir. Pilavda da güzeldir, başka yerde de. Kaldırmadan önce kocamaaaan bir parça koyun. Bol bol kullanın, kullanmayanları uyarın. Rahmetli annanem insanın pilav yediği zaman ağzının iki yanından tereyağı akması gerektiğini söylerdi. 90'ında ölmüş olması sizi şaşırtmaz, di mi?
Åžimdilik bu kadar, yemek piÅŸti, yeme vakti geldi.
[Genel/Geyik] [Ansiklopedik/İşe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Scent of a Man.
4 Mart 2007 Pazar, 10:29
Bugünün Hürriyet'inden bir haber:
Yorum yok...
[Genel/Geyik] [Ansiklopedik/İşe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Kara KuÄŸular.
2 Åžubat 2007 Cuma, 15:12
Mantıkta iki çeşit çıkarım yolu var temel olarak. İlki 'tümdengelim', ya da daha havalı adı ile 'deduksiyon'dur. Eğer bir grubun tamamı için geçeli olan bir şey biliyorsanız, bunu grubun elemanlarına da uygulayabilirsiniz. Bunun klasik örneğini yalnımıyorsam Aristo vermiş zamanında:
* Bütün insanlar ölümlüdür.
* Sokrat bir insandır.
* Öyleyse Sokrat da ölümlüdür.
Rahmetli baldıranı içtikten sonra pek yaşamadığına göre yanlış bir çıkarım yapmamışız sanırım.
İkinci çıkarım yöntemi ise tümevarım, yani 'indüksiyon'dur. Bu da şu şekilde işler: Eğer bir kümenin bütün elemanlarının her biri hakkında geçerli olan bir şey biliyorsanız, bunu kümenin geneline uygulayabilirsiniz. Yani teker teker bütün insanları gözlemledikten ve hepsinin ölümlü olduğunu gördükten sonra "Bütün insanlar ölümlüdür." diyebilirsiniz.
Ama şöyle bir sorunumuz var; bizim bütün insanları teker teker öldürüp faniliklerinden emin olma gibi bir şansımız yok. O yüzden tümevarımı daha çok sazanlık yapmak için kullanırız. Yani şu ana kadar etrafımızda çok sayıda fani insan görmemize rağmen sonsuza kadar yaşayan kimseyi görmemiş olmamızı, bütün insanların ölümlü olduğuna inanmak için yeterli görürüz.
Bu yöntemin de klasik örneği kuğulardır. "Şu ana kadar gördüğümüz bütün kuğular beyazdır. Dünya üzerindeki bütün kuğuları görmemiş olsak bile, hepsinin beyaz olduğunu çıkarabiliriz." şeklindedir. Ama burda bir hata payı elbette var; yani görmediğimiz bir yerde siyah bir kuğu olabilir pekala, değil mi?
Varmış zaten. Avusturalya'da 1697 yılında bulmuşlar. Ve bu bahsettiğim örnekten o zaman da bahsedildiği için hoş bir yankı üretmiş varlıkları Avrupa'da...
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/İşe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (3)
|
C Vitamini ve Ayılar...
27 Ocak 2007 Cumartesi, 19:38
Bizim kaba deyip hor gördüğümüz ayılar bizim aksimize C vitamini sentezleyebiliyorlarmış. Yani paranın ve imanın kimde olduğu belli olmadığı gibi, böyle absürd mikrobiyolojik yeteneklerin de kimde olduğu belli olmuyor. Bu arada insanda da zamanında varmış, maymunla beraber ayrılırken yitirmişiz bu yeteneği; herhalde dalından portakal yemeye başladığımız döneme denk geliyor olsa gerek...
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/İşe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Blake.
29 Aralık 2006 Cuma, 11:05
Ben William Blake'e de hastayım. Arada bir birşeyler yazmak lazım bu elemandan. Buyrunuz, duymuş olmanız muhtemel bir sözü:
"If the doors of perception were cleansed everything would appear to man as it is, infinite.
For man has closed himself up till he sees all things thro' narrow chinks of his cavern."
Bu sözdeki 'Algının Kapıları' lafı, daha sonra Aldous Huxley'nin aynı isimli kitabının ve deeeeeee şu meşhur The Doors grubunun adının geldiği yerdir. Bilin.
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/İşe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|