"İsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir - bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer - ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamanın birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancılaşmasıdır."
Elif Şafak'ın Araf'ını okumaya başladım, onun kapak yazısı bu da. Daha kitap hakkında bir şey diyebilecek kadar ilerlemedim ama burda çok doğru söylemiş teyzemiz. Ben de adamlara "'to run' gibi söylüyceksiniz, aynen öyle, hani mastar halindeki fiil gibi." diyorum ama anlamıyorlar, inatla "türeeeeennn" diyorlar. Ağızlarının ortasına bir tane çakacaksın, öğrenecekler insan gibi teleffuz etmeyi ya neyse.
Once my heart beat to the
Rhythm of the falling snow
Blackened below, the river now flows
A stream of molten virgin snow
For the heart I'll never have
For the child forever gone
The music flows because it longs
For the heart I once had
Living today without a way
To understand the weight of the world
Faded and torn, old and forlorn
My weak and hoping heart
For the child, for the light
For the heart I once had
I believe and foresee
Everything I could ever be
For the heart I'll never have
For the child forever gone
The music flows because it longs
For the heart I once had
Nightwish'in son albümünden... Yeni solistlerinden iş çıkmaz diyordum ama hoş şarkıymış; zaten solist gitti diye bestelerin kötüleşmesine gerek yok, di mi?. Gerçi Ithaka'da, bulutlu havalarda böyle şeyler dinlemek ruh sağlığı için pek iyi olmayabiliyor sanırım ama olsun, daha dönem ortası bunalımları başlamadı, biraz daha dinleyeyim.
Bir bileeeet istiyoruuuuummmm, sadece gidiş olsuuuuuun; çocukluğun saflığınaaaaa dönüp ordaaaaa yaşamaaaaam gereeeeeek...
Birkaç şarkılarını severim ama pek kayda değer bir Ezginin Günlüğü dinleyicisi değilim...gene de bittim şu şarkılarına:
Eksik bir şey mi var hayatımda
Gözlerim neden sık sık dalıyor
Eksik bir şey mi var hayatımda
Gökyüzü bazen ciğerime doluyor
Öyle bir şey ki bu, kolay anlatamam
Atsan atılmaz, satsan satamam
Eksik bir ÅŸey mi var, anlayamam
Bak çayım sigaram, her şeyim tamam
Kalksam duraktan dolmuÅŸ gibi
Arka koltukta unutulmuÅŸ gibi
Terliklerimle, gelsem sana
Sonunda aşkı bulmuş gibi
Bloğumuzun takipçileri elbette biliyorlardır benim Evanescence - Missing takıntımı. Bilmeyenler de buradan öğrenebilirler isterlerse. Benzer ruh hallerinin mi şarkıları diye düşünüyorum; sanırım değiller ama (galiba hepimizde olan, en azından bende fazlasıyla olan) bir eksiklik hissinin farklı yansımalarını anlatıyorlar belki de...belki de anlatmıyorlar. Neyse, sevdim gene de.
Geçen yazdıklarımdan sonra, hayatımda en çok taktığım 10 şarkının listesini yapayım dedim. Aslında böyle bir listenin manasız olduğunu farkettim, kesinlikle birbirinden ayıramıyorum çoğunu. O yüzden en sevdiğim 10 şarkıyı söyleyemiyorum size, ama çok sevdiğim 10 şarkıyı merak ediyorsanız buyrun...burdaki şarkılar kendi içlerinde de herhangi bir sıralamaya tabii değiller, bilesiniz.
Ayna - Tozlandı Hayalin
Nightwish - Sleeping Sun
Stratovarius - Season of Change
Evanescence - Missing
Loreena McKennitt - The Old Ways
Tüzmen - Son Rüya
Demons & Wizards - Fiddler on the Green
The Cranberries - When You're Gone
Sezen Aksu & Zülfü Livaneli - Sürgün
Albinoni - Adagio (G Minor)
E şimdi Ahmet Kaya'nın Arka Mahalle'sinin, ya da ne bileyim, Scorpions'un Lonely Nights'ının hatırı kalmadı mı? Kaldı. Ama 10 şarkı dedik, 10 şarkıda durduk.