Hocanın İcat Çıkarması
7 Nisan 2007 Cumartesi, 10:44
Tez hocanızın icat çıkarması aslında şaşılacak bir durum değildir; zira adam akademisyen (ve de bu blogun okurlarının önemli bir bölümü için fen/mühendislik bölümlerinde akademisyen) olduğu için zaten temel görevlerinden biri birşeyler icat etmektir. Ama tez hocanızın başınıza icat çıkarması diye bir şey de var ki işte sizi vuracak olan budur.
Benimkisi Fortran öğrenmemin ve de tezdeki bir hesapta bunu kullanmamın iyi olacağını söyledi dün. Ortaokuldayken Commodore 64'ümde program yazıp kasetlere çekerdim. (Hatta dünyayı fetheden uzaylılarla ilgili bir 'Ziyaretçiler 1 - 2' serim vardı. İsim tanıdık geldi mi? O kadar yaratıcı değilmişim demek ki o zamanlar.) Pentium 166'ımın alındığı yazı oyunlarla geçirdikten sonra eylül gibi hemen bir Visual Basic 3.0 kitabı almıştım; gerçi bende 4.0 yüklüydü ama sorun olmadı. Yıl 1997, ben orta sona geçmişim. 7. Cadde'de Best diye bir yer var, bilen bilir, sanırım ordan almıştım ama aslında kitapçı falan da değil ki orası... Sonrasında lisede AT & T'nin bir kitabından biraz C öğrendim; bir C++ kitabına da sanırım o zamanki bir aylık harçlığımı falan verdim ama pek bir şey öğrenemedim. 4.700.000 TL diyesim var ama yalan olmasın, kitabın etiketi duruyordur heralde ama kitap burda değil. Üniversitede bir iki ders aldım ama aslında çok ileri gitmedim. Son bir-bir buçuk senedir de Mathematica ve MatLab ile haşır neşirim ama yine de yeni bir programlama dili öğrenmiş sayılmam.
CV doldurmak gibi bir niyetimiz olmadığına göre neden yazdım bu kadar şeyi ben yahu? 1) E eski günlerden laf açılınca kendimi tutamadım. 2) "Bakın ben de büyüdüm, artık şu kadar geçmişim var." demeye getiriyorum. 3) Kendimi anlatma fırsatlarını asla kaçırmam.
Heeeerneyse. Dün kütüphaneden Fortran kitabı aldım. Okulun bilgisayar merkezinde Fortran yüklettim bilgisayarıma. (Daha doğrusu ben yükledim ama adı adamlar yükledi oldu.) Şimdi tekrar 1997'de cuma günleri eve dönüp okul gömleğini çıkarmadan birşeyler yapmaya çalıştığım o günlerdeki gibi hissediyorum. (Hafta içi oturamazdım bilgisayarın başına, yasaktı. Hafta sonları da abim evde olurdu. Ama Cuma akşamları dersanesi vardı. Yaşasın.)
Bu hikayeden alınacak dersler:
1) Fortran'ı lüzumsuz görünüyor diye aşağılamayın.
2) Programlama 20'den önce öğrenilir diye düşünmeyin, yaşı yokmuş.
3) Çocuklarınız ders çalışmayıp bilgisayarın başına oturuyor diye kızmayın. Ben pişman değilim ortaokulda derslerimin kötü olmasından.
4) Birileri bloglarında kendi eğitimlerinden falan bahsedip övünmeye başlarsa kaçın.
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
|
|