Seksen Günde Devri Alem

Ana Sayfa || giriÅŸ

Sevdalım Hayat
23 Ekim 2007 Salı, 02:26

Akasya kokan gecelerde
Türküler söyleyip dolaşırdın sen
Birer birer dökülen hecelerde
Kendi yüreğinle yarışırdın sen

Sağ olsun uçan kuşlar
Çiçeğe durmuş ağaç
Yaşasın sevdalılar
Sevdalım hayat

Karanlıktan güçlüydü hep aydınlık
Uzakta parlayan sımsıcak ışık
Şiir sana tutkun sen ona aşık
Kendi yüreğinle yarışırdın sen

Sağ olsun uçan kuşlar
Çiçeğe durmuş ağaç
Yaşasın sevdalılar
Sevdalım hayat

YaÅŸam dalga dalga uzar giderdi
Ölüm gözümüzde bir arpa boyu
Çocuk gibi öper okşar severdim
Yediğim ekmeği içtiğim suyu

Sağ olsun uçan kuşlar
Çiçeğe durmuş ağaç
Yaşasın sevdalılar
Sevdalım hayat


Daha önce yazmadım sanırım: Buraya geldiğimden beri dinlediğim Türkçe/Yabancı müzik oranı Türkçe'nin lehine değişti epey bir. Artık sıla mı gurbet mi adını siz koyun. Geçen burdaki arkadaşlardan biriyle Livaneli'yi konuşurken bu şarkısı geldi aklımıza, "Neydi ya 'akasya kokan gecelerde...' diye başlayan bir şarkısı vardı?" falan dedi. Aradık, bulduk. Daha doğrusu internetten dinleyebiliyorum ama mp3'ü yok elimde, varsa gönderin bana. İlhan İrem'in slovları falan dinlenmiyor burda; hayatımda ilk defa bunalımıma bunalım katmaktan korkuyorum...çok dibe vurursam çıkamam ben. Aman neyse...sonuçta özüme döndüm, yıllardan sonra yollardan sonra Zülfü Livaneli dinliyorum tekrar yoğun olarak. Bu kadar.

Not: Ne uçan kuşlar, ne çiçeğe durmuş ağaç yok burda. Bir haftada bütün yapraklar renk değiştirdi. Kuş derseniz üç beş serçe görüyorum arada bir o kadar. Sanırım ağaçları sincaplar işgal ettiğinden olsa gerek fazla kuş yok ortalıkta.

Not 2: Şiir kime yazılmış bir araştırsak mı acaba?

Not 3: Bu arada yediğiniz ekmeği hakkaten çocuk gibi okşayıp sevin. Türkiye'de olsa hayatta almayacağım ekmeklere çuvalla paralar sayıyorum burda. O Ankara'da 'Ata' denilen ekmek var ya, ah bir ondan olsa burda...

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Okyanus
19 Ekim 2007 Cuma, 02:47

Hayatta pek sık karşımıza çıkan 'büyük denizde küçük balık mı, küçük denizde büyük balık mı' sorusuna Şebnem Ferah yorumu. Ben sevmeye başladım bu hatunun müziğini.

Önümde ağır bir kapı,
ardında okyanus var.
Ben zaten suda doÄŸmuÅŸum,
kapıyı açmam gerek.

Ä°ÅŸte o an biri geliyor,
tutuyor kulağımdan.
Gözü anahtar değilinde,
"bak" diyor "sadece burdan".

"Bırak" diyorum "o küçücük resmi,
yetmez bize bu küçük esinti.
Nerde törpülendin böyle?"
"Olmaz" diyor tutup ayak bileÄŸimi.

Şimdi önümde ağır bir kapı,
ardında okyanus var.
Bir de bileğimden biri çekiyor,
benimse kapıyı açmam gerek.

"Bak" diyorum, "koca dünyaya,
burdan derhal çıkmak gerek.
Bari çekme bileğimden,
benim her şeyi görüp öğrenmem gerek."

Bir ileri bir geri
her adım bu kapının ardı demek.
Sonunda boÄŸulmak olsa da
benim o sularda yüzmem gerek.

Anahtar deliğinden görünen
bu küçücük manzara
sana yetiyorsa yetsin,
benim o sularda yüzmem gerek.


Ayrıca belirteyim, "Nerde törpülendin böyle?" sorusunu başkalarından çok kendime soruyorum bu aralar...büyümek dedikleri buysa eğer, hakkaten de insanların çocuk kalması çok daha iyi olurmuş.

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Ä°thaka
13 Ekim 2007 Cumartesi, 17:06

Ä°THAKA

İthaka'ya doğru yola çıktığın zaman,
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
Ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de öfkeli Poseidon'dan.
Bunların hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer.
Ne Lestrigonlara rastlarsın,
ne Kikloplara, ne azgın Poseidon'a,
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.

Dile ki uzun sürsün yolun.
Nice yaz sabahları olsun,
eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde
önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin!
Durup Fenike'nin çarşılarında
eÅŸi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar,
ve her türlü başdöndürücü kokular;
bu başdöndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;
nice Mısır şehirlerine uğra,
ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.

Hiç aklından çıkarma İthaka'yı.
Oraya varmak senin başlıca yazgın.
Ama yolculuğu tez bitirmeye kalkma sakın.
Varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
sonunda kocamış biri olarak demir at adana,
yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
İthaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan.
Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka.
O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
Ama sana verecek bir ÅŸeyi yok bundan baÅŸka.

Onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini.
Geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
Artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini
İthakaların.


Konstantin Kavafis (1911)
(Çeviren: Cevat Çapan)


İthaka dediğimiz aslen bir Yunan adası. Amerika'da da ayni isimde bir şehir var. Kendisi benim yeni evim oluyor. Ve evet: Aldanmış sanmıyorum kendimi.

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (1)

SoÄŸan
8 Ekim 2007 Pazartesi, 04:06

* Dün soğan soyarken derin felsefi düşüncelere gark oldum yine...soğan soymak çok açıdan hayata benziyor. Mesela mükemmel olmak imkansız, ama işi savsaklarsanız, yani "Amaaan boşver, kabukla beraber dıştaki iki katı daatarım çöpe." derseniz her şey çok kolay. Soğan soymak da hayat gibi: ananızı ağlatıyor. Burda kinaye midir nedir onu yapmış oldum sanırım; 50 yıllık ev kadını annem bile hüngür hüngür ağlar çok zaman elinde bıçakla. Acıyla lezzet hayatta da yemekte de genelde beraberdirler. Vs, vs.

* Hangi akla hizmet bilmiyorum bir dalgınlık anımda buzdolabındaki yumurtaları buzluğa atmışım. Beyazları kristallenmiş gibi görünüyordu ama pişirince bir sorun çıkmadı...yani en azından şimdilik zehirlenmedim, sabaha kadar ne olur bilmiyorum.

* Asimov'un Foundation'larını okuyorum sıradan; üç tanesini devirdim. Kendisini eskiden çok severdim ama üç kitabını okumama rağmen burda hiç alıntı yapma ihtiyacı hissetmiyor olmam sanırım adamın edebi derinliğini pek takdir etmediğim anlamına geliyor. Tamam iyi güzel yazıyor, tamam bazı konularda hayal gücü de fena değil; ama şöyle oturup bakınca yazdıkları ne öyle pek derin şeyler, ne de edebi bir haz veriyor sanki. Polisiye roman gibi bir şey, çıtır çerez ayağına okuyorsun, bitiyor. Ama bir Le Guin öyle midir, bir Dune öyle miydi? 'Kaplan Kaplan' da eski, 'Cesur Yeni Dünya' da eskiydi.

[Genel/Geyik] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Olmak ya da olmamak
2 Eylül 2007 Pazar, 04:56

To be, or not to be- that is the question:
Whether 'tis nobler in the mind to suffer
The slings and arrows of outrageous fortune
Or to take arms against a sea of troubles,
And by opposing end them. To die- to sleep-
No more; and by a sleep to say we end
The heartache, and the thousand natural shocks
That flesh is heir to. 'Tis a consummation
Devoutly to be wish'd. To die- to sleep.


Oturup Hamlet'i hatmetmedim elbette. Sadece o meşhur cümlenin devamını merak etmiştim, şöyle bir göz atayım dedim, sevdim, buraya aldım. İnternette de güzel bir Türkçe tercümesini aradım, bulamadım; kendim Shakespeare tiradı çevirecek yetenekte değilim; adamın tercümelerini bulabileceğim en yakın kütüphane de büyük ihtimalle birkaç bin kilometre uzakta. Özetlemek gerekirse adam bezmiş hayatından, Müslüm Gürses gibi "Allah'ın gücüne gider mi bilmem/verdiği bu candan ben bıktım usta...." diyor, ama ahlaki endişeleri olduğu için soruyor, "Dalında bir yaprak görmedim ama yine de kalıp bunlara katlanmak daha mı asil olur?" diyor. Bu kadar.

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Takvim

Aralık2014

Oca

P

S

Ç

P

C

C

P

25

26

27

28

29

30

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

2

3

4

5

Bağlantılar

Epigraf
Karalamalar
Çiçek Güncesi
Sakız Kağıdı
Godot'yu Bekledim

Resim Galerisi

Arama

ArÅŸiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Genel/Geyik
Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri
Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi
Hayat/Sürünme Tecrübeleri
Sanat/Manat/Edebiyat

<-Önceki || Sonraki->