O yeah.
28 Haziran 2009 Pazar, 04:00
Evet, çok zaman oldu yazmayalı, üşengeçlikten başka bir sebebim yok; siz sayın okuyucularımdan özür diliyorum. Buyrun:
* Son yazıma iki yorum geldi: "Sıkıldım :)" başlıklı yorumda "Karnıbahar'ı severim ama bu yazıyı burada görmekten sıkıldım.. Yeni yazı girseniz? :D:D" denmiş. Kanıbahara özel isim gibi davranılması ve benim gibi bir dallamaya 2. çoğulda hitap edilmesi bir yana, bu yorumun tarihinin 23 mayıs olmayı her şeyi daha dramatik yapıyor sanırım. Sonra başka bir okuyucum da "hala mı karnıbahar yaz artık başka şeyler :P" demiş, "Başüstüne!!!" diyesim var ama bu üzerinden de 29 gün geçtiğine göre biraz geç sanırım.
* Türkiye'ye geldim; gittim. Bu sefer ağırlıkla da evde oturdum ama zaman çok çabuk geçti, neden anlamadım.
* Ben kıl olurum uçak yolculuklarını filan çok sıradan şeylermiş gibi anlatan tiplere/yazarlara oldum olası, sanki herkes her gün uçuyor. Bize ne kardeşim bilmem ne havaalanından, bilmem ne havayolundan.
* Olsun, gene de Iberia (İspanyol Havayolları) ile uçmayın siz. Sürekli bağıra çağıra mı konuşur kardeşim bir millet? Bir de hostesler İspanyol olmadığıma inanmakta bir zorlandılar, bir zorlandılar anlatamam. Burdan kendilerine sormak istiyorum: Muhtemelen "Tavuk mu makarna mı?" karmaşıklığında olan bir soruyu İngilizce ve "Anlamıyorum..." diyerek cevaplayan bir adamın konuştuğunuz dili bilme olasılığı nedir? Hieyt, zorla ırkçı edeceksiniz ulan beni!
* Türkiye'deyken bir internet kafede başıma bir olay geldi, daha doğrusu ben sadece şahit oldum; yazılmıycak gibi değil: Başında takkesiyle genç bir adam girdi içeri, USB'den mi ne bir yerden bir şey aktaracakmış, internet kafe sahibine virüs mirüs olmasın sizde diye sordu. Kafe sahibi "Bizde program var, olmaz, asıl sizde olmasın?" diyince "Yok, elhamdülillah benim bilgisayarımda virüs yok." dedi. İlginç.
* Artık o kadar da özlemiyorum galiba evi/memleketi. En azından kebapçılara saldırmıyorum gelir gelmez.
* Türkçem sonunda bozulmaya başlamış. Başımdan geçen acı bir olay sonucunda öğrendim. Şimdi efendim bu gurbet ellerde garson getirip masaya illa bir bardak su koyuyor, sonra gelip de sorunca içecek başka bir şey istemezseniz "I'm good with water." diyebiliyorsunuz. Aynısını Türkiye'de köftecide sorular bana:
- Abi içecek bir şey getireyim mi?
- Yok, suyla iyiyim ben... (Ne dedim ben ÅŸimdi?)
Hikayeden almanız gereken ders: Öyle yabancı kelime kullanmıycam filan diye kasmakla olmuyor, fazlasını yapmak lazım.
* O yeah o zaman.
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (1)
|