Fahrenheit 451.
9 Aralık 2006 Cumartesi, 22:10
Yani, "kitap kağıdının alev alıp yandığı sıcaklık". Bu isimde bir filmden bahsettiğim zaman aldığım tepki genelde "Aaaa, yanlış biliyorsun; o dediğin Fahrenheit 9-11, Michael Moore'un. Hani 9-11 de 11 eylül demek ya zaten..." oluyor. Değil efendim. Ray Bradbury diye baba sayılabilecek bilimkurgu yazarlarından birinin eskiiii bir kitabı bu. Okumanın yasaklandığı, kitapların yakıldığı geleceği anlatan bir anti-ütopya kendileri. Bir de filmi var. 1966 yapımı. Adını oku deseniz telaffuz edemem ama François Truffaut yönetmiş. Az önce seyrettim. Tek kelime ile rezildi. Gerçi ben kitabını okuduğum hiçbir filmin kitabın yerini tuttuğunu görmedim ama gene de kitapta olmayan ayrı bir tat da aldığınız hoş şeyler olmuyor değil. Bunda yok öyle bir şey. Adam ne yaratıcılık varsa kitapta hepsini yok etmiş sanki kasıtlı olarak. Öyle işte... Kıl oldum.
En sinir bozucu şey esas kızın yaşaması. O kız kitapta çok anlamsız bir şekilde ölür ve bu o dünyanın anlamsızlığına anlamsızlık katar. Ama filmde öyle bir şey olmuyor. Yazık yahu; adam o kadar uğraşıp yazmış kitabı, siz ne demeye değiştirirsiniz ki film yapacam diye?.. Ya aynı şey Dune'un ilk çekilen filminde (hani şu Sting'in de oynadığı) oluyordu: Filmin sonunda Arrakis'e, yani bizim çöl gezegenine yağmur yağdığını gören her Herbertsever eminim benim neden bahsettiğimi anlamıştır...
Neyse, özetle demem o ki: Kitaptan film yapacaksak lütfen hikayeye sadık kalalım. Ölmesi gereken kızları öldürelim; çöl olarak kalması gereken gezegenlere durduk yere mehdi geldi diye yağmur yağdırmayalım.
[Genel/Geyik] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
|
|