Obua
16 Ocak 2006 Pazartesi, 13:54
Obua, sesini en sevdiğim çalgılardan birisi olmuştur. Hatta Hitnet'e de bir yazı yazmıştım yıllar önce. Bulabilirsem aşağıya ekleyeyim.
Obua dersi almak istiyorum. Böyle olunca da obua da almam gerekiyor tabii. Ama keman, piyano gibi birşey olsa kolay da, "obua" yani!
***
Obua sesini o kadar çok severim ki... Nereden çıktı şimdi bu? TRT2'yi açmıştım, baktım bir klasik müzik konseri var Aya İrini'den. Müziği dinledim. İlk başta Beethoven'mış gibi geldi, ama sonra Beethoven olamayacak kadar canlı ve neşeli olduğunu farkettim. Tamam Pastoral Senfoni var ama onu da zaten neredeyse ezberlediğim için o olmadığını hemen farkettim. Bu arada, siz siz olun, klasik müzik gurularından oluşan bir toplulukta "Pastoral Senfoni" demeyin, "Beethoven' ın 6. Senfonisi" deyin. 3. Senfoni Eroica'dır, Erotica değil; 5. Senfonisi de "tatata taaaam, tatata taaaam!" diye başlayanıdır. Hani şu köpekli filmin tanıtımında en başta çalan şey. O müzik eşliğinde bir Saint Bernard eniği basamakları "hev hev!" diyerek tırmanmaya çalışır. Bu arada daha önce adını duymadığım Lhasa Apso diye bir cins köpek varmış. Onun enikleri de çok şirin yaratıklar.
Beethoven dedim de aklıma geldi. Peanuts'ı bilirsiniz. Hani ÅŸu Charlie Brown ve arkadaÅŸları, bir de köpeÄŸi Snoopy'nin olduÄŸu çizgi roman. Çizgi roman denmez onlara ama ne denir peki? Neyse. Peanuts'da efsanevi aÅŸk iliÅŸkileri yaÅŸanır. Bunlardan biri de Lucy ve Schroeder arasındaki iliÅŸkidir. Lucy bu geleceÄŸin ünlü piyanistine fena halde tutulmuÅŸtur. Belki de Lucy'nin en iyi huylu halini piyanoya dayanmış bir ÅŸekilde uzanırken, Schroeder'in dizinin dibindeyken görürüz. Schroeder ise sevmez Lucy'yi; Lucy dünyada kalan son kız olmadıkça onu sevmeyeceÄŸini söyler. Lucy ona sorar "Dünyada kalan son kız ‘olsam bile’ mi, yoksa ‘olmadıkça’ mı?" Schroeder ikinci seçenek olduÄŸunu itiraf eder ve Lucy "Hâlâ umut var!" diye bağırır. Ä°ÅŸte kızlar bazen böyle salak olabiliyor, bu da benden bir itiraftı.
Bir başka çizgi şeridinde ise (bak bu gayet iyi oldu galiba) Lucy, Schroeder'in ilahı Beethoven'a lâf eder: "Beethoven hiç `Jingle Bells' i çalmış mı? Bence böyle bir parçayı çalamayacak kadar yüce olduğunu düşünmüştür de ondan..." Burada Schroeder çok sinirlenir ve piyanosunu Lucy'nin kolunun altından çeker ve Lucy tepetaklak olur. Son karede Lucy yerde yatarken şöyle der: "Eğer ben orada olsaydım derdim ki: `Hey Ludwig! Jingle Bells' i çal!' "
Dönelim konserimize... "Beethoven olamaz bu" dedikten sonra gerisi şöyle geldi: "Olsa olsa Mozart olur." Bir süre sonra bir adam çıktı, ki biz bu tür adamlara halk arasında "sunucu" deriz, ve çaldıkları şeyin Wolfgang Amadeus Mozart'ın bilmemkaç köhel sayılı senfonisi olduğunu söyledi. (Bakın, Mozart için de köhel sayılarını bilmeniz durumunda bayağı takdir kazanırsınız.) Benim de başım göğe erdi. Ama ben böyle bestecileri bilebilince çok mutlu oluyorum, özellikle de opera söz konusu olursa. Meselâ Verdi ve Puccini'yi tahmin edebiliyorum. Rossini ile Mozart' ı karıştırıyorum.
Bu senfoniden sonra başka bir eserine geçti. Bu seferki Obua konçertosuydu. Obuanın sesi çok güzeldir. Onun bir de ablası vardır, korangle veya chor anglais, onun sesi daha güzeldir. Pastoral Senfoni obuanın gösteri yapabilmesi için mükemmel bir fırsattır. Obuacı en çok alkışı alır. "Fantasia"yı bilir misiniz? Klasik müzik ile çizgi filmin mükemmel birleşimi. İşte orada Pastoral eşliğinde verdikleri mitoloji kesitleri vardır... Mükemmeldir... Orada minik minik satirler obua eşliğinde hoplayıp zıplarlar. Gerçekten de obua yaramaz bir küçük çocuğa benzer. Ablası ise daha olgun, duygusal bir genç kızdır.
Koranglenin mükemmelliğe eriştiği eser ise Rodrigo'nun Gitar Konçertosu'dur. Hatta konçertonun sonunda en çok alkışı korangle çalan kişi alır, gitarist de çatlar. "Korangle ne menem birşeydir?" diye soracak olursanız, şöyle diyeyim: hani Rodrigo'nun Gitar Konçerto'sunda insanın tüylerini diken diken edecek derecede duygulu bir üflemeli saz sesi gelir ya, işte o! Hani dinlerken oturur ağlarsınız bazen. Ben AKM'de ağlamıştım. Ama karanlıktı, kimse görmedi. Belki Handan sesini duymuştur. En sinir olduğum durum nedir biliyor musunuz? Böyle ağlarsınız ağlarsınız, eğer çok şiddetli değilse ses mes gelmez, sadece gözyaşları düşer... Onları da karanlık örter... Ama eğer çok şiddetliyse içinizi çekmek ihtiyacı hissedersiniz, hıçkıra hıçkıra bir hâl olursunuz... O kötü işte, fazla dikkat çekici. "La Boheme"de sanırım böyle ağlamıştım.
Rodrigo denince akla klasik gitar gelir. Klasik gitar deyince benim aklıma Francesco Tarrega gelir ya neyse. Ben Francesco amca ile beş sene önce tanışmıştım, klasik gitar dersi aldığım zaman. Bizim gruba Özgür diye birisi geliyordu. Askere gidecekti, şimdi neler yapıyor acaba? Öbür gruba da Savaş Bey gidiyordu. Savaş Bey aslında İnşaat Mühendisi idi sanırım, ama hem Türkiye'de, hem de yurt dışında adı bayağı bilinirmiş klasik gitarcılar zümresinde. Hatta Arjantinli bir gitarist onun adına bir parça da bestelemiş.
Geçen gün bizim Kültür Sanat Birliği'nin kapısında bir yarışma posteri gördüm. Uluslararası Klasik Gitar Yarışması... "Savaş Çekirge Anısına"... Çok üzüldüm, ölmüş adamcağız. Çok da yaşlı değildi. Elinde gitarı ve boynunda mütemadiyen asılı olan ipten zincirin ucundaki hipermetrop gözlüğü ile hatırlıyorum onu. Ya "canım" ya da "hayatım" sözcüğünü çok kullanırdı. Kursa başlamadan önce kulak sınavı yapmışlardı, o şekilde öğrenci alacaklardı. Ben o sınavda abartmıştım, önce tek ses basmıştı Savaş Bey, sonra iki, üç, dört... ses birlikte. Altı mı yedi mi ne basmıştı da ben ancak orada takılmıştım. Savaş Bey "Bu biraz zordu!" demişti gülerek. Sonra birgün birlikte otururken benim o günkü performansımın "idare eder" olduğunu söyleyip, arkasından da bir kahkaha patlatıvermişti...
Eh, obuadan nerelere gelmiÅŸiz... Konser de bitti zaten. Demin Kanal 7'deki Saz PeÅŸrevini duyunca durakladım orada. “Kültür Åžoku” mu? Ya da Ahmet Hamdi gibi bir çeliÅŸki mi bendeki de? Ben Wagner de dinlerim hem. Çok sevmem, o ayrı mevzu...
4.10.98
[] [] | Gönderen: hande | Yorumlar (5)
|
Yorumlar |
merhaba [ÅŸenol, 14 Ocak 2007 Pazar, 15:12]
merhaba hande hanım
klasik müzik hakkındaki yazınız bilgilendirici
teşekkürler.
|
Haklısınız.. [Ugur Alp, 27 Şubat 2007 Salı, 20:40]
Bugün bir arkadaşımın gönderdiği 5 şarkı içinde bulunan
Rodrigi'nun Gitar Konçertosu ve La Boheme yi dinledikten
sonra bu yazıyı tesadüfen okudum. Size hak vermemek elde değil. Ne güzel yazmışsınız.
Teşekkürler.
Bilgivesevgiyle kalınız.
|
Obua Sevgisi [Orhan Polat, 7 Mart 2007 Çarşamba, 21:36]
sevgili Hande Obua ve Korangle ile ilgili duyğularını tesadüfen okudum.inan okadar sevindim,anlatamam.Sizin gibi gençlerin klasik müziği sevmeleri özellikle obuaya olan ilginiz beni ihya etti.Ben 45 yaşındayım.14 yaşında obua eğitimi almaya başladım,aralıksız 2005 yılına kadar obua icracısı olarak TSK da görev yaptım.şu an TSK da görevim devam ediyor ama rahatsızlığım dolayısıyla obua çalamıyorum.bol,bol klasik müzik dinleyerek obuaya olan hasretimi dindirmeye çalışıyorum.şu an nota yazım ve arşiv kısmında görevliyim.istediğin eserlerin ,enstrümanların notalarını,metotlarını gönderebilirim.Obua sevgin hiç bitmesin.Selamlar.
|
süper [Berna, 8 Nisan 2008 Salı, 17:48]
ilk defa dinledim ama insana huzur veriyor.
|
Çok Güzel [Gitar Kursu Äzmir, 29 Ocak 2016 Cuma, 23:13]
Çok güzel ve eğlenceli bir yazı olmuş. Elinize emeğinize sağlık.
|
|