Lisanslı KeyGen.
16 Mart 2007 Cuma, 22:17
Bugün bir arkadaşın bir hocanın bilgisayarına yüklediği bir programı 'key generator' kullanarak lisanslı hale getirirken (!) bilgisayarın sahibi hoca "Bu korsan mı?" diye sordu bize.
Tamam öyle aman aman komik bir durum değil ama kulağa güzel gelmiyor mu "lisanslı key generator"?
Ek: Ya nedense hem başlıkta hem de yazının içinde 'lisans' kelimesini toplamda üç kere 'lisan' diye yazmışım. Freudcu yorumu olan var mı, bilinçaltımda neler dönüyor?
Ek 2: "Yok öyle bir durum." diye sazanlık yapmayın, düzelttik heralde.
[Genel/Geyik] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Tavuk Sote & Pirinç Pilavı.
19 Mart 2007 Pazartesi, 19:31
Epeydir yemek yazısı yazmadım, aslında epeydir yemek yapmadım. Hazır iki çeşide birden girişmişken yazayım şuraya birşeyler dedim.
1) Et, suyunu bırakır. Yani tencereye koyduğunuz et parçaları, nedendir çözemedim, ısınınca bir miktar su akıtırlar. Eğer siz de sazanlık edip "Şunun dibine biraz da suyu koyuyum da kavururken yanmasın." derseniz haşlama yemek ihtimaliniz yüksektir.
2) Pirinç pilavına 1'e 2 su konulur. Çok fazla göründüğüne aldanmayın, az koyarsanız 3 dakikada bir yeni su ilave edip sonunda ilginç bir faz geçişi yaşamış olan pirinçlerle baş başa kalabilirsiniz.
3) Daha lezzetli bir pilav için su konulmadan önce pirinçler bir miktar yağ ile kavrulabilirler. Ama kavurmak ile yakmak arasındaki fark biz acemiler için çoooook incedir. (Kararmış pirinçleri insanlara erişte diye yutturabilirsiniz belki, ama kendinize değil.) (Ya o şehriye miydi yoksa ya?)
4) Tereyağı güzeldir. Pilavda da güzeldir, başka yerde de. Kaldırmadan önce kocamaaaan bir parça koyun. Bol bol kullanın, kullanmayanları uyarın. Rahmetli annanem insanın pilav yediği zaman ağzının iki yanından tereyağı akması gerektiğini söylerdi. 90'ında ölmüş olması sizi şaşırtmaz, di mi?
Åžimdilik bu kadar, yemek piÅŸti, yeme vakti geldi.
[Genel/Geyik] [Ansiklopedik/İşe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Seçimler ve Seçimler.
24 Mart 2007 Cumartesi, 21:53
Reddedilmenin güzel yanı: Seçenekleriniz azalır, haliyle kafa yorup seçim yapmak zorunda kalmazsınız. Fromm'un önemli bir fikri vardı, "Özgürlük sorumluluk getirir ve insanlar bu sorumluluktan kaçmak için özgürlüklerinden feragat edebilirler." diyordu. (Aaaaa, blogda bir sürü Dostoyevski-sever var, bu durumda bu fikrin "Büyük Engizisyoncu" ile olan bağlantılarını zikretmeden geçmek olur mu? Olur, vaktim yok zira.)
Malumunuz doktora başvuruları ile meşguldüm epeydir. Geçtiğimiz iki başvuru sezonunu da değerlendirmeye çalışmama rağmen, şu ana kadar kız meselelerinden daha başarılı olamamıştım kabul alma konusunda. Ama bu sene yaptığım 15 başvurunun kayda değer bir kısmı önemli sonuçlandı. Aslında eeeeeennnn çok istediğim okullar gene reddetti beni, yani arabesk yapmak için yeterli malzeme çıkarabilirim gene. Ama itiraf edeyim, beklediğimden daha başarılı oldum. Yani birkaç seçeneğim var...
...da işte bu da yeni bir sorun, seçim yapmam lazım... ÖSS tercihlerini yaptığım gece saat 3'te tekrar kalkıp kusmuştum falan ben. Yani böyle şeyleri kaldıramıyorum. İmdat!
(Tamam, ukalayım. Ama hava falan atıyor değilim yahu, yanlış anlamayın.)
[Genel/Geyik] [Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Hayat.
27 Mart 2007 Salı, 10:45
Gene bu sunucudaki başka bir güzide blogcumuzdan alıntıladım. Charlie Brown kadar olmasa da ben de gencim. Yine de: Hıfff...
[Genel/Geyik] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|