Seksen Günde Devri Alem

Ana Sayfa || giriÅŸ

Gözetmenlik.
11 Ocak 2007 PerÅŸembe, 18:46

Gözetmenlik, her şekliyle bir ömür törpüsüdür. Ciddi olmanız gereken bir sınavsa (devlette olmadığım için hiç gözetmenlik yapmadığım ÖSYM sınavları ya da havuz derslerinin sınavları gibi) o kadar süre pür dikkat dolanmak adamın ömrünü yer. Ciddi olmanız gerekmiyorsa da ayrı bir dert tabii; mesela şu anda iki buçuk saatlik bir kuantum sınavının son yarım saatine girmek üzereyiz. Sınavı bir kere de ben çözdüm, getirdiğim kitabımı bitirdim, Blockout oynadım, DotA oynadım, makale okudum, bir arkadaşa e-mail yazdım; şimdi de blog yazıyorum. Sınıftaki network kablolarının ucu biryerlerde bir hub'a bağlı olsa MSN'e de girerim, Travian'a da bakarım; daha önemlisi yazdığım mail ve blogu gitmesi gereken yerlere gönderirim ama yok öyle bir şansım maalesef.

Sıkıldııııımmmm...zaten çok anlamlı birşeyler yazmıyorum farkındaysanız. Sırf vakit öldürmüş olmak için...

Okuduğum kitapta Chomsky bir şey demiş; onu yazıyım bari da anlamlı bir laf etmiş sayılalım:

"Önündeki küplerle birşeyler inşa etmek, yeni birşeyler öğrenmek ya da karşısına çıkan işi yapmak istemeyen bir çocuk görmedim hiç. Yetişkinlerin böyle olmamasının tek nedeni de, onlardaki bu isteği yok etmiş olan okullara ve diğer baskıcı kurumlara gönderilmiş olmaları galiba."

Hakkaten ya?..yani illa da Pink Floyd gibi "We don't need no education!!!" diye hönkürenlerden olmaya gerek yok adama hak vermek için. Hımmm, ilginç...

Not: Bunları yazdıktan sonra yaptığım diğer bazı şebeklikler: Sınıfta bulunan elektronik piyano ile üzerinde bulduğum 'We Wish You a Merry Christmas'ı çalmayı denedim. Bu arada alet kapalı tabii. Sınıfın kapısındaki acil durumlarda yanan 'Exit' lambasının test düğmesini kurcaladım. Kapının kenarındaki lastiklerden ne kadar hava sızdığına baktım. Sınıfın bir ucundan öbür ucuna kaç saniyede volta attığımı saydım ve kaç volta sonunda sınavın biteceğini hesapladım. Vs, vs...

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

34 ... ... Plakalı Araç.
16 Ocak 2007 Salı, 08:31

Aslında 8 Ocak'ın haberi ama şimdi yazıyorum: Rektörlükten "34 ... ... plakalı araç" başlıklı bir e-posta geldi. "34 NA 015 plakalı araç sahibi farlarını açık unutmuştur. Lütfen kontrol edip farlarını kapatmasını rica ediyoruz." diyorlar. Yahu tamam küçük okuluz; tüm iletişim işlerini de e-posta ile hallediyoruz ama bu kadarı da fazla değil mi?

Bir sonraki beklentimiz, "34 ... ... plakalı araç; bekleme yapma kardeşim!!!" şeklinde bir e-posta almak.

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Öğrencilik.
17 Ocak 2007 Çarşamba, 08:35

Öğrenciliğin altın kurallarından biri: Pes etmeyeceksiniz. Kendinizi salak gibi hissetmenize sebep olan bir sürü şey çıkacak karşınıza. 1. sınıfta dönme hareketi ile ilgili sorunlarım vardı, hala var. Sonra tek DD'mi atom fiziği dersinden aldım kiiiiii...hakkaten bayağı çalışmıştım aslında o ders için. Hadi dersler bir yana, okuyup da anlamadığım onlarca konu; fizikle alakalı ya da alakasız bir araba dolusu kitap var. Ve ben hala anlamadığım her cümleden sonra gerizekalı gibi hissederim. Eğer pes etseydim şu anda güzel bir kahvehane işletiyor ve daha mutlu bir yaşam sürüyor olabilirdim belki, bilmiyorum. Ama bu işte başarının sırrı etmemek sanırım. Tabii benim sahip olduğum şeye ne kadar başarı denilebilirse. O da ayrı konu. Neyse...

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (6)

Ä°stanbul...
20 Ocak 2007 Cumartesi, 12:29



Kandilli



Kandilli Rasathanesinden İstanbul manzarası. 14 Ocak tarihli. Ufukta Eminönü görünüyor, solda hemen önümüzde görünen kule de Kuleli Askeri Lisesi'nin. Sanırım ilk defa "Ya şu İstanbul'un nesini beğenmiyorsun?" sorusuna verecek bir cevap bulamadım...

Bu arada gene Rasathane'nin kampüsünün içinde metal bir kule var, ona da çıkarsanız Marmara Denizi'ni görebiliyorsunuz; dağlar olmasa Karadeniz de görülecek hatta. İnanmıyorsanız deneyin, adamlar harbi iyi yere kurmuşlar zamanında...

Resimdekiler soldan sağa Michael, ben, Can ve Başak. Çeken de Neşe. Manzarayı anlatanın aramızdaki tek yabancı olması da ayrı bir ilginçlik ya neyse...

NOT: Gönderdikten sonra bir daha baktım da, çözünürlük düşünce camiler seçilmez olmuş. Onun yerine köprünün sağ ayağındaki gökdelenlerin Beşiktaş - Taksim'i işaret ettiğini söyleyelim o zaman.

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (1)

Filler & Günler...
25 Ocak 2007 PerÅŸembe, 17:02

"Filleri kuyruğundan çekerek
Tepeleri aşırtmaktı görevim
Günler bitti filler tükenmedi
Ben elimden geleni yaptım
Gerisini siz tamamlayın.
Boşa geçmedi hayatım
Daha fâzlası olabilirdi ama
'Buna da şükür' demeliyim "


[Genel/Geyik] [Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (2)

Takvim

Ara

Ocak2007

Åžub

P

S

Ç

P

C

C

P

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

2

3

4

Bağlantılar

Epigraf
Karalamalar
Çiçek Güncesi
Sakız Kağıdı
Godot'yu Bekledim

Resim Galerisi

Arama

ArÅŸiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Genel/Geyik
Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri
Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi
Hayat/Sürünme Tecrübeleri
Sanat/Manat/Edebiyat

Sonraki->