Seksen Günde Devri Alem

Ana Sayfa || giriÅŸ

Grip ve greyfurt
10 Eylül 2008 Çarşamba, 04:04

Gene o meşhur 'aylar süren bir türlü geçmeyen ömür törpüsü grip'lerimden birini oldum. Malum burası soğuk, ağustosta başladım bu sefer. Muhtelif ilaçların neredeyse etkisiz olduğu iki hafta geçirdim, bol bol modern tıbba sövdüm, tekrar tekrar egzersiz sözü verdim kendime (eve eliptik bilmem ne alıcam galiba kondüsyon için), vs, vs. Şimdi iyiyim, günde iki turunçgilden aşağı düşmemeye çalışıyorum.

Uzattım gene.

Bugün portakal sanarak iki tane greyfurt almışım, parasını öderken yazarkasada görünce dank etti. Kendisini yemeyi bırakın, portakalla karıştırılmış suyu bile naciz bedenime terstir benim. Az önce birini soyarken, epeydir hiçbir şeyi dilemediğim bir yoğunlukla fazla ekşi olmamasını dilediğimi farkettim.

Yazının ana fikri: Bu aralar hakkaten çok sıkıcı oldu benim hayatım ve de hala "Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar/ve hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar..." şarkısını söyleyecek greyfurttan hallice birini bulamadım.

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (1)

Damdan düşme üzerine
4 Eylül 2008 Perşembe, 20:35

Elimde American Journal of Physics var, Eylül 2008 sayısı. İçinde adli tıpta fizik uygulamaları üzerine bir yazı. İşte yukardan düşen adam ölür mü ölmez mi Newton'dan falan hesaplanacak. Adam (yazar) bunun önemli bir inceleme alanı olduğunu göstermek için de örnek vermiş:

"Falling from a height is surprisingly common, accounting for about one in eight work related deaths. During 1997-2000, 1643 people fell off flat-roofed houses in the south-east part of Turkey."

Ne bileyim beni gülümsetti bu şekilde literatüre geçmek. Bir de burada Türklerin yazdığı bir makaleye referans vermiş: "Falls from flat-roofed houses: A surgical experience of 1643 patients".

Sadece bana mı kendi çalışma konum bazen hayattan çok kopuk geliyor?

[Genel/Geyik] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Gömünüstler geliyo!
10 AÄŸustos 2008 Pazar, 08:52

Efendim pek siyaset yazmadım burda ama bugünün Hürriyet'inde (kaynağımın güvenilirliğini yesinler) Soner Yalçın'ın (referans verdiğim adamı da yesinler) yazısından bir bölümü pek bir alıntılayasım geldi. Buyrun:

Kızılcıklar oldu mu/Selelere doldu mu
Gönderdiğim çoraplar/Ayağına oldu mu
Mendili geline/Mendil verdim eline
Kara kına yollamış/Yár benim ellerime...

Edirne-KeÅŸan yöresinin bu türküsü TRT’de yasaklanmıştı.

Sebep "Kızılcıklar oldu mu" denmesiydi. "Kızılcık" ne demekti, "kızıl" demekti.

Peki, "kızıl" ne demekti; "komünist!"

Yani türküyle komünizm propagandası yapılıyordu!

Gülmeyin. Daha neler var:

Rahmetli Uğur Mumcu bir makalesinde Kars yöresinin pek bilinen türküsünü yazdı:

HoÅŸ geliÅŸler ola Mustafa Kemal PaÅŸa
Askerin milletin bayrağınla çok yaşa
SaÄŸdan sola soldan saÄŸa
Salla bayrağı düşman üstüne...

Ve rahmetli yazmasıyla birlikte soluğu hákim karşısında aldı.

Hadi bayrağın sağdan sola sallanması anlaşılabilirdi; ama ne demekti "düşmanın üzerine sallanan bir bayrağın soldan sağa sallandırılması?"

Eee açıkça komünizm propagandasıydı! 12 Mart 1971 askeri darbesi, UÄŸur Mumcu’yu 7 yıllık ceza istemiyle yargıladı!

Daha Türkiye İşçi Partisi genel baÅŸkanı olmadan önce Behice Boran, Dil Tarih Fakültesi’ndeki öğretim üyesiydi. "Sınav kağıtlarını kırmızı kalemle deÄŸerlendirip not veriyor" diye üniversiteden uzaklaÅŸtırıldı! Haklılardı; kırmızı ne demekti?



Ha, bu arada yeni asistanlara verilen bir tavsiyedir; kırmızı kalemle notlandırmak öğrencilerin moralini bozabilir, yeşil falan kullanın da fazla göze batmasın derler/deriz.

[Genel/Geyik] [Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Reklam
5 Ağustos 2008 Salı, 08:22

"We are a nation of consumers,
and there is nothing wrong with that.
The trouble is, there is so much cool stuff."


Bir kredi kartı reklamının giriş cümlesi...nasıl bir memleket burası siz tahmin edin.

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Ivır zıvır
19 Haziran 2008 PerÅŸembe, 16:08

* Bugün, yani 19. Haziran. 2008 günü burda, yani Ithaka denilen dağ başında kalorifer yaktık. Tarih kitaplarına yazın lütfen.

* Yok hayır, Güney Yarımküre'de değiliz.

* Geçen hafta ilk olarak cam sildim hayatımda. İzlenimler: 1) Suya çamaşır suyu karıştırarak denedim, işe yarıyor ama camsil alıp gazete kullanmak daha makul. 2) Çamaşır suyuyla çooook uyduruk bezlerim vardı onları kullandım, camları bilmem ama bezler nerdeyse bembeyaz oldular. (Asıl renkleri koyu griydi.) 3) Ev kadınlarının cam sildikten sonraki gün yağmur yağınca duyduğu hayal kırıklığının nasıl bir şey olduğunu anladım.

* Evet, sadece kalorifer yakmıyoruz, deliler gibi de yağmur yağıyor burda.

* Birkaç ay oldu burda tavla turnavası düzenlenmişti, hala yazmamışım, hayret. İlk turda Danimarkalı ve daha zar atmayı beceremeyen (cidden) bir adama yenildim. Adam hep internetten oynarmış, ilk defa gerçek bir tavlada oynamış, ne yapsın.

* Bir de burda Amerikalı ve Hintli çocuklarla futbol oynuyoruz. İlk seferde muhabbet "Şimdi bu 'soccer' nasıl oynanıyor, el yok, omuzla dokunabilir miyiz?" şeklinde döndü. Hayatımda ilk defa bir grupta en kötü futbol oynayan kişi değilim, sevinçliyim.

* Tamam biraz abarttım: Galiba yine en kötü oynayan benim ama en azından açık ara en kötü değilim.

[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (3)

Takvim

Aralık2014

Oca

P

S

Ç

P

C

C

P

25

26

27

28

29

30

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

2

3

4

5

Bağlantılar

Epigraf
Karalamalar
Çiçek Güncesi
Sakız Kağıdı
Godot'yu Bekledim

Resim Galerisi

Arama

ArÅŸiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Genel/Geyik
Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri
Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi
Hayat/Sürünme Tecrübeleri
Sanat/Manat/Edebiyat

<-Önceki || Sonraki->