Seksen Günde Devri Alem

Ana Sayfa || giriÅŸ

..the world's more full of weeping than you can understand..
28 Aralık 2006 Perşembe, 09:18

"Dünyada senin anlayabileceğinden daha fazla gözyaşı var..." W.B. Yeats demiş. Alışmanız gereken şeylerden biri: İnsanlar ağlar. Üzülmekle gözden yaş gelmesi arasındaki alakanın nedenini çözebilmiş değilim ama sonuçta var böyle bir şey. Geçen gün aklıma takıldı; ben hatırlamıyorum en son ne zaman ağladığımı. Son bir buçuk yılda olmadığından eminim ama ondan önce de ne zaman oldu hakkaten hatırlamıyorum; temiz bir beş yılı var heralde, belki daha da fazla... Hımmmm; belki de bu güçlü bir erkek olduğumu falan gösteriyordur. Ya da belki de ağlamaya değecek bir şeyim olmadığını?.. Eğer ağlamaya değecek bir şeyim yoksa bu dünyanın güllük gülistanlık bir yer olduğunu mu gösteriyor? Yoksa benim ağlamaya değecek birşeylere sahip olmadığımı mı?..

Not 1: 'Timsah gözyaşı sendromu' diye bir şey varmış. Gözyaşı bezleri ile tükürük bezlerine giden sinirler beraber geçermiş. O sinir kopar da geri dikilirse sinyallerin karışıp insanın yemek yerken gözünden yaş gelmesi gibi bir sorunla karşı karşıya kalması mümkünmüş.

Not 2: Loreena McKennitt'in bir şarkısından bu söz aslında. Sözün yazarı W.B. Yeats de Cranberries'in 'Yeats' Grave' şarkısındaki Yeats. Nobeli falan da var galiba adamın.

Not 3: İsmindeki 'B' Butler'in kısaltması. Ama Dune'daki cihatla bir alakası yok sanırım. Sanırım değil; yok. Serbest çağrışımın dibine vurdum, ondan yazdım.

[Genel/Geyik] [Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Göz.
19 Eylül 2006 Salı, 18:08

Bilmeyenler için söylüyorum, bendeniz henüz kör derecesinde olmasam da gözlüksüz sokakta kolay kolay dolaşamayacak kadar miyopum. İleri derecede miyop olan insanlarda, gözdeki deformasyona bağlı olarak retinada (gözün algılayıcı hücreleri barındıran arkadaki tabakası) zarar oluşması mümkün ve muhtemeldir derler, ben de inanırım. Haliyle de düzenli olarak kontrollerime gidiyordum ama 'o gün'ün geleceğine pek ihtimal vermiyordum.

Dünkü kontrolümde doktorum uzak okuma becerimi test ettikten sonra gözüme o soğan doğramaktan çok daha fazla acı veren damlayı damlattı ki göz bebeklerim kafam kadar büyüsün ve de göz diplerimi rahatça inceleyebilsin. Bilenler bilir, "Güneş'e çıplak gözle bakmayın gözünüzden alevler çıkar!" diyen o göz doktorları retina kontrollerinde gözünüze parlak mı parlak bir ışık tutarak bakarlar. Bundan amaçları hakkaten daha iyi inceleme yapmak mı yoksa normale dönene kadar etrafa gözlerini kırpıştırarak komik komik bakan hastalarla dalga geçmek midir bilmiyorum. Neyse. Pek sevgili doktorum geçen kontrolde de birkaç oluşum farkettiği sağ gözümde bu sefer bir 'at nalı' buldu. Müdahale edildiği takdirde kesinlikle tehlikeli bir şey değilmiş. Müdahale dediğimiz de lazeeeeeeeeer... Yani şu Uzay 1999'da ya da Uzay Yolunda (gerçi orda adı fazer'di) uzaylıları buharlaştırmak için kullandıkları şey. Makus talihime boyun eğdim; randevu falan da gerekli değilmiş, 15 dakika 'lazer sırası' bekledikten sonra 30 saniyede falan işimi hallettiler. Bu sırada aletten bakan öğrenci bir kızı retinamın güzelliğiyle oldukça etkiledim sanırım. Yalnız lazerin kendisinden midir yoksa o anda birden ilahi nura mı ulaştım bilmiyorum, yeşil ve aşırı parlak bir ışık gördüm - ki bu yüzden olsa gerek, operasyondan sonra 30 saniye kadar sağ gözüm her şeyi mor gördü. Eğlenceliydi, ama denemenizi önermem. Şimdi iyiyim, rahatım (sanki önceden değildim). Bir süre ağır kaldırmamam lazım ama onun dışında hiçbir etkisi yok.

Bu da böyle bir sağlık maceramdı işte. Demem o ki siz siz olun, en azından yılda bir falan gözlerinizi adam gibi kontrol ettirin; hele hele miyopsanız.

Aslında benim aklımda hep azı dişlerimden birinin gayet felsefi macerasını ve de bana öğrettiği derin şeyleri yazmak vardı ama kısmet gözümeymiş...

Not: Bu arada elbette önemli bir şey bu operasyon sırasında kafanızı - gözünüzü oynatmamanız. Ben bunu bir kere yaptım. Bir şey olmadı gerçi ama "Sarı noktayı yakmadım, değil mi?" diye espri yapmaya çalıştığım doktorum "Heh heh heh," diye güldükten sonra "hiç komik değil." diyerek beni acayip bozdu.

[Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (2)

Sokrat
28 Haziran 2006 Çarşamba, 20:07

Özel bir nedeni yok, Sokrat'ı anlatacağım bugün. (Adı Sokrat mı yoksa Sokrates mi tartışmıyorum, zaten bilmiyorum da.) Şimdi bu amcamız milattan önce 400 sularında Yunanistan'da, hafızam beni yanıltmıyorsa da Atina'da yaşar. Gençliğinde savaşlarda falan birkaç kahramanlığı olmuştur ama biraz acayip bir tiptir. Arada dalar dalar gider. Neyse, gün gelir ve fani doğası gereği Sokrat da yaşlanır. ('Mantıklı'larımız o klasik örneği hemen hatırlayacaklardır: "Her insan fanidir, Sokrat bir insandır; öyleyse Sokrat da fanidir.") Atina forumları kazan Sokrat kepçe dolaşıp gençlerle konuşur bir masalcı dede misali. Tabii o zamanlar ne Grimm ne de Andersen olmadığı için ortalıkta Sokrat'ın muhabbetleri de Kırmızı Başlıklı Kız'dan çok hayat ve felsefe üzerinedir.

Sonra bir gün yine gençler gelir, "Sokrat Abi dünyadaki en bilge adam senmişsin." derler. Sokrat önce sallamaz bu tipleri ama sonra bakar ki adamlar ciddi, "Kim demiş onu?" diye sorar. Gençlerin "Abi valla Delphoi'deki kahin söyledi." yanıtı üzerine önce bir lahavle çeken Sokrat "Yemişler sizi evladım, bak iki dolanıyım ben hemen bulurum benden daha bilge birisini." der ve forumları bu sefer daha bir amaçlı şekilde dolaşmaya başlar. Ama insanlarla konuştukça tek gördüğü şey her insanın diğerlerinden daha cahil olduğudur. Üstelik adamlar bunun farkında bile değillerdir. Sonunda umudunu yitiren kahramanımız "Yahu" der ve "bu adamlar da benim kadar cahil ama bunlar cehaletlerinin farkında bile değiller. Ben en azından hiçbir şey bilmediğimiz farkındayım. Demekki en bilgeleri hakkaten benmişim." sonucuna varır. Sonuç olarak da o ünlü sözünü söyler: "Gnothi seauton.", yani "Kendini bil.". Bu söz o kadar etkiler ki dünyayı yıllar sonra Matrix'deki Kahin'in bile mutfağının duvarına asılır, vazoyu kıran Neo'nun Kahin'den aldığı ilk ders olur.

Tabi böyle ileri geri konuştukları devrin otoritelerinin kulaklarına gider ve de Sokrat'ı "devletin tanrılarını tanımayıp biryerlerinden yeni tanrılar uydurmak" ve benzeri birkaç suçlama ile yargılamaya karar verirler. Bizimki mahkemede de böyle car car konuşmaya devam edince jüri üyeleri de 300'e karşı 200 oyla idamına karar verirler. Sokrat karardan sonraki konuşmasında "Yahu Atinalılar!!! Ben ölüm hakkında hiçbir şey bilmiyorum; iyi de olabilir kötü de. Bu yüzden ölünce ben bir şey kaybetmem ama ilerki kuşaklar sizinle çok dalga geçer." diyerek af şansını da çöpe atar. Arkadaşlarının kendisini hapisten kaçırma tekliflerini de elinin tersiyle ittikten sonra artık idamına hazırdır.

O zamanlar ilginç bir adet vardır, adama verirler zehiri "Al bunu gün batmadan iç." derler adam kendi kendini idam eder. Sokrat'ın tuzu kuru tabii, bu zehiri daha gün batmadan içmeye kalkar. Arkadaşları hemen "Yahu bir dur Sokrat, nereye, daha karpuz kesecektik..." şeklinde zırlamaya başlarlar. İşte orada muhtelif diyaloglarda gördüğünüz ağır başlı Sokrat gider, yerine asabi bir tip gelir ve "Yahu zırlamasınlar diye hatun milletini dışarı yolladık; şimdi sizi mi çekicem be gider ayak!" der. Zehiri içer; "Asklepios'a bir horoz adadıydım; kesmeyi unutmayın." der; ölür.

Takvimler milattan önce 399'u göstermemektedir, zira daha miladi takvim yoktur o zamanlar...


Not 1: Bu olay 2500 yıl önce oluyor ama bugün de biri çıkıp bize kendimizi bilmemizi söylese daha farklı davranır mıyız?

Not 2: Siz siz olun son söz olarak "Yahu benim bir adak kurbanı vardı ya kesemeden gidiyorum." demeyin, karizmanız acayip dağılır; gelecekte çok dalga geçerler.

Not 3: İnsanlık tarihinde gider ayak çekilmiş en büyük el hareketidir Sokrat'ın bu yaptıkları bence. İkinci büyük olanını Thomas More çekmişti, onu da bir ara anlatırız.

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Kahveli Kek
28 Nisan 2006 Cuma, 21:34

Kahveli kek nasıl yapılır bilmeyenler için anlatalım: Normal kek malzemeleri haricinde ihtiyaciniz olan tek sey Türk kahvesi ile kakaonun yerlerini değiştirecek ev arkadaşları ya da kendi öküzlüğünüz olmasına rağmen suçu onların üzerine yıkmanıza izin verecek bir vicdan.

Sonuç: Biraz ağır ama en azından yenilebilir durumda. Ayılmak için kahvaltıda iyi gidiyor.

[Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Ayn Rand
30 Mart 2006 PerÅŸembe, 22:13

Ayn Rand diye bir hatun var. Felsefeci ayağında. Bilenler bilir; kendisinde çok çok iyi bir sövme potansiyeli var. Bir makalede sövmeye başladı mı Kant'dan girer, Feyerabend'den geçer, Russel'dan çıkar; (Sovyet) Rusya'yı eleştirir, Avrupa'ya dokundurur ve noktayı koyar. Şahsen Kant'a tapan ve Russel'a hayran birisi olarak bu sebeplerden dolayı kendisine pek ısınamadım.

Ama yine de hakkını vermek lazım. Çok çok çok önemli noktalar var vurguladığı. Hatta kesinlikle (düşünceleriyle) tanışılması gereken bir insan. Kant'ın ayakları altında ezildiğimizden asla sormayı düşünmediğimiz şeyler soruyor. 'Kapitalizm hayranı bir anti-çevreci' de olsa, onu okumadan geçen zaman kayıptır derim.

"'Görev' sevgiyi yok eder; kim 'arzudan' dolayı değil de 'görevden' dolayı sevilmek ister ki?"

(İnsanları sevmemizi emredenler; bir daha düşünün!)

[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi] | Gönderen: tassadar |  Yorumlar (0)

Takvim

Aralık2014

Oca

P

S

Ç

P

C

C

P

25

26

27

28

29

30

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

1

2

3

4

5

Bağlantılar

Epigraf
Karalamalar
Çiçek Güncesi
Sakız Kağıdı
Godot'yu Bekledim

Resim Galerisi

Arama

ArÅŸiv


powered by / kullanılan ana yazılım
GUBEN blogger by emre sururi

hosted by / barındırma
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri
RSS Beslemesi
Yorumlar - RSS

Tüm Kategoriler
Genel/Geyik
Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri
Ansiklopedik/Ä°ÅŸe Yaramaz Bilgi
Hayat/Sürünme Tecrübeleri
Sanat/Manat/Edebiyat

<-Önceki || Sonraki->