Rüya
2 Eylül 2008 Salı, 05:19
Life is not a dream.
It is the dream.
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Sagan
3 Eylül 2008 Çarşamba, 18:53
"Çocukların kör karanlıkta
herÅŸeyden korkup titremeleri gibi,
Biz de aydınlıktan korkarız,
çocukların karanlıkta dehşetle beklediklerinden
daha korkunç olmayan şeylerden..."
Carl Sagan'ın "Karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı" diye bir kitabını basmıştı Tübitak, 1998-1999 arası olsa gerek. Onun arka kapağında vardı bu söz, Lucretius'tan. (Lucretius bizim amca oğlu oluyor, o yüzden herkes bilirmiş gibi öyle yazıp geçtim. Hoş adam kendi alanında ünlü birisi ama ortalama okuyucu kitlemin Eski Roma şairleri konusunda benden de cahil olduklarını varsayabilirim sanırım.) Eleman tam anlamıyla 'yobaz pozitivist' diyebileceğimiz cinstendi, şu aralar da popüler olan Richard Dawkins var galiba öyle; gerçi daha okumadım onu. Öyle veya böyle, lise 1'de okumuştum ve eminim çoooook etkilemiştir kitap beni.
Sonradan öğrendim ki rahmetli aslında benim burda komşu binada, Astronomi bölümünde çalışıyormuş. Üşenmedim, aradım, taradım, mezarını buldum. Yanıma birini bulup gittim...bu hikayenin devamı yok. Fatiha falan okumadım elbette (eminim rahmetli iki takla atardı mezarında öyle bir şey yapsam.) Sadece "küçükken kitabını okuduğum adamın mezarını bulup ziyaret etme" gibi bir deneyimimi sizinle paylaşmak istedim. Esen kalın.
[Felsefe/Dünyayı Kurtarma Stratejileri] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] [Sanat/Manat/Edebiyat] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (1)
|
Damdan düşme üzerine
4 Eylül 2008 Perşembe, 20:35
Elimde American Journal of Physics var, Eylül 2008 sayısı. İçinde adli tıpta fizik uygulamaları üzerine bir yazı. İşte yukardan düşen adam ölür mü ölmez mi Newton'dan falan hesaplanacak. Adam (yazar) bunun önemli bir inceleme alanı olduğunu göstermek için de örnek vermiş:
"Falling from a height is surprisingly common, accounting for about one in eight work related deaths. During 1997-2000, 1643 people fell off flat-roofed houses in the south-east part of Turkey."
Ne bileyim beni gülümsetti bu şekilde literatüre geçmek. Bir de burada Türklerin yazdığı bir makaleye referans vermiş: "Falls from flat-roofed houses: A surgical experience of 1643 patients".
Sadece bana mı kendi çalışma konum bazen hayattan çok kopuk geliyor?
[Genel/Geyik] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (0)
|
Grip ve greyfurt
10 Eylül 2008 Çarşamba, 04:04
Gene o meşhur 'aylar süren bir türlü geçmeyen ömür törpüsü grip'lerimden birini oldum. Malum burası soğuk, ağustosta başladım bu sefer. Muhtelif ilaçların neredeyse etkisiz olduğu iki hafta geçirdim, bol bol modern tıbba sövdüm, tekrar tekrar egzersiz sözü verdim kendime (eve eliptik bilmem ne alıcam galiba kondüsyon için), vs, vs. Şimdi iyiyim, günde iki turunçgilden aşağı düşmemeye çalışıyorum.
Uzattım gene.
Bugün portakal sanarak iki tane greyfurt almışım, parasını öderken yazarkasada görünce dank etti. Kendisini yemeyi bırakın, portakalla karıştırılmış suyu bile naciz bedenime terstir benim. Az önce birini soyarken, epeydir hiçbir şeyi dilemediğim bir yoğunlukla fazla ekşi olmamasını dilediğimi farkettim.
Yazının ana fikri: Bu aralar hakkaten çok sıkıcı oldu benim hayatım ve de hala "Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar/ve hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar..." şarkısını söyleyecek greyfurttan hallice birini bulamadım.
[Genel/Geyik] [Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (1)
|
Askerlik
17 Eylül 2008 Çarşamba, 05:33
Bir erkeğin ömrünün ne kadar askerlik ile geçer? Vatandaşı olduğu ülke top yekün savaş halinde değilse çok fazla olmamalı bu di mi, belki 1 yıl? Yurtdışı deneyimi ve baba parası bunu bir aya kadar indiriyor biliyorsunuz bizim memlekette, gözleriniz benimki kadar ileri derecede miyop ise o bir ayı bile yapmak zorunda kalmıyorsunuz.
Amaaaaaaa bu evrak işlerinden kurtulmak için yeterli mi? Hep beraber cevap verelim: Değiiiiiiiilllll. Eğitim Ataşeliği ve Yozgat Askerlik Şubesi'nin ortak çalışması ile tehir işlerimi hallettim geçen sene. Şimdilik Türkiye Cumhuriyeti Ordusu ile olan hukukum her dönem başında öğrenci belgesi göndermekten ibaret.
Tam rahata erdim diyordum ki Sam Amca'dan mektup geldi bu hafta. Amerikan Ordusunun veritabanına almışlar beni, haberim olsunmuş. Neden hiçbir fikrim yok. Sanırım herkese uygulanan rutin bir şey, zaten yabancıysanız ve başvurmadıysanız bize bildirin diyor ya uğraşmayacağım sanırım. Yeter kardeşim ya bırakın peşimi. Sanki elime tüfek verseniz bir şeye mi yarıycam?
[Hayat/Sürünme Tecrübeleri] | Gönderen: tassadar | Yorumlar (2)
|