Açılışı Cemal Süreya’dan esinle (Fotoğraf‘tan bir detaydı: Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü...) yaptım diye hüznünü de devralmak gibi bir zorunluluğum yok şüphesiz.
$izoSuru’lar arasında benim favorim ikinci hazırladığım “Kanserojen Şarkılar” olsa da, güzellikler açısından dördüncü $izoSuru “Mutlu Sonlar“ın hem daha zengin, hem de daha popüler olduğunu doğrusu ben bile yadsıyamam. (Bu arada blog hariç siteyi statikleştirirken arada blog’a verilen bağlantılar da katılaşmış, Dora Hanım’a iletmek lazım ama üşen üşen üşen üşen..). Podcastlerin ilk 5’ini (5 buçuğunu) o zamanki şevkimle 2011’in şubatından mayısına dört ayda kotarmışım; insanın bir kenarda böyle baktıkça ufak çapta gurur duyabileceği tasarrufları olmalı, aferin bana, aferin Sururi’ye!.. Neyse, ne diyecektim, işte Mutlu Sonlar’daki şarkıların büyük çoğunluğunun indie tarzında, onların da büyük çoğunluğunun 2007 yılında çıkmış olması tesadüf değildi zira elimde 100+ şarkılık bir “Best of Indie: 2007” derlemesi mevcuttu (hala da mevcuttur: hatta 2008 ve 2012 tarihli olanları da bulunur). Okumaya devam et “Güzel şarkılar gibi güzel…”