Yazoo bir araya gelmiş 25 yılın ardından! Bu ne güzel bir gündür halimna!
Röportaj burada. Haber burada. (arka planda Nobody’s Diary’nin girişi başlar… fade out…)
Güzel günler bizi bekler… O güzel insanlar o güzel keyboardlarla dönmüşler..
tekrar et, bugün günlerden cuma…
(ya bu blogla çok alakasız ama neyse)
Vecize:
“Senden daha güçsüzsem, özgürlük isterim çünkü bu senin prensiplerine göredir; senden daha güçlü olduğumda ise senin özgürlüğünü elinden alırım çünkü bu da benim prensibime göredir.” – Louis Veuillot (Benim çevirmeye çalıştığım hali: “When I’m weaker than you, I ask for freedom because that is according to your principles; when I am stronger than you, I take away your freedom because that is according to my principles.” (Dune’un 3. kitabındaki alıntıdan alıntıladım))
Terim:
ad hominam : Bir düşünceye, o düşünceyle ilgili gerekçeleri değil de, o düşünceyi öneren ya da savunan kişinin karakteri veya inanışlarını öne sürerek karşı çıkmak. Örnek: “Bu adamın söylediği doğru olamaz çünkü hayatı yalan.”
Kişi:
Louis Veuillot : (1813 – 1883) Fransız gazeteci. Laiklere karşı papanın mutlak gücünü savundu. Nokta.
Yorum:
Bu vecizeye Dune’da rasgelince doğal olarak kitapla ilgili bir dinle özdeşleştirdim. Söyleyenin hayatını okuyunca da şaşırdım çünkü tam tersi tarafı savunduğunu tahmin ederdim (ben olsaydım).
Sonuç:
Fallibility. We’re all wrong in the long run..
(Cümle içinde kullanmak gerekirse 🙂 Biz bugün Keukenhof gördük.
ya da konvercıns, katalizör ve ben zaten… kem küm
Bir süre evvel bizzat Patron’dan (ta kendisi) -ki kendisi Linux’u telaffuz ettiğini gördüğüm ilk kişidir- fena bir azar yedim (hatta bir miktar da, onun haklılığını kabul ettikten sonra da/bile heat of the moment(um) ile bonusunu da aldım). Şimdi bu noktada bir açıklama getirelim ki, ben de rahatlayayım, ben de rahatlayayım (ben de rahatlayayım):
Pardus sevdiğimiz bir dağıtım olduğundan tercih sebebi. Yapımında arkadaşların çalıştığından kelli, bir miktar şımarmışım, normalde olmayacağım kertede samimi ve rahat davranmışım (bu biiir). Karşılaştığım sorunları buraya dizdim mi, dizdim ama arka planda forumları ve e-posta listelerinin arşivlerini de harıl hurul taradım, canımı sıkan şeylerin bir kısmını da o kaynaklardan yararlanarak halledebildim. E peki, Çağlar ya da Eki bana IM’den bir mesaj atsalardı da, “haydi gel, halledelim şu sıkıntıları” deseler, hayır mı derdim, demezdim tabii ki ama bunun doğru olmadığını da bilirdim. Fark ettiğiniz üzere sadece buraya yazıp (“derleyip”) ağlayıp sızlamakla kaldım – iddialarımın aksine, Gürer’i bile bunaltmadım (kim görmüş ama kim Eleni’yi öptüğümü). Neyse, uzadıkça uzuyor ama benden kaynaklı nahoş bir durum oluşmuş madem, yazmaya devam edeceğiz. Diyeceğim odur ki, bugün patrondan paparayı yemesem de, varacağım nokta (konvercıns) e-posta listeleri idi -diye tahmin ediyorum-, patron katalizör oldu şu aşamada. Bu bloga yazdıklarımı da sorularımın beta sürümleri diye algılayalım, bugün yarın listeye damlarlar nitekim. IM’den yine kişisel e-postadan farklı olarak da, ileride benzer sorunları yaşayacak olanlara referans olurlar. (Siz yine de Windows’dan vaz geçmeyin ama! 8P) Adım Emre Sururi, 23 yaşındayım, Pardusçu arkadaşlara başarılar dilerim.
Hamiş: wpa_supplicant.conf dosyamı yazdığım entry’de üniversiteye dair kullanıcı bilgilerimi de mars gibi vermişim, az evvel, bu girişin arifesinde fark ettim, bu da bana ders olsun, sopası yok nitekim…
* Glipper’ı contrib deposunda buldum.
* Tomboy’u install edemedim.
* Tomboy’a alternatif, pek de gereksiz Zim diye bir nane vardı, onu bile install edemedim.
* Liferea’yı install edemedim.
* Liferea’yı sonradan contrib deposunda buldum, yükledim, çalışmadı.
Bir programın kodunu indirince, onu yükleyebileceğini zannetmek ne kadar zavallıca bir şeymiş meğer, onu fark ettim. Tamam, Pardus yaygın değil diğer dağıtımlar kadar ama bana da yazık değil mi? Sadece depodaki programlarla yetinmek zorunda kalmak yani ihtiyaç olmasa da böyle olduğunun hissettirilmesi daraltıyor insanı. Ya, hakikaten kodu indirip configure, make, make install’ın yeteceğini düşünecek kadar safmışım. Ha bir de çalışmayanlara artık sysinfo da dahil (hani şu masaüstündeki üzerinde “System” yazan simgeye çift tıklayınca çıkan şey).
An error occurred while loading sysinfo:/:
The process for the sysinfo protocol died unexpectedly.
Niye unexpectedly diyor ki, her seferinde göçüyor, nesi beklenmedik bunun. 8P
Bir arkadaşım vaktiyle Béranger için “Bu kadar kısa sürede bu kadar seven insandan başka ne beklenir ki!” mealinde bir açıklama yapmıştı (bu arada, adamın adını kontrol için şimdi sitesine gittim baktım açıklama koymuş, ağzını burnunu kırasım geldi, orası ayrı).
Gerçekten -pek çaktırmasam da- Pardus kullanmak istiyorum ama off da pöff yani.. Öyle işte. Fedora paklayacak yine beni galiba.