“Günler, tepelerden aşağı koşan vahşi atlar misali” (Rerun)

Halbuki öyle de emindim ki daha evvelden bu başlığı kullandığıma fakat şöyle bir arayınca bulamayıp şaşırdım. Hoşgeldin 2025!

Aralık ayı Bukowski’nin başlıkta dediği gibi, gümbür gümbür geçti. Bu seneki YMF (Yoğun Madde Fiziği – Ankara Toplantıları) bizdeydi, onun hazırlıkları, kaygıları ile uğraştık ama çok şükür her şey yolunda gitti, sorunlar çözüldü, gayet başarılı bir organizasyon gerçekleştirdik, yüzümüzün akıyla sıramızı devrettik. Bu tabii işin organizasyonel kısmı, asıl olarak çok sevdiğim birçok insanla aynı çatı altında buluştuk, konuştuk, hasret giderdik. (YMF ile ilgili olarak bu sayfalardaki ilk giriş için bkz. “Güzel şeyler…” (12/10/2016))

YMF29 – 20 Aralık 2024 Hacettepe Üniversitesi

Bu sene akademik olarak gayet verimli geçti. Hayat da güzeldi (lokal hayattan bahsediyorum, globalde dünya kendisine çeki-düzen vermeli).

Mesut Bahtiyar

Barthes vaktiyle (S/Z’de) demişti ki “bir hadım hikayesi, bedeli ödenmeden anlatılamaz” (ya da öyle bir şey, ezberden yazıyorum). Şimdi tabii çok alakalı değil ama geçen gün Emekli Albay Emre S. Nişasta Paşa’ya cevap yazarken Sanat Güneşi’mizden bahsedince, aklıma düştü, yazmasam olmaz.

işte odur Zeki Müren
Okumaya devam et “Mesut Bahtiyar”

Gürer Bey, Milli Kütüphane, Kitaplar, Memet Baydur

Yıllar yıllar evvel (2001?), Ankara’yı şenlendirdiği ziyaretlerinden birinde Gürer Bey Milli Kütüphane’ye gideceğini söylemişti de, ben de heveslenmiştim ama o sıralar o şekil olmuyormuş o işler meğerse, öncesinde başvurmak, bir hafta beklemek filan gerekliymiş. O gün gidemedim sonuçta, ama geçtiğimiz cuma Ece ile gittik (günümüzde artık öncesinde internetten bir form doldurup, oraya gidince de iki dakikada kayıt işleminizi tamamlıyorsunuz). Filmlerden bir sahne gibi: dört bir yanda tıkır tıkır işleyen insanlar (insanların nasıl “işlediğini” sormayın, herkesin bir işi var görünürde, herkes bir şeyler yapmakta). Kitaplar iyi tabii, hepsi var orada ama beni asıl dergiler vurdu: denemelik olarak Varlık’ın ilk sayısının olduğu 1933 cildiyle, çocukluğumun 64’ler dergisinin (Abdurrahman Pala!) ilk iki cildini istetip, o günlere ışınlandım. “64’ler”de bir sürü imla hatası olurdu, benim aklımda iki tanesi kalmış, biri “StormLord” oyunun tanıtımında oyunun isminin sürekli yanlış yazılması, diğeri de “arabınan ferrari testarosso olması zok kolay” şeklinde bir facia. Eski sayılara göz gezdirirken bu ikisini de çok da kasmadan aradım, sonra StormLord çıkıverdi karşıma:

Okumaya devam et “Gürer Bey, Milli Kütüphane, Kitaplar, Memet Baydur”