Pazartesi sabah apar topar ve bir miktar da emr-i vâki ile ailecek tatile çıktık. Pzt-Sal-Çar Ece’nin dedesinin yanında, Altınoluk’ta idik, Per-Cum-Cts de Bengü’nün dedesinin yanında, Ar-Tur’daydık (i.e., her şeyin başladığı yer). Detayları -belki- sonra yazarım, “belki” diyorum, zira ne zaman bir şeyi buradan “sonra yazacağımı” duyursam, yazmıyorum, yazamıyorum, geçip gidiyor. İşte böyle. Bu hafta maraton var, evi 20’sinde boşaltıyoruz zira.
Gidiyoruz, hazırlanıyoruz, ayağımıza dolananlar..
Tanıdık/tanımadık herkese selamlar.. Bildiğiniz/bilmediğiniz üzere, eylül başından itibaren Hollanda’da yaşamaya başlıyoruz. Taşınmak genelde zevklidir – çocukluk yıllarımda bol bol taşınırdık, bir sürü kayıp eşyalar ortaya çıkar, koliler teker teker açılır aranan acil bir şeyi bulmak için. Tertemiz bir eve gidersiniz, keyfinizce yerleşirsiniz, hele o ilk günkü yerleşmenin sonunda, o evde ilk defa yapıp da içtiğiniz yorgunluk çayının tadı bile başkadır…
Bizim için pek öyle bir durum söz konusu olamıyor ne yazık ki… Eşyaları bizimle birlikte taa oralara götüremeyeceğimizden, elden çıkarmaya karar verdik. Satabilirsek çok mutlu olacağız. Satamazsak bağışlayalım diyorduk, “eski dost” Lösev’in sayfasına bakınca sinirim tepeme çıktı, sanırsınız ki biz onlardan bir şeyler istiyoruz. Neyse, sonuçta bize epey yakınlar, ama bildiğiniz “eşyaları bizzat gelip alabilecek” kuruluşlar varsa ve haber ederseniz seviniriz. Sonuçta eşyaları elden çıkarmamız zaruretten, yoksa severek kullandık, yeni de sayılırlar, ayrıca feng-shui, pozitif enerji, habitat filanla da doldurduk kullandığımız seneler boyunca 8)
Eşyaların listesine buradan ulaşabilirsiniz. Fiyatları hepsiburada.com’daki benzerlerine baka baka belirlemeye çalıştık. Pek boyut belirtmemişim, onu fark ettim, akşama ölçerim. Şimdi yavaş yavaş okula kayıt sezonu filan başlıyor ya, sizin ihtiyacınız olmasa bile tanıdıklara iletirseniz çok sevinirim. Kolay ulaşsınlar diye, soldaki Bağlantılar menüsünün en tepesine ekledim.
Herr Doktor ist in!..
Sevgili İdris’le, Austin Powers’ta en çok güldüğümüz sahnelerden biriydi şu:
DR. EVIL
In a little while, you’ll find out that the Kreplachistani warhead has gone missing. Well, it’s in safe hands. If you want it back, you’ll have to pay me…ONE MILLION DOLLARS! The UN representatives are confused. Number Two COUGHS. DR. EVIL The representatives ARGUE amongst themselves. UNITED NATIONS SECRETARY NOW, MR. EVIL… DR. EVIL UNITED NATIONS SECRETARY DR. EVIL hundred billion dollars. If you fail to do so, we’ll set UNITED NATIONS SECRETARY DR. EVIL The screen goes BLANK. DR. EVIL EVIL ASSOCIATES DR. EVIL & ASSOCIATES (LOUDER AND MORE STACCATO) HA-HA-HA-HA-HA! (louder again, and even more evil and maniacal) HA-HA-HA-HA-HA-HA-HA-HA! (PAUSE) There is an uncomfortable pause, because clearly we should DR. EVIL EVIL ASSOCIATES They exit the frame awkwardly. |
Sonunda, ne zamandır beklenen oldu ve ODTÜ Fizik Bölümü tarafından Nükleer Başlık olmasa da, en az onun kadar etkili (show me the button, I’m the Doctor..) bir “şey”le ödüllendirildim. Artık sokaklarda, karanlıklarda, karanlık sokaklarda (yeter şart) yalnız başınıza dolaşırken daha dikkatli olmanızı gerektirecek bir gerçek daha var… Evet, evet, tam da o.
[Ayrıca] Savunmam sonrasında çekilen güzide bir resim, buyurunuz, buyurunuz:
Zeynep Deniz Eygi, Özge Amutkan, Emel Kilit, Rengin Peköz, Ece, Bengü, Deniz Tekin, Hande Üstünel, Nazım Dugan, Elif Yurdanur
Yani kısaca: Gelebileceğim en güzel yerde idim şu 7 senedir. Meğer O güzel insanlar bu güzel bölüme gelmişler.
Severiz Biz Seda’yı.
Blog yazarken insan, öncelikle arkadaşlarının okuyacağını düşünüyor, sonrasında tanımadığı insanların bir şekilde bir şey arayıp geldiklerini, bir kelebek misali sayfaya konduklarını, sonrasında da belki şu servisteki kızın, “kim arıyordu diyeyim?” diye sorunca, isminizi, cisminizi belirttiğiniz şu sekreterin, bir şekilde bir yerlerde isminizi duyan bir kişinin okuduğunu düşünüyor. Sizin blogunuzu okuduğunu düşünmediğiniz / var sayamadığınız / ön göremediğiniz ve dahi tersaneleri zapt edilmiş olan akrabalarınız klasman dışı her zaman! O yüzden de sürprizleri daha bir etkili oluyor.
Seda, Bengü’nün akrabası, “bunun dışında” çalışmalarını hayli beğendiğimiz bir sanatçı (grafik sanatçısı yeterli olmuyor, değil mi tanıma). Nesri de güçlüymüş, şimdi bloguna bakarken keşfettim:
Akrabalık olayları, akrabalık vasıtasıyla tanışma olayı (“akraba in law”) hakikaten garip olaylar. Bonus gibi 8)
|
Bugünlerde
Bugünlerde ve bugün bol bol bisiklete bindim, Nazım sağolsun. İki tekerlekli, yarış bisikleti, öyle yanlarda destek tekerleri de yok, ayrıca oturunca seleye, ayaklarınız yere değmiyor, o derece yani. ODTÜ’yü turladım turladım bir güzel. Doktora komitemdeki Oğuz Hoca’ya (Gülseren) gitmeme gerekiyordu Bilkent’e, kapıya kadar bisikletle gittim, oraya park ettim, minibüse gittim, Bilkent’e gittim, işimi hallettikten sonra minibüse gittim, ODTÜ kapıda indim, o güzel bisiklete bindim, çevirdim çevirdim pedalları. Hollanda’ya sağ salim aksilik olmadan gidebilirsek eğer, yapacağım ilk işlerden biri bisiklet almak olacak. Zaten son bir aydır Bengü ile yediğimize içtiğimize dikkat etmiyor, Nasılsa Hollanda’da bol bol pedal çevireceğiz, veririz..” diyoruz, haydi hayırlısı.
Culture’dan Look to the Windward‘a döndüm, tempo biraz artıyor gibi. Ayrıca dün Bengü ile Hot Fuzz ‘a başladık, kadro tipik İngiliz komedisi fiks kadrosu. Orada, ufak bir roldeki Black Books’un Manny’si, Ian Banks okurken görülüyor, hatta ikinci görünüşünde galiba Culture okuyordu.
Yoruldum, bir de terledim, acıktım da. Saat 17.13 olmuş, birazdan servis için toparlanmaya başlayacağım. Fkk’dan yorum aldım ayrıca, diyeceğim odur ki, benden iyisi yok! 8)
Ha, bir de: Linux’çulara ayın bilmecesi:
Bir ftp sunucum var, SSH’ı yok, FTP’si var
ister ki deli gönül, buradaki dosyaları kendi bilgisayarımdan güzelce editleyebileyim vim ile
ama
her seferinde
vim ftp://lol:olo@xxx.xx.xx.xx/1/2/3/4/5.php
benzeri uzuuuun dosya adları yazmayayım… ya gui’si olsun ya da tercihen ncftp’ninki gibi auto-completion’ı. Fişek patron FUSE ile entegre etmemi önerdi, ben ncftp’den memnun kaldım ama bir sorun var
ncftp default nano kullanıyor, “edit” komutunu vim’e bağlamayı beceremedim.
var mı önerisi olan?
(ödül: Dennis Brown’dan güzel mi güzel reggea şarkıları -ki bu havalarda onlardan iyisi yok!-)