Dizilerimizin yeni bölümleri çıkmadığı için Dead Like Me seyrettik iki bölüm. “Bunun yerine Monk seyretsek daha iyi.” dedim ben, Emre bir şey demedi. demiş sevgili Nergis Hanım “Yıldönümü” başlıklı son girişinde. ‘Dead Like Me’ gerçekten de ilginç bir yapım. Hani Seinfeld bayrak etmişti ya “hiçbir şey hakkında olmayan bir dizi” sloganını, halbuki illa ki bir şeyler hakkındaydı, bu dizide ise hakikaten hiçbir şey yok. Bunun bilinçli olarak yapıldığını düşünmüyorum açıkçası ama bunca konulu diziden sonra gerçekten değişik geliyor.
Dizi sonradan Pushing Daisies’i yapacak olan Bryan Fuller miydi neydi, işte onun eseri. Gerçi Bryan 5. bölümden sonra ayrılmış ama dizi de devam etmiş. Şimdi 5. bölüme yeni geçtik, o yüzden nasıl bir değişiklik olacağını bilmiyorum ama iyi olmamıştır herhalde. İlginç denebilecek (en azından çekildiği yıla göre ilginç, şimdi elini sallasan anded diziye çarpıyorsun) bir konuya sahip olmasına rağmen, bu konuyu elinin tersiyle itiyor, handiyse zorlama bir şekilde arada “iş üzerinde” görüyoruz karakterleri, onun dışında çoğunlukla oflayıp pufluyorlar.
Princess Bride’dan sevilesi Mandy Patinkin oynuyor bir de. Bir de pek o kadar sevimli olmayan Rebecca Gayheart var ama Wiki’den okuduğum kadarı ile o gidecekmiş, yerine de dünyalar güzeli, güzeller güzeli Laura Harris gelecekmiş (Faculty’deki yeni gelen kızı oynayan kız, hani ardından baş uzaylı olduğu ortaya çıkıyordu, ne, spoiler mı? Ha, Bruce Willis aslında ölü 8P).
Neverwas‘ın şimdi hatırlamadığım tanıtımlarından birinde filmin “nereye gideceği konusunda kafası karışık bir film” olduğundan dem vurulmuştu, ne o ne bu durumu (Oğuz Atay’ın böyle bir mektup hikayesi vardı, değil mi?). Bu dizi de onun gibi bir şey, kervan yolda düzülür gibi ama nasıl olur almış kanaldan, onu anlayamıyorum.
Dizi farkında olmadan etkileyici benim için. Böylesi bir kayıtsızlığı & konusuzluğu anca Proust ya da Joyce romanlarında bulursunuz gibi (bir de arkası yarınlarda yazacaktım ama onlar sadece konusuz, asla kayıtsız değiller).
Dizi de tıpkı başrol oyuncusu gibi: meraklı ama o kadar değil, göz ucuyla bakıyor ama mecbur değilse kalkıp da bir el atmıyor (like a me or a you). Ayrıca kesinlikle güzel değil ama… (ama ne?)
bkz. Iris Murdoch, Philosopher’s Pupil.
Ha bir de filmi çekilecekmiş bu sene mi önümüzdeki sene mi ne.
Bu da iki: Benim favori azrailim tabii ki Family Guy’dakidir.