Geçen hafta Nergis Hanım’ın doğum gününü Santurtzi’de, Carmen Festivali’nde havai fişekler eşliğinde kutladık:
tekrar et, bugün günlerden cuma…
Geçen hafta Nergis Hanım’ın doğum gününü Santurtzi’de, Carmen Festivali’nde havai fişekler eşliğinde kutladık:
13 yılın ardından daha hâlâ mı bu kadar çarpabilir bir film insanı!.. *
*eğer bu giriş okunup da heveslenilmişse, öncesinde mutlaka ve mutlaka In the Mood For Love, Chungking Express (+ tercihen Days of Being Wild) izlenmelidir.
Merhabalar, hoşgeldiniz; açılışı Nerea’nın iki hafta kadar evvel gönderdiği/tavsiyelediği Fuel Fandango – Toda la Vida yapalım hemen:
Biz gençken (lisede) FRP oynardık: çokluk Dragonlance, bazen Forgotten Realms, çok nadir Cthulhu filan falan, boşverelim şimdi. Üniversitede Neuromancer, William Gibson, Neal Stephenson filan haberdardık, Billy Idol neydi, Max Headroom aslında neydi bilirdik bunları. Daha o zamanlar yemiş yutmuştum ben bunları babında, marifet olsun diye söylemiyorum, o zamanlar lame şeylerdi bunlar, marifet değildi, nerd olduğunuzun tescili idi (beni edebiyat kurtardı 8). Resim de bulalım bir tane ayaklı filan…
sevgilim sevgilim
kuzey sanrısı gibidir
geceyi beşe filan böler
sonra ayılar hüzünden ölmez
sevgilim sevgilim
açlıktan ölür onlarT. Uyar, “Aramızdaki” şiirinden detay.
Buraya şu resmi koymanın tam vakti:
Claude Sautet, “Ayazda Bir Yürek”ten detay.