Türkiye’ye döndükten sonra ne mutlu ki pek çok güzel şey oldu: Hacettepe’ye girmem, oradaki güzel insanlar, her biri başlı başına bir dünya olan öğrencilerim… ama geçen gün düşündüğümde Türkiye’ye dönüşümün bana kazandırdığı en değerli şeyin çok sevgili arkadaşım Eda olduğunun iyice ayırdına vardım.
Kategori: Genel / Hayat-Memat
Bugünlerde…
Geçen hafta Nergis Hanım’ın doğum gününü Santurtzi’de, Carmen Festivali’nde havai fişekler eşliğinde kutladık:
hal, ahval ve şerait…
Pazardan beri Bilbao’dayım, kaç… 6 gün olmuş. Programlar üzerinde çalışıyorum, eski arkadaşları görüyorum, bir sürü iyi insan. Yoon Ha Lee’nin İmparatorluğun Aletleri (The Machineries of Empire) serisinin 3. kitabı Revenant Gun geçenlerde çıkmıştı, onu okuyorum, o gelince kaplumbağa hızıyla ilerlediğim başka “bir makine” kitabına (John Crowley – Engine Summer) ara verdim, iyi oldu.
Geçen Danel ve Txema ile buluştuk yıllardan sonra; daha geçen gün dünya iyisi Julen’le rastgetirip görüştük. Purolarımı depoladım, husniya’ya kavuştum, krallığım! Krallığım!
Bir güzel gün, mutlu yaşlar, mutlu yıllar.. 8)
doğum günüm kutlu oluyor, ayrıntılar sonra.. 8)
Bayram Sevinci (ya da Kütür kütür Bertül)
Öncelikle, herkesin bayramı kutlu olsun, bugün hakikaten çocuklar gibi şen olan bin atlı gibi sevinçliydim, bir zıplamadığım kaldı bile yazamıyorum zira bir ara zıpladım da.
Okumaya devam et “Bayram Sevinci (ya da Kütür kütür Bertül)”