Günaydın! Bugün bizde temizlik var, hem o yüzden, hem de Şakir Hoca mesaj atmış, sabahtan toplantıya çağırıyordu, okula erken geleyim dedim. Saatimi 8.00’e kurup da, 7.00’de kendiliğimden uyanınca da, “fırsat bu fırsattır” diye düşünüp, servisle geldim. Bu arada, dün gece gördüğüm rüyadan da bahsetmek isterim: Rüyam, doğal olarak Harry Potter evreniyle dirsek temasındaydı. Profesör Dumbledore gitmiş, bizler de onun odasında toplanmışız, kalabalık açıklama bekliyor. O sırada American Splendor’un (Film güzeldi ama nasıl ki Robert Crumb’ı size sevdirecek olan Fritz the Cat (ille filminin de olmasına gerek yok, hoş Crumb da zaten filminden nefret ediyormuş) ya da Crumb‘ın ta kendisi değil de, Ghost World ise, bu da hiç tanımadığım Pekar için öyleydi) ve Sideways’in (ki bu gerçekten çok sıkıcıydı) Paul Giamatti’si (ki kendisini ve The Lady in Water‘ı heyecanla bekliyoruz, Shyamalan’ın hastasıyız) kalabalığı sakinleştirmeye çalışıyordu ama ben bütün heyecan ve kederimle olayı onun için biraz daha komplike hale getiriyordum. O sırada, tavanın köşesindeki yazı dikkatimi çekti: I’m a sun already! Rüyamda, bu deyiş çok tanıdık geldi, nereden bildiğimi hatırlayamadım ama sonrasında aslında Latincesini ya da o tarz bir ölü dildeki karşılığını duymuşluğum olduğunun ayırdına vardım (rüyada bu tümce pa minerva! gibi bir şeydi, evet, ben de biliyorum Latincede böyle bir şey olmadığını, ayrıca gramatik açıdan I’m already a sun‘ın çok daha doğru durduğunu.. 8) sonrasında da uyandım, saat 7.00 idi, kalktım, giyindim, servise bindim, okula geldim. Yolda başta Nina Persson kulağıma fısıldıyordu, sonrasında yerini gene Imogen Heap’e bıraktı. Ayrıca A Wizard of the Earthsea‘ye de bu vesileyle başlamış oldum — sanırım o kitapları bütün aksi yöndeki hatırlamalarıma rağmen okumamışım çünkü okurken hiçbir şeyi hatırlamadım.
Gelelim dün gece bıraktığımız yere: Sevin Okyay, diyordum, ailecek sevdiğimiz bir zattır. Bana nedense sevgili Betül’ü hatırlatır her görüşümde. “Kapıyı çalıp da, ‘Merhaba, ben geldim de, bu gece sizde kalabilir miyim?’ diye sorarsa kabul edeceğimiz kişiler” listemizde yer alır (diğerlerinden bazıları: sigarasını balkonda içmeyi kabul ederse Deniz Özbey, Kanat Atkaya, Kanat Atkaya ile beraber gelmişse eğer Can Kozanoğlu, Fatih Özgüven (gelirken yanında Gece Gibi Geçiyorum‘u da getirsin lütfen, oradan “Arkadaşım Alışverişe Çıkan Beyefendi” pasajını almak istiyorum, kitabı bir türlü piyasada bulamadım da*) ortak karar olarak Lucy Liu, belki Woody Allen, Bengü’nün isteği ile Brad Pitt ve benim isteğim ile Gwyneth Paltrow — Miranda July gelse sanırım Bengü’nün korkusundan onu içeri alamam 8) Ayrıca, bu insanlardan eğer gelecek olan var ise, tercihen birkaç gün evvelinden haber verecek olurlarsa bizim açımızdan daha rahat olur. Sevin Okyay, 6. kitabın çıkışı vesilesiyle Radikal Kitap’ta çıkan bir yazısında Ursula LeGuin’in bırbır yaptığından dem vurmuştu. Dün, halihazırda Potter’dan Duny’ye geçiyorken, nette biraz arama yapıp, ilgili bırbırı buldum:
Teyzenin bir de, bir soru-cevap faslında söylediği bir şey var Potter ile ilgili, onu da alayım ama asıl ilginç olan Yerdeniz’deki şu isim meselesi. Aslında söylediği sonuçta o kadar ilginç değil, ilginç olan yine meselenin ta kendisi..
Sonrasında, Earthsea’nin filme çekilebilirliği ile ilgili birkaç şey daha söylüyor UKLG, bu muhabbetin, bir önceki yazıdan daha ilginç olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim (yani, sevgili okur, eğer bu sene Ursule LeGuin hakkında sadece bir yazı okuyacaksan, o da bir önceki değil, bu olsun! 8P 8)
Yerdeniz güzel başladı. Oylumlu Harry Potter’lardan sonra, insan 10 sayfada, nereden nereye geldiğini görünce şaşırmadan edemiyor doğrusu! Tabii, bir de işin edebi yanı var – şu cümlelerdeki ahenge bakar mısınız lütfen:
Bir de, son olarak Eco’nun “Yanlış Okumalar”ına taş çıkartacak bir sayfanın adresini vereyim: Aslına bakarsanız, komik olmaktan öte trajikomik. (Bu arada, yorumlara bakıp da, istatistik çıkartmaya çalışmayın sakın; sonuçta, o yorumlar sadece o blog’u yazan arkadaşın uygun gördüğü yorumlar..) Bir de uyarı – 6. kitabı bitirmeden bakmayınız, zira fena halde spoiler içermekte:
http://parsha.blogspot.com/2005/10/cracking-harry-potter-6-ha_113069507115543915.html
*(24 Mayıs 2006 itibarı ile güncelleme) Fatih Özgüven gelirse, hala bekleriz tabii ama kitabı getirmesine gerek kalmadı, Bayram Tekin sağolsun, Amerika’da iken kitapçıların altını üstüne getirip, bulmuş… Bir de, insan orijinalinden de okuyunca, Fatih Özgüven’in çevirisinin güzelliğini daha da iyi kavrıyor..