Brotherhood…

Erkekler arasındaki dostluklarda
Av anlaşması da var.

..demiş Cemal Süreya (“Dostluklar İçin Düzyazı” şiirinden detay), bizde de durum genel olarak şöyle diyelim:

The Nice Guys Shane Black Interview : Red Carpet News TV

değil tabii, sizi kandırıyorum (onun muhabbetini de buralarda vaktiyle yapmıştık bu arada, ilgilenirseniz 😉

Biz bugün oradan Russel Bey’i ödünç alıp, 170 erkeğin tepesine konduracağız… Ladies & gentlemen! I give you:

Master and Commander : The Far Side of the World (2003) !!!

Okumaya devam et “Brotherhood…”

Kizilağaç fidani / Tepeden budanur mi (Hayde!)

Güzel bir tatil geçirdik (uzun), uzatmaları oynuyoruz, bir aksilik olmaz ise yarın evceğizimize döneceğiz. Ben de hazır şimdi miskin miskin annemin evinde oturur iken birikmiş ama çok da önemli olmayan (hoş ne zaman önemli bir şey yazdım ki, orası da öyle doğruya doğru) paylaşımlar yapayım, kafamı düzleyeyim, biomass depolayayım dedim (bugün Carrion‘ın gameplay’ini izledim de — bunu yazınca da canım Sepultura – Biotech is Godzilla çekti canım, açıyorum şimdi).

Liste girişi olacak, bence okumayın.

Okumaya devam et “Kizilağaç fidani / Tepeden budanur mi (Hayde!)”

Bilbao, hâlâ aynı Bilbao. (ya da çantada keklik, çavdardaki tutucu)

Pazartesi geldiğim Bilbao’dan yarın sabah ayrılıyorum. Gene yoğun bir çalışma programı içerisinde, kola-süt-puro diyetinde geceli gündüzlü kod yazdım. Bu sefer, geçen seferki gelişimin aksine net bir hedef olmasa da, epey yol kat ettik.

Okumaya devam et “Bilbao, hâlâ aynı Bilbao. (ya da çantada keklik, çavdardaki tutucu)”