Günün oyunu derken, aslında geçen ay aklımıza gelen bir şeydi, anlatayım efendim (bu arada ben iyiyim, yakında hal ve ahval + gidişat üzerine bir özet geçeceğimdir), neyse, diyordum ki:
Geçen ay Bengü’yle bir oyun oynayalım dedik, birer birer eski Doğu Bloku ülkelerini sayıp, haklarında ne biliyoruz diye ortaya dökelim dedik, işte tanıdığımız yönetmenler, yazarlar, filmler (politikacılar ve siyasi olaylar hariç, onları biliyoruz az buçuk). Şimdi paralelde Hande Hanım ile tweet üzerinden ne okuyoruz/ne okuyacağız muhabbeti yapıyoruz da, buraya da not düşeyim dedim. Planım bir süreliğine Amerikan/İngriş ve yandaş edebiyatına ara verip, Macaristan olsun, Polonya, Çek, o yörelerin kipatlarıyla ilgilenmek. Ama dönem olarak eski devrede geçen siyasi şeylerle değil de, çağdaş edebiyatı ile ilgileniyorum (yani benim çağdaşım max 15 yıl önceye kadar).
Bengü’yle oynadığımız oyun ne mi oldu o gün? Cehaletimizden utandık (hem de çok fena). Denemesi bedava, temiz bir A4 kağıt alın ("o yoksa kare şeklinde kesilmiş mukavva da olur"), bu ülkelerin adlarını yazın büyük harflerle ayrı bölgelere, altlarını çizdikten sonra da doldurmaya başlayın. Ne oldu? Olmuyormuş değil mi (Nadia Komanaci, Kieslowski, Otasanek, biz de biliyoruz onları).
Böyle de bir şey, öyle "Polonyalıları seviyorum, Çekler süperler, Macarların o karmakarışık dili (dilli salam 8P)" demekle olmuyormuş, ben bugün (o gün, şu gün, arkadaşım ateş) bunu gördüm…
utanc — Ben de utandim vallahi.
Not: Taniyip da sevmedigim Polonyali olmadi. Birkac sene once tanistigim bir Alman ogretmen vardi, Polonyali ogrencilerinin ne kadar terbiyeli filan oldugundan bahsetmis ve demisti ki: “Polonyali babalar ogullarini da kendileri gibi iyi yetistiriyorlar.” Isin bu yonunu bilemeyecegim ama seviyorum Polonyalilari. Joanna ne yapiyordur acaba? Kiz her yazini Turkiye’de gecire gecire yari-Turk olmustu. Tarkan sarkilari soyluyordu. :))
tweet — Ve de okuyuculara sunu belirtmek isterim ki, bizim tweetlerimiz de hep boyle edebi, kulturel, yuksek seviyede tweetler, kesinlikle seviye dusurmeyiz, hohhoh.
oyun — Ben de bu vesileyle şunu belirtmek isterim ki, biz öğle yemeklerimizi Macar, akşam yemeklerimizi Avusturyalı besteciler eşliğinde yeriz. Bunun üzerine de pişti oynayacak değiliz herhalde, değil mi ma şeri?
o sirada, paralel evrende… (ya da size cevaplar hazirladim — 1) Avusturya’ya ayri, Macaristan’a mi ayri besteciler mi? Onlarin zamaninda Avusturya-Macaristan Imparatorlugu vardi, cehalet diz boyu, pardon pls..:P
2) Tweetlerimde soyleyemedigim sarkilari (punk, arabesk ve club) kisisel tweetlerde soyluyorum, ne olmus? Ayrica konu ile ilgili e-mail basligim da konuyu ozetler niteligindeydi 8)
3) Kimden bahsettiginizi anlayamadim hanimefendiler… Oturup sizinle uzun uzun sobit etmek ister idim ama az evvel edindigim Polonyali yazar Jerzy Pilch‘in The Mighty Angel‘ini okumalardayim, sorry bye (call me maybe).