Zeki Müren.
2007 yılının… nınınının
Kitabı: No One Belongs Here More Than You / Miranda July
Kitap Karakteri: Maureen Watson (Notes For A Case History / DL), Trurl & Klapaucius (Cyberiad / SL)
Twisti: Gelecekbilim Kongresi (Stanislaw Lem)
Filmi: Paris Je T’aime / Onlar bunlar
Dizisi: Psych
Dizi KarakteriGus (Psych)
Grubu: Yeah Yeah Yeahs
Klibi: Bob Sinclair – Together
Blogger’ı: Stephen Fry
(Yeni) Arkadaşı: S. Çağlar Onur
Arkadaşı Yahu neredeyse hepiniz! Yani gerçekten de, insan uzakta olunca değil de, uzağa giderken anlıyor bir nebze de olsa daha da asıl değerinizi. Gerçekten.
Çifti: Damlanur & Gürer
Olayı: Hollanda’ya kabulüm ve alakalı sonrası..
Ödülü: Parlar Vakfı ODTÜ Yılın Tezi Ödülü
Tatlısı: Elma payı (Apple Pie değil de, Appelpunt aslında, zira burada ikisi farklı şeyler)
Meyvesi: Mango
yılın dizisi — e ben yeterlilige hazirlaniyorum, elime ulaştı yılın dizisinin 30 bölümü, ne yapacağım peki ben?
yılın dizisi — “uh-oh!” 8) Aslında pek sorun sayılmaz zira Pysch, Lost gibi, 24 gibi, “amanın bu bölüm de bitti, heman koyayım bissonrakini” mentalitesine değil de, daha çok “ohh, bugünlük bu kadar çalışma yeter, koyayım şöyle bir Psych da, bir şeyler atıştırırken hoşça vakit eyleyeyim…” tadına sahip bir dizi… Yani, bir sorun olacağını zannetmiyorum, günde iki defa, yemeklerden sonra veya birlikte, alındığında ferahlatıcı etkisi vardır. Kolay gele yahu, stres yok, yaparsın sen aslansın kaplansın!
Başlıksız — Zeki MÜREN
Avni ANIL
Selami ŞAHİN 🙂
cık. — ZM & Salih Gözen
Selami Şahin’i de severiz eski hallerini ama yok, senin olsun 8)
tirilibi — ben de tez süresince bağımlılıklarımı “nasıl olsa yemek yiyorum, ayırdığım vakitte şunu da yaparım” kabilinden kullanıyorum, ama gitgide sandöviçten çorbasından tatlısına menü eğilimim artıyor… neyse ki üşengeç ve oburum, hala sandöviç sonra makaleler ve muz kabukları ama…
ha bu arada yeni zelandadan bir tip “shark vs. eagle” ya da bu minval isimli bir film zikretmiş, If! kapsamında gözümüze itildi… Miranda July hayranı senin -aksime bayılacağından emin gibiyim. July bunun yanında başyapıt kalıyor gerçi ama o samimiyet tellallığı ve naif gündelik yaşam anlatısı hoşuna gidecektir. Bir de sevdiğin bütün dizilerin ortak özelliği olan yakıştırılamayanı yapmaktan çekinmeme cesareti de var ki, o kısmı gerçekten güzel. ve bir de animasyonlar gerçekten çok hoş. hmm evet aslında film kötü değil sadece sıkıcıydı. july sıkmadan anlattığı için hiç kötü bir şey dememiştim, bunun eksisi bu olmuş. ama çok başarılı sahneleri de var. hadi bi bak 🙂
stranger than fictiom — benim de uzun uzadıya yazacağım var sanırım bu film hakkında (stranger than fiction) ama daha sanırım nezle oluyorum. Diyeceğim odur ki, son 45 dakikayı boş verirsen lapa lapa güzel bir filmdi. Maggie Glynhaal mıdır nedir, işte o pek çok kereler MJ tadındaydı. Spike Lee yazsa veya Woody Allen çekse daha iyi olacakmış, holivud yemiş ilginç bir fikri ama tam olarak da bitirememiş – kalanı güzel idi. Neyse, yazarım yine elbet. Kucak kucak.
eagle versus sharm — Filmin birkaç şeysine bakıp, bir deneyeyim dedim. Bir yandan indirirken, bir yandan da birkaç şeysine daha bakarkene “Flight of the Conchords” olayını öğrendim: 4-5 aydır arada bir ama giderek sıklaşan bir süreçte, flight of the conchords’u keşfeden zevkini beğendiğim arkadaşlarım tarafından FoC tecrübesini paylaşmaya davet ediliyorum. Ve hayır, daha ilk görüşte tahammül edilemez buldum, dayanamıyorum. Belle ve Sebastian misali, aslında cool olduklarını düşünen (bu düşünen kısmı önemli) ezik adamları sevemiyorum. “King of the losers” kötü bir şeyin iyi bir şeyi olmak demek değildir, kötü bir şeyin daha kötüsü olmak demektir. Ya çok ahkam yazdım ama bu heriflerin samimiyetine hiç inanamadım, inanamıyorum o yüzden de sürekli bana hakaret ediyorlarmış gibi geliyorlar. Je suis desolee (bu aralar sık sık söylemeye çalıştığım bir cümledir kendileri. Anlamını da bugüne kadar “yalnızım” diye biliyordum, bugün sağolsun Frankofon eşim tarafından bilgilendirildim (“Üzgünüm” demekmiş bu arada, Madonna gibin)). Böyle böyle. Ama sen vakit bulursan “Stranger than fiction”ı seyret Löker, hakikaten güzel fikir. Escher’in resimlerindeki imza lokasyonu ile bu film hakkında bir ihtimal yazı yazabilirim, emin değilim.