Hazır Lennon yine indirime girmişken, onun hayat hakkındaki güzel sözünü anımsatmak istedim:
Hayat, siz başka bir şeyler planlamaktayken başınıza gelendir.
(Life is what happens to you when you’re busy making other plans)
tekrar et, bugün günlerden cuma…
Hazır Lennon yine indirime girmişken, onun hayat hakkındaki güzel sözünü anımsatmak istedim:
Hayat, siz başka bir şeyler planlamaktayken başınıza gelendir.
(Life is what happens to you when you’re busy making other plans)
Pazartesi geldiğim Bilbao’dan yarın sabah ayrılıyorum. Gene yoğun bir çalışma programı içerisinde, kola-süt-puro diyetinde geceli gündüzlü kod yazdım. Bu sefer, geçen seferki gelişimin aksine net bir hedef olmasa da, epey yol kat ettik.
Okumaya devam et “Bilbao, hâlâ aynı Bilbao. (ya da çantada keklik, çavdardaki tutucu)”
İki hafta önce Nergis Hanım’la, Locke & Key’e başlayalım dedik (ben tam başlamıştım, o da ilgilenip izlemeye koyuldu), ilginç geldi ama bu zamanda kimde öyle o kadar bölümü izleyecek zaman! İlk bölümü izlediğimizle kaldık. Sonra geçen hafta tekrardan canım çekince aklımı kullanıp, çizgi-romanlarını binge-read yapıverdim (artık her ne demekse).
…When you gonna make up your mind
When you gonna love you as much as I do…
(Tori Amos, Winter)
Vaktiyle kıştan T.S. Eliot eliyle yakınmıştım, bu aralar yine kış, yine kış, yine kış… Dün sabah (kuşluk vakti) Ece’yi servise bindirdim, hiçbir şey yoktu ama yarım saat sonra ben çıktığımda bembeyaz, karlar altında bir Ankara karşıma çıkıverdi!