Geçen hafta Nergis Hanım’ın doğum gününü Santurtzi’de, Carmen Festivali’nde havai fişekler eşliğinde kutladık:

bugün de şehirde biraz gezintiye çıktık:

(üzerinde de dolaştık şehrin biraz biraz):

Epey epey dolaştık, hatta o kadar çok yer dolaştık ki, gitmediğimiz yer kalmadı, Chagall’daki eşeğin gözünden başka…

—Ah, neredeyse unutuyordum: Puppy’nin kulübesine de uğradık, Chagall’ın sergisini gezdik (bir de Joana Vasconcelos’un ama artık başka bir yazıya)…
Sığınacak yer kalmadı
Chagall’daki eşeğin gözünden başka… / C.S., “11 Beyit”