Bir hafta kadar önce, gayet mutlu uyandığım bir sabah, öldükten sonra ne yapacağıma nihayet karar vermiş / bulmuş buldum kendimi. Öyle bunalım bir şeyler hiç değil, hakikaten değil, derin güzel bir uykudan uyanınca gelen aydınlık düşüncelerden. Hem sonra insan emekli olduktan sonrasını planlıyorsa, bu gayet normalse… (Sonuç mu dediniz, ne dediniz, ne dediniz
Sonuç hiç gömülür mü, geliyorum) Neyse, diyeceğimi yazayım da hiç de öyle karamsar -slash- allegorik -slash, virgül- italik çok afedersiniz sembolik bir şeyler olmadığını görün:
Öldükten sonra ikindi/saat 5 güneş batarken Hüsniya ile yeni yıkanmış balkonunda çay içip, oradaki sofada kestirip, uyanıp, aynı anı tekrar tekrar yaşamak istiyorum.
Okumaya devam et “Birdenbire odayı sözgelimi Mars’a çevirir bir köstebek…”