Bera & Cure

 Dün rüyamda Bera’yı gördüm, bugün Cure dinliyorum (Head on the Door). Adam gibi bir tweet hesabım olsaydı oraya yazardım, olmadığından buraya yazdım. Hayat garip. Sabah üç bilgisayarı ana bilgisayara gösterebildim diye mutlu oldum (dünden beri uğraşıyordum – anahtar kelimeler (çok lazımsa) Rocks, CentOS, qstat, insert-ethers falan filan).

Bakın mesela bunu (şunu) adam gibi olmayan tweetim‘e de yazabilirdim pekala:

ne geçmiş var ne gelecek 
dem bu demdir barışalım 
 

(Mazhar Alanson, God Save the Queen)

“Bera & Cure” için bir yorum

  1. Merhaba yeniden — Bu blogla ilgisi var mı, yok aslında, döndüm demek için yazıyorum Sevgili Emre. Erasmus’un Deliliğe Övgüsü’nü okumaya başladım. Sanırım ondan sonra Odysseia’ya geçiş yapacağım, bol bol bahsi geçiyor zira. Casey Shea diye birini keşfettim onu dinliyorum şu sıralar, arkadaşım Friends’in bütün bölümlerini vermişti, Gökhan Fransa’dan şunu yedim bunu yedim mailleri atarken, ben de bir yandan onu kıskanıp bir yandan Friends’i izliyorum boş ve Defne’den arta kalan zamanlarımda.

    Geçenlerde bir film izlerken- ne olduğunu hatırlamıyorum bile-New York sokaklarında dolaşıyordu kamera, duvarları kaplayan dev reklam panolarından birinde Community’nin dev bir panosu gözüme ilişti. Blogdan okuyup başlamıştım izlemeye ama aynı başarıyla sürdüremedim izlemeyi sonraları.

    Neyse sağlıcakla kalınız, şimdilik,

    Sevgi ve selamlar,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir