Neydi.. hah, Çağan Irmak’ın son projesinde başrol. Ya bu son olaylarla birlikte anladım ki, öyle böyle değil. bayağı bir ağlak adammışım ben. Bir şeyi yapamayınca ya da bir şeyde kaybedince gerekçe/bahane bulmam, başkasını/alt-yapıyı suçlamam, bilakis kabullenirim ve bu kendimde sevdiğim şeylerin başında gelir.
Gel(in) gör(ün) ki, bir sıkıntıya uğradım mı da, hemen ağlak oluveriyorum, vır vır yakınıp duruyorum. Sizlerin nezdinde kendimi ayıplıyor ve dahi cık-cıklıyorum. Cık cık cık, çok ayıp, hiç yakışmıyor.
Hazır laf açılmışken – Camera Obscura, ki kendilerini inşallah bu yılın listelerinde, müzik kategorisinde göreceksiniz. sayesinde öğrendiğim bir terim (“maudlin” – “kendine acıma” demekmiş) ve bu terim sayesinde haberimin olduğu bir kitap oldu (C.S. Lewis – A Grief Observed). Kitabı aldım beğendim, albümü (Camera Obscura – My Maudlin Career) dinledim bayıldım, ilginize bilginize (Betül hele de sen, eğer daha evvelden bilmiyorduysan!..)
Sevgilerle kalın ey sevgili kari,
Emre ST
Bütün topluma yazdığım bu açık mektubuma bir hamiş de yakışır hani: Jacob Holdt’u yazmadım, biliyorum ama küstüm ona da, o yüzden yazmamış olabilirim. (Niye küstüm? Gecenin bir vakti sayfasından sergide görüp de beğendiğim/etkilendiğim resimleri seçerken bir anda kendimi KKK’ın (took my baby away) ana sayfasında bulup da, browser’ı kapatıp, yetinmeyip bilgisayarı kapatıp ve dahi yetinmeyip modemi de kapatmak suretiyle korku içinde yatağıma yollandığım ve her an loglara bakıp ha geldi ha gelecekler zaten oturma izninde de uzatmaları oynuyorduk, tam olacak şimdi korkusunu bana yaşattığı için).